İzmir gazetelerinde geçen hafta okuduğum bir haber beni anılara götürdü. CHP genel sekreteri ve İzmir milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP eski genel sekreterlerinden Şeref Bakşık’ı evinde ziyaret etmiş. Bu gibi “vefa”kokan jestler önemlidir. İyi yapmış Sındır. Son Ramazan Bayramında büyük mutluluklar yaşadığı, birlikte çok uzun yıllar geçirdiği eşi Safiye Hanım’ı kaybeden Bakşık, şimdi 90 yaşını deviren bir ulu çınar. Hatay’daki evinde kızı tiyatro sanatçısı Gözde Bakşık’la yaşıyor.
İZMİR’İN İKİ GENEL SEKRETERİ
İzmir, CHP’ye tarihinde iki genel sekreter verdi. İlki Bakşık, ikincisi ise Sındır. Bakşık, CHP’nin 15’nci, Sındır da 28’nci genel sekreteri. Bu ziyaretin bir özelliği de söz konusu İzmirli iki genel sekreterin buluşması. Bakşık’ın eskiden çok önemli olan genel sekreterlik koltuğuna gelmesinin önemi anlamak için kendisinden hemen önce bu koltukta Kasım Gülek, İsmail Rüştü Aksal, Kemal Satır ve Bülent Ecevit’in; kendisinden hemen sonra da Kamil Kırıkoğlu, Orhan Eyüboğlu ve Mustafa Üstündağ’ın oturduğunu vurgulamak sanırım yeter.
DEMOKRAT İZMİR’Lİ VE İSMET PAŞA’LI YILLAR
Bakşık, 27 Şubat 1927 Eşrefpaşa doğumlu. Çocukluğu Çiğli’de geçmiş ama tam bir İzmir Beyefendisi. Bu özelliği onun kadar içselleştirmiş en çok az insan tanıdığımı belirtmeliyim. İlk, orta, lise ve yüksek öğrenimini İzmir’de tamamladı. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’nu bitirdi. 1961’de Kurucu Meclis’e basın temsilcisi olarak giren Bakşık, gazeteciliğinde en çok basın davasıyla karşı karşıya kalan iflah olmaz bir kalem erbabıdır. Üstadın Demokrat İzmir yılları başlı başına bir tez konusu olabilir. 1947’de başladığı gazeteciliği 1961’de milletvekili olana kadar sürdürdü. Demokrat İzmir’in yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. İzmir Gazeteciler Sendikası Başkanlığı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Disiplin Kurulu Başkanlığı yaptı. DP döneminde 49 davada en az sınırıyla 32 yıl 10 ay 3 gün ağır hapis cezasıyla yargılandı. Davaların bir kısmından aklandı, kalanlarından ise 1960 sonrası afla kurtuldu.
“Demokrat İzmir yılları”sonrasında artık “İsmet Paşalı Yıllar”gelmektedir. Kurucu Meclis’teki ilk parlamento deneyimi sonrasında 12, 13 ve 14. dönemlerde CHP İzmir milletvekili ve 1977-1980 arasında ise -12 Eylül askeri darbesine kadar- CHP İzmir senatörü olarak görev yaptı. CHP PM’de ve CHP Grup Yönetiminde de olan Bakşık, 12 Mart muhtırası ertesinde 21 Mart 1971’de Bülent Ecevit’in CHP genel sekreterliğinden istifası üzerine 25 Mart’ta CHP PM tarafından genel sekreterlik görevine getirildi. Yaklaşık sekiz ay sürdürdüğü bu görevden 18 Kasım 1971’de istifa ederek ayrıldı. Böylece müstesna“İsmet İnönü’nün son genel sekreteri” sıfatı üzerinde kaldı.
Bakşık, 12 Eylül sonrasında da siyasete uzak kalmadı; SODEP ve SHP döneminde partiye katkıda bulundu. Erdal İnönü’nün genel başkanlığında SODEP İzmir İl Başkanı ve yine SODEP-Halkçı Parti birleşmesiyle SHP İl Başkanı ve PM üyesi oldu. SODEP’in kuruluş ve son kurultayında kurultay başkanıydı. Bakşık, aktif siyasetten çekildikten sonra da Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi Başkanlığı yaptı.
