En sonunda Cumhuriyet Dönemi’nde bu da oldu.
Sakın yanlış anlamayın, dönem Cumhuriyet ama birilerinin zihniyeti hala Ortaçağ. Gelişmiş ülkelere bakın: Tanrı parçacığını buluyorlar; demokrasiye adamışlar kendilerini; açlığı sefaleti ve hastalıkları yok edebilmek için çok çalışıyorlar. Adamlar bir sinek türünün hayatını yıllarca inceleyip belgesel yapıyorlar.
Bizde ise topluma örnek olması gerekenler çıkıp sadece menfaat uğruna dinsel ayrılıkları ön plana çıkaran onlarca tehlikeli yolu deneyebiliyorlar. Eline mikrofonu alıp ağzına geleni söylemek çok kolay olmuş: MHP liderinden bahsediyorum. ‘Kılıç artığı’ diyor Alevi birine: Kılıç artığı…
Yani kendilerinden olmayan Alevilerin, daha doğrusu hayatları birileri tarafından lütfedilmiş birinin tanımlanması gibi kılıç artığı.
Yaradan aynı fikrimce… Tabi şu hayatta bir iyiler var, bir de zalimler. Zalimler olmasa iyiliğin güzelliği çıkar mı ortaya? Bin yıldır aynı topraklarda yaşıyoruz biz. Aynı kaderi paylaşıyoruz. Kız alıp kız vermişiz.
Bu ülkede yirmi milyon Alevi var! Aynı Yaradan’a inanıyoruz. Yediğimiz aynı; içtiğimiz su aynı. Bak benim de iki gözüm, iki kulağım, iki bacağım var. Bu ülkenin özgürlüğü için birlikte savaşmışız. Sadece Alevi değil, Sünnisi ,Lazı, Çerkesi… Bu vatanın sevdalısı herkes bu vatan için çalışmış. Niye incitiyorsunuz? Neden ayrıştırıyorsunuz? Yahu ne istiyorsunuz Alevilerden? Aslında bu sorunun cevabı çok açık: Menfaatine gelirse övüyorsun; gelmiyorsa yeriyorsun! Söyle şimdi kim günahkâr acaba?
Bak birileri uzaya beşinci kez kadın astronot gönderiyor. Bilimin ve çağdaşlığın gelişmesi için ne yaptınız siz onu söyleyin önce bize. Bu ülkede hala birileri çöpten yemek topluyorsa ve hala eğitim, sağlık parayla oluyorsa, boş konuşuyorsun sen. Hem boş hem de tehlikeli.
Yıl 2017. Ortaçağı geçeli asırlar olmuş. Günümüzde ise siyasetin bu şekilde milletin öz değerlerine, duygularına, yaşam biçimlerine saldırarak yapılması, bu vatanın evlatlarının arasına nifak sokulması ve bundan rant sağlanmaya çalışılması ne kadar acı.
Cumhuriyetin bizlere verdiği değerlerle ne kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz. Cennet gibi, ne olursa olsun kenetleniveriyoruz hiç düşünmeden. Alevi, Sünni, Laz, Çerkes olsun hepimiz bir mozaiğin değerli parçalarıyız aslında. Yaradan’ın en güzel yarattığına hakaret etmekle lider olunmuyor maalesef. Liderlik kitleleri peşinden hiçbir menfaat gözetmeksizin koşturabilmektir. Kitleler sana öyle bir inanmalı ki canla başla peşinden gelsin. Ayrıştırmakla değil herkese eşit mesafeyle durarak lider olunur. Lider sadece halkının menfaatlerini düşünür, her adımını onun yararına atar!
Bilmem anlatabildim mi?
Bir de şu açılımlar var. Neye açıldığımızı da anlamadan bir baktık ki kutuplaşmaya ramak kalmış. Söze dökmeyin efendim. Kurun güzelinden fabrikalarını, oluşturun iş sahalarını, halkını doyur, işsizliği bitir; sağlığı, eğitimi parasız yap; demokrasiyi yaşat; inançlara karışmadan demokrasiyi yaşat; tecavüzleri önle; hastalıkların çaresini bul; bilimde, teknikte ilerle; halkı refah içinde yaşat! O zaman emin ol ki halk ne güzel ufuklara kendi kendine açılır.
‘Cem evlerine cümbüş evi’, ‘Alevilerle evlenilmez’ sözlerini de hala unutmadan sonra da bir baktık Alevi açılımı olacakmış. Tabi yirmi milyon Alevi’nin vergilerinden Mercedes marka arabalara binilince sonradan insanlık adına söylenen hiçbir söz inandırıcı olmuyor maalesef. Hele bir de hafızalarımızda Alevi şehitleri Cem evinden mahrum bırakılırken, cem evleri tüzel kişiliklerine kavuşturulmazken… Neyin açılımı bu anlamadık gitti!
Cumhuriyet en iyi rejim biçimidir. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde bir şeyler iyi gitmiyorsa bu Atatürk’ten değil; sonraki iktidarların ülkeyi iyi yönetememesindendir. Bu durumda Atatürk’ün ilke ve devrimlerini iyi anlamak, gerçekten anlayıp, özümsemek gerekiyor bana göre. Aleviler artık hiçbir şeye alet etmeyin. Aleviler, çağdaş, laik, devletini, milletini seven; eline, diline, beline sahip ol, anlayışını ilke edinenlerdir. Hızır Paşa’na beş yüz yıl önce söylemişti Pir Sultan: “Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan”