2019 yılı çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 83 bindir. 2020 yılı içinse bu rakam 1 milyon 800 bine düşmüş, 300 bin üreticimiz çiftçilikten uzaklaşmıştır. Borç yükü altında ezilen üreticilerin borçlarını ödeyebilmeleri için arazilerini satmış olmaları bu rakama büyük bir etki yapmıştır diye düşünüyorum. Önlemlerin ciddi olarak alınmamasının sonucunda yeni nesil toprak ağalıklarının oluşması da kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Verimli tarım arazilerimizin yatırım amaçlı satın alınması ve amacı dışındaki kullanımı ülkemizin kanayan yaralarından biridir. Derhal yasal boşluklar giderilip bunun önüne geçilmelidir.
Türkiye’deki karasal büyüklük toplam 770 milyon dekardır. Bunun sadece yüzde otuzu (238 milyon dekar) tarım alanıdır. Yatırım yapmak isteyen vatandaşlarımızın tarım topraklarından uzak durmasını naçizane öneriyorum. Zira bugün ihtiyacımız olamayan şeyleri satın alırsak yarın ihtiyacımız olanları satmak zorunda kalacağımız apaçık bir gerçektir.
Bu 238 milyon dekar tarım alanında üreten çiftçilerin topraklarını işlemek ve üretim yapabilmek için en önemli masraf kalemi mazottur. Toprak işlemede tarımsal alet, ekipman ve makinaların artması tarımsal üretimde verimin de yükselmesine sebep olmuştur. Bu mekanizasyonun kullanımıyla da harcanan enerji miktarı artmıştır. Ülkemizde çiftçilerimizin yıllık ortalama harcadıkları mazot miktarı yaklaşık 3.5 milyar litredir. Resmi verilere göre ise 1.3 milyar litredir. Kabaca bir hesap yaparsak; litre fiyatı 6.5 lira olan mazot için 3.5 milyar litre mazot kullanan üreticimizin ödediği yıllık toplam mazot parası 22.75 milyar liradır. 1,3 milyar litre için ise 8,45 milyar liradır.
Şimdi bu veriler ışığında gelelim üreticimize verilen mazot desteğine 2020 yılı için yaklaşık 3 miyar lira, 2021 yılı için ise yüzde 6.1 düşerek 2 milyar 724 milyon olarak belirlenmiştir. Üstelik 2019 yılı desteklemeleri bile 2020’nin sonunda ödenmeye başlanmış, 2020’nin destekleri de 2021 bütçesine ilave edilmiştir. Üreticilerimize verdiğimiz destek onlara sattığımız mazottan aldığımız verginin 2020 yılı için yaklaşık yarısından da azdır. Bu bana göre destek değildir. Onlara sattığımız mazottan haybeye aldığımız para en düşük veriler için bile 4 milyar 680 milyon liradır. Bu parayı onlara iade etmemiz gerekiyor.
Ziraat Bankasına ve tarım kredi kooperatiflerine takibe takılmış olan borçlarının faizlerinin silinmesi ve anaparanın en az beş eşit parça bölünüp tahsil edilmesi çiftçilerimizin şuan için en büyük arzusudur. Kaldı ki şuan için takibe takılan üretici borcu miktarı yaklaşık 5 milyar liradır. Sadece 2020 yılı için çiftçilere satmış olduğumuz mazotun vergiden kaynaklanan kârını onların sıkıntılarını çözmek için aktarmak çok da hakkaniyetsiz bir eylem olmayacaktır. Millet olarak üreticiye olan borcumuzu ödemek, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesinin en önemli gereğidir.