“CHP İLE BİR ÖMÜR”
Sındır’ın ziyaret haberini veren gazetelerde Bakşık’ın “CHP İle Bir Ömür” kitabı da zikrediliyordu. O kitaba, o kitapla başlayan Bakşık’lı anılarıma getirmek istiyorum sözü.
2008’de, Cumhuriyet’te olduğum dönem. İlhan Selçuk aradı dahili hattan, Şeref Bakşık’tan söz etti ve anılarını yazdığından. İlhan Ağabey, gazetede herkesi bilir, kimden ne isteyeceğini, kime ne görev yükleyeceğini de iyi bilirdi.
Şeref Bakşık’ın ilk telefonu, tanışmamızı sağladı. Müthiş sıcak ve nazik telefon en baştan nasıl bir insanın karşımda olduğunu anlatmaya yetti de arttı bile. Dosyasını İzmir’den İstanbul’a gönderdiğinde çok oylumlu ve uzun yıllara, farklı konulara dağılan bir anı demeti ile baş başa kaldım. Şeref Bakşık’ın CHP’deki uzun yıllara dayalı politikacı kimliğinin yanında gazeteci kimliği de vardı. Sonunda anıların CHP ile ilgili odak noktası konularını bir araya getirerek “CHP İle Bir Ömür”adında karar kıldık ama bir sorun vardı. Çok oylumlu, çok hacimli bir anılar demetini okurun ilgi duyabileceği ve meraklısının adam akıllı yararlanacağı bir kıvamda ve hacimde şekillendirmek gerekiyordu. Bakşık, bu konuda çok anlayışlı ve toleranslı davrandı, editör olarak bana sonsuz güvenini de belli edince çok rahat bir çalışma yürüttük.
Kitabın satırbaşları şöyle oldu: Adnan Menderes ve Celal Bayar’la tanışma… Ünlü tahkikat encümeni… 27 Mayıs 1960… İsmet İnönü’nün 1961 tasarımı… CHP üyeliği… 1961 milletvekili seçimi… Alpaslan Türkeş’in ihtilal ihbarı… 22 Şubat ve 21 Mayıs ayaklanmaları… CHP’de sola açılış ve ortanın solu… İsmet İnönü ile yakınlaşma… 12 Mart 1971 muhtırası… Bülent Ecevit’in genel sekreterlikten istifası… Ecevit’in yerine genel sekreter olmak… Genel sekreterlikten istifa… İsmet İnönü’nün ölümü… İki kez yinelenen genel sekreterlik önerisi… 12 Eylül 1980 askeri darbesi… Ecevit’in CHP’den ayrılışı… Erdal İnönü’nün SODEP’i kurması,,, SODEP ve Halkçı Parti’nin birleşme çalışmaları ve SHP’nin kuruluşu…
Bakşık, anılarının gerekçesini şöyle açıklıyor: “Kitapta, geçmişin stratejik olaylarından alınabilecek olan siyasal dersler bilgiye ve yoruma sunulurken, gelecek kuşakların aynı yanlışlara düşmemesi de amaçlanmıştır. Acı verici çatışmalar sürecinde kurumsal ve bireysel aktörlerin sürüklendiği çıkmaz yolların hangi tehlikeleri oluşturduğunun gösterilmesiyle, aynı sorumlulukları gelecekte üstlenecek olanların birbirlerini daha iyi anlamalarının kolaylaşacağı düşünülmüştür.”
Kitap, 2009 Şubatı’nda basılmıştı. İzmir’den imzalı olarak geldiğinde üzerinde şu zarif not vardı:
“Kendisine yüklediğim yorgunlukları aşma ustası ve seçkin gözlemci dostum Sayın Muzaffer Ayhan Kara’ya sevgilerimle…Şeref Bakşık, 11 Mart 2009.”
ÖNERİ
CHP tarihine ilgi duyanlara; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile MYK ve PM üyelerine, il başkanlarına ve özellikle CHP İzmir İl ve ilçe yöneticilerine, milletvekili ve belediye başkanlarına kitabı öneririm. Eminim çok şey öğreneceklerdir, yararlanacaklardır.