Geçen cuma akşamı Odatv ve İz Gazete’nin, yazdığım iki gazetenin düzenlediği, Konak Belediyesi’nin ev sahipliğini üstlendiği bir etkinlikteydik. “Otuz Yıldır Yazı-Yorum”, bendenizin yazı hayatını konu alıyordu. TSKM Nevzat Benol Salonu fuayesindeki sergide otuz yıldan bazı izler de yer aldı. Kitap kapakları, bazı yazı örnekleri vb.

“OTUZ YILDIR YAZI-YORUM”

Değerli arkadaşım Semra İğtıç’ın sunumunu yaptığı akşamda Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, çok incelikli, zarif ve anlamlı bir açış konuşması yaptı. Ondan sonra kürsüye çıktığımda heyecanımı herkes fark etti. Sanki kürsüde ilk defa konuşuyordum.

Panel bölümü birbirinden değerli konuşmacılarla oldukça ilgi çekici ve renkliydi. Ümit Kartal çok güzel bir moderasyon yaptı. Barış Terkoğlu, İstanbul’dan gelerek katıldı. Tuncay Özkan maceralı bir yolculukla Ankara’dan. Serdar Kızık, Cumhuriyet Ege Bürosu’nun kapanmasından sonra mesken tuttuğu Karaburun’dan.

Konuşmaların tamamını banda almamakla hata yaptık. Bilhassa Mustafa Balbay ve Barış Terkoğlu’nun yazı hayatımla ilgili çok ayrıntılı değerlendirmeleri bir belgesel olabilirdi. Kızık, Balbay, Terkoğlu ve Balbay çok değerli bir konuşmacı tablosu oluşturmuştu. Karşıdan panel masası çok güzel gözüküyordu.

Aynı saatlerde Karşıyaka’da CHP’nin il dışından gelen bir genel başkan yardımcısı, üç parti meclisi üyesinin de katılımıyla yapılan, büyük ozanın oğlunun da katıldığı Aşık Mahzuni anma gecesi vardı. Ona karşın salonu hemen hemen dolduran birbirinden değerli dostlarıma, arkadaşlarıma, aralarında önemli sıfatlar taşıyanların da olduğu CHP’li yol arkadaşlarıma, okurlarıma çok teşekkür ediyorum. Ve tabii ki aileme, yakınlarıma… Bir teşekkürüm de hazırlıkları çok güzel dokunuşlarıyla tüy gibi yürüten Konak Belediyesi Kültür Müdürü Abdullah Tunalı ve ekibine; Duygu, Serpil, Bahtiyar Hanımefendilere…

Çok güzel mesajlar geldi unutulmaz akşam için… Öncesinde ve sonrasında… Telefon da susmak bilmedi. Saymakla bitmez. O yüzden en iyisi yüzlerce diye kapatayım bu bahsi. Zarif ve anlamlı çiçeği için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ayrıca teşekkür etmem gerek.

O akşama ve otuz yıla ileride bir daha döneceğim, dönmeliyim…

BABA ÖLDÜĞÜNDE, EN GÜVENİLİR ARKA GİDER

Aynı gün Cevat Köprülüoğlu’nun cenaze törenindeydik öğleyin. Üstat Atilla Köprülüoğlu’nun babasını son yolculuğuna uğurladık. Birlikte çalıştığı Uğur Dündar da bizim gibi (Tanju Akkaya ile gitmiştik) erkenden gelmişti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da geldi. İGC Başkanı Misket Hanım da selamlaştığım isimler arasındaydı. Dündar’la oracıkta aynı duyarlılıkları paylaştığımız sohbetin satırbaşları hakikaten çok önemliydi. Köprülüoğlu’na buradan bir kez daha sabır ve başsağlığı diliyorum. Baba öldüğünde en güvenilir arka gitmiştir, zordur. Baba kaç yaşında olursa olsun.

ÇEŞME’DE, KOYUN ADASI AÇIKLARINDA

Cumartesi günü gazeteci arkadaşım, Tele 1-Anında Manşet programını hazırlayıp sunan Tuncay Mollaveisoğlu ile birlikte Çeşme’deydik. Dahası, Çeşme açıklarındaki, Yunanistan’ın işgal ettiği 18 adadan birisi olan Koyun adası yakınına geçtik tekneyle. Teknede bu işgali protesto edecek sivil bir grup vardı. Koyun’a 3 mil kala tekne durdu ve bir basın açıklaması yaptı grubun başındaki Av. Kadir Kartal. O sırada Yunan sahil güvenlik botları ada önünde devriye geziyordu. Bir denizaltıları da burnumuzun dibine kadar geldi! Odatv’de bu gelişmeyi anında ve çok geniş bir şekilde yansıttık. Dönüşte de Mollaveisoğlu, Anında Manşet’i İzmir’de, Basmane’deki Konak Belediyesi Semt Evi’nde çekti. Konu, Yunanistan’ın hakkı, hukuku olmadığı halde 18 ada ve bir kayalık üzerinde hak iddia etmesi; dahası işgaller yapmasıydı. Bendeniz de konuk oldum programa gazeteci Vedat Yenerer (Konuyla ilgili yeni çıkan bir kitabı var; “Ege’de Yunan İşgali”-IQ Yayınları) ve Av. Kadir Kartal’la birlikte (Salı günü 21.00’de Tele 1’de izleyebilirsiniz).

TURUNCU BAYRAM

Pazar günü ise Yelki’de geçen güzel bir zaman sonrası kendimizi Seferihisarık’a attık. 18. Mandalina Şenliği, nam-ı diğer, Turuncu Bayram’ın finali vardı orada. “Sakin Şehir”Sığacık markasını da oluşturan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer hakikaten bu güzel beldede çok güzel işlere imza atıyor. Şimdi de dallarda kalmaması için, daha çok yönlü değerlenmesi için mandalinayı öne çıkarıyor. Seferihisar, “mandalinanın başkenti” oluyor. Kurutulmuş mandalina tesisi kurdu, her yere hediye olarak kurutulmuş mandalina götürüyor ki tanıtsın. Mandalinalı yemekler, tatlılar yapılması için de bu şenlikte temalar oluşturmuş. İkram edilen mandalina kurabiyesi de gerçek bir şölendi doğrusu. Bir belediye başkanı, kentinin üretimine, üreticisine, ekonomisine de sahip çıkacak. Tunç Soyer bunu yapıyor. Renkli yarışmalara, anlara sahne olan şenliğin son gününde binlerce Seferihisarlı ve İzmir’den gelen konuklar vardı. Kapanıştaki konserde Feridun Düzağaç’ın uyarısını da zarif bir şekilde dikkate aldı, halkla sahneyi yaklaştırdı bariyerleri içeriye doğru çektirerek. Konser daha da ısındı böylelikle. Dikkate almanın ne kadar çok şey olduğunu bir kez daha gördük bu ayrıntıyla.

İzmir’de hareketli bir hafta sonu böyle geçti. Sizler bu yazıyı okurken bendeniz seyahat hazırlıkları yapıyor olacağım. Çünkü ertesi gün dört günlüğüne İstanbul’dayım. Cumartesi döndüğümde Göztepe’nin Bornova’daki maçında, ertesi gün ise CHP Konak ilçe kongresindeyim. Yine hareketli bir hafta sonu…

Otuz yıldır siz değerli okurlar için yazıyorum. Heyecanım ve arzum ise yazmaya ilk başladığım zamanlardaki gibi. İstanbul dönüşü başka yazılarda buluşmak dileğiyle.