Gaziemir’in Yeşil Mahallesi’nde ormana sıfır imarlı arazide Gözde Grubu tarafından sürdürülen inşaatı ve o arazideki yüzlerce ağacın 3-5 yıl içinde nasıl kaybolduğunu dünkü yazımda dile getirmiştim.
Gözde Grubu’ndan konuyla ilgili gelen 2 satırlık açıklamanın her cümlesi bölgedeki ağaç katliamını aslında açıkça ortaya seriyor.
Açıklamaya bir göz atalım:
“Taşımayla yetişmiş ağaç dikeceğiz. Rölövede gözüken ağaçların hepsini dikeceğiz. Uydu fotoğraflarında orada belki de 30 tane ağaç gözüküyor. İnşaat bittiğinde ise 300'den fazla ağaç dikilmiş olacak”
Yani Gözde Grubu olarak satın aldığınızda içinde yüzlerce yetişmiş ağaç olan arazide şimdi 30 tane ağacın kaldığını siz de kabul ediyorsunuz!
62’sini Orman Müdürlüğü’nden izin alarak siz kestiniz, 10 tanesini yola engel oluyor diye yine siz kestiniz…
Peki kalan ağaçlara ne oldu?
Yüzlerce yetişmiş çam ve zeytin ağacı nereye gitti?
Gaziemir’in neresine taşıdınız?
İnşaatlar bittiğinde betonla doldurduğunuz alana 300 yetişmiş ağacı nasıl sığdıracak ve dikeceksiniz?
Soruyorum size…
Orman yangını ile Gaziemir’de yaşanan bu ağaç katliamı arasında ne fark var?
Biri yakıyor…
Biri söküyor…
Bölgede inşaatlarını sürdüren Gözde Grubu’na sorularım bitmedi:
1-İnşaat sahasında bulunması zorunlu tabelanız neden yoktu? Kimden neyi gizlemeye çalıştınız?
2-Bu arsayı, imar plan notlarında yer alan “Mevcut ağaç rölövesine uyulacaktır” ibaresini bilerek satın almadınız mı? Ağaçlar doğal! yolla dahi yok olsa bina oturum alanlarını imar planında belirtilen rölöve planına uygun hazırlamanız gerektiğini bilmiyor musunuz?
3-Bu bölge doğal yolla yetişmiş ağaçların uzun zamandır varlığını sürdürdüğü bir alan. Sadece sizin parselinizdeki ağaçların zaman içinde (dışardan kimyasal vb müdahale seçeneği dışında) kuruması veya hastalanması ve nihayetinde kesme yoluna gitmeniz normal mi?
4-Bölgede aynı yapılaşma koşullarına sahip diğer parsellerde, yaklaşık 900 metrekareye 1 villa yapılabiliyorken, siz parselinizde 5 – 6 katlı apartmanlar yapmayı nasıl sağladınız? (havaalanı mania kotları, imar yönetmelikleri vb normlara rağmen)
5-Normal şartlarda, (ağaç rölövesi, ilgili yönetmelik maddeleri vb) sizin parselinizde maksimum 25 – 30 villa yapabilmeniz mümkün iken, doğal arazi topoğrafyasını tamamen değiştirerek, apartmanlarda kademe yapmaksızın 199 adet daire sayısına ulaştığınız söyleniyor. Bu konu hakkındaki cevabınızı tüm kamuoyu merak ediyor.
6-Arazinizde yaptığınız hafriyatlardan çıkan toprakların çok yakın yerlere dökülerek 25 – 30 metrelik hafriyat dağları oluştuğu, bu hafriyatların altında onlarca ağacın yok edildiği ve konunun müfettiş incelemesine konu olduğu duyumu var. Hem kendi parselinizde hem de yakın yerlere dökülen hafriyatların sebep olduğu çevre katliamı konusunda herhangi bir çözüm öneriniz var mı?
7-İnşaatlar bittikten sonra kesilen ağaçların yerine dikileceğini söylüyorsunuz. Fazladan bina oturtabilmek için kestiğiniz ağaçların yerine nasıl ağaç dikeceksiniz?
8-Çevreye verdiğiniz kalıcı zararlardan dolayı pişmanlık duyuyor musunuz? Bununla ilgili bir telafi düşünceniz var mı?
9-Bölgedeki yapılaşma dikkate alındığında bu parselde yapılması muhtemel villa sayısı 25 – 30 villa civarında olması gerekirken, yapılan apartman kondular ve 199 adet konut haksız rekabet ve ranta sebep olmayacak mı?
Belediyeden edindiğim bilgilere göre, bölgenin mevzi imar planı yaklaşık 30 yıl önce yapılmış. İmar planı onaylanırken bölgenin ağaç dokusu dikkate alınmış ve yüzde 60’ın üzerinde zayiat ile kamu terkleri yapılmış.
O günkü koşullarda oldukça yüksek zayiatla yapılan mevzi imar planına eklenen plan notunda TAKS (taban alanı katsayısı) yani binaların toplam oturum alanı kadastral parsel üzerinden yüzde 8 geçemez ibaresi bulunmaktadır.
Bu oran 2074 ada 30 nolu imar parseline oranlandığında karşımıza çıkan rakam yüzde 17,8’dir. Yani blokların toplam oturma alanı 19.583 m2 x yüzde 17,8 = 3.485 metrekareyi geçemez.
Yapılaşma alanı kadastral alan üzerinden Y: 0,30 olarak belirlenmiş. Bu rakam 2074 ada 30 nolu imar parseline oranlandığı taktirde yüzde 67,1’i geçemez. 19.583 m2 x yüzde 67.1 = 13.140 m2 + balkonlar + merdiven + asansör alanını geçemez. (tamamen toprağın altında kalan, yönetmelikte izin verilen alanlar hariç)
Ayrıca Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün “HAVAALANLARI ÇEVRESİNDEKİ DOĞAL MANİALAR ÜZERİNDE YAPILAŞMA TALİMATI”nda belirtildiği üzere; bina yükseklikleri baca anten dahil toplam 6,50 mt ve iki katı geçemez denilmektedir.
2017 yılı PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİ’nin 11. Maddesinin (5) (6) (7) fıkraları uyarınca bina kot aldığı noktadan itibaren subasman yüksekliği 3,50 metreyi aştığında kademe yapılarak tekrar 2 kat görünümüne kavuşmalıdır. Yani kottan kat kazanmak mümkün değildir.
Yine aynı yönetmeliğin 15. 16. 17. ve 18. maddelerine göre bahçe tesviyeleri yapılmalıdır. Şu anki mevcut durumda yapılan hafriyat ve bahçe tesviyeleri yönetmelik hükümlerine aykırı mı değil mi?
Gazetemiz ve bu köşem, Gözde Grubu’ndan gelecek her açıklamaya açıktır. Ben ve kamuoyu yukarıdaki tüm sorularıma açık ve net yanıtlar bekliyor.