Karabağlar’ın rengârenk ceketler giyen, sol eli sürekli havada gezen, sempatik tavırlarıyla ilçesinde bir rüzgâr yaratan Belediye Başkanı Emine Helil İnay Kınay’ın dün hem canlı yayınını izledim, hem de bir röportajını okudum.
Açık ve net ifade etmek isterim ki, 45 dakikalık canlı yayında Karabağlar’a dair tek bir somut hizmet bilgisi duymadım Başkan’ın ağzından…
Yalan olmasın, açtıkları İstihdam Ofisi ile 300 civarında kişiye iş bulmuşlar.
Ballandıra ballandıra bunu anlattı.
Sanırsınız ki Karabağlar’ın kanayan yarasına merhem olmuş!
Karabağlar’ın asıl kanayan yaraları kentsel dönüşüm ve doğalgaz konusunda tüm suçu bakanlığa, TOKİ’ye ve İzmirgaz firmasına yükledi.
Topu, sorumluluğu üstünden attı.
Peki…
Tüm suç bu kurumlarda ise 5 aydır bu kurumlarla ne yaptınız?
Hangi mücadeleyi verdiniz?
Doğalgaz firmasını ziyaretten başka…
Bir sorun çözülmüyorsa bunu çözmenin çeşitli yöntemleri vardır.
Sayın Başkan, siz eylemci kişiliğinizle biliniyorsunuz.
Bu konularla ilgili Karabağlar’daki mağdur halkı örgütleyerek bir direniş kampanyası ve eylemi başlatmak hiç aklınıza gelmedi mi?
Karabağlar’ın dönüşemeyen mahallelerinde yaşayan, bu çağda doğalgaz kullanamayan kadınları ve çocukları arkanıza, yanınıza alarak ilgili kurumların önünde hak aramak hiç aklınıza gelmedi mi?
Karabağlar’ın, Karabağlar’da yaşayan binlerce insanın hakkını aramak adına…
Kanunlar çerçevesinde hak aramak suç olmasa gerek!
Bir çevreci olarak, bir çevre mühendisi başkan olarak, bir çok eylemde ön saflarda yer alan biri olarak, bunu en iyi sizin bilmeniz gerekmez mi?
Sonra bakın bakalım dönüşler nasıl oluyor…
Sizi nasıl ciddiye alıyorlar…
Ama tabi festivalden festivale koşunca bunları düşünmeye, planlamaya vakit kalmıyor.
Mesela, çocuklara oyun parkı yapmak yerine çocuk şenlikleri ile kangren olmuş yaraları pansuman etmeye çalışmak…
Bunlar hep lay-lay-lom işler…
Karabağlar’a şenlik - festival değil, icraat lazım icraat…
Elbette onlar da olsun ama ana sorunlar dururken, bütçeden, borçtan bahsederken, bu etkinliklere milyonlarca lira harcamak ne kadar akılcı acaba?
Başkan Kınay’ın hem katıldığı canlı yayında, hem de verdiği röportajdaki süslü cümlelerle anlattığı Karabağlar nerede acaba?
Herhalde Başkan’ı okuyan ve dinleyen kendini İzmir’in bir başka ilçesinde yaşıyor sanmıştır.
Yoksa kendinizi hala Bornova’da falan mı sanıyorsunuz?
Hayaller Bornova, gerçekler Karabağlar!
Başkan demiş ki; “4,5 ayda vaatlerimizin yüzde 50’sini yaptık. Kalanını da 4.5 yılda yapacağız”.
Nedir bu yüzde 50 yapılanlar?
Madde madde açıklayın da bizde bilelim, öğrenelim, yazalım…
“Şu kadar kişiye iş bulduk, şenlik ve festivaller yaptık” diyecekseniz onları biliyoruz Başkan…
Ben halka dokunan, dokunacak projelerden bahsediyorum.
Yol gibi, kaldırım gibi, yeni inşaatlar gibi, parklar gibi, araç alımları gibi…
Kentsel dönüşüm mücadelesinde Karabağlar’a adınızı yazdırmak gibi…
Bakın ilk aday adayı olduğunuz Bornova’ya…
Ömer Eşki Başkanla hizmet devrimi yaşanıyor.
Genel Başkan Özgür Özel toplu açılışların ve temel atmaların kurdelesini kesmeye geliyor.
Yapana helal olsun…
Yapan nasıl yapıyor?
Şikâyet etmiyor, icraat yapıyor!
Başkan’ın röportajında en dikkatimi çeken bir başka cümlesi ise, “Ben Karabağlar’a çılgın proje vaatleri vermedim” oldu.
Sayın Başkan siz Karabağlar’a ne diye belediye başkanı oldunuz Allah aşkına çok merak ediyorum.
Sizden çılgın proje bekleyen yok ki…
Zaten tüm sorunlarda topu üzerinizden atıyorsunuz.
Ne güzel başkanlık işte.
Çiçek – böcek, şenlik-festivallerle beş yıl geçip gider…
Röportajda diyorsunuz ki, “5 yıl yetmez, 10-15 yıl devam etmeliyiz”
Yahu hem projeleriniz yok, hem de 15 yıl görevde kalmak istiyorsunuz.
Nasıl bir matematik bu?
Karabağlar, sizinle 10-15 yıl şenlikler ve festivaller kenti olur gider…
Çaresiz insanlar da evleri dönüşecek, doğalgaz gelecek, yolları yapılacak diye bekler durur!
Helil Başkan’ın final cümlesi ile bizde final yapalım yavaş yavaş…
“Hesapta veririm, hesapta sorarım” demiş…
Aba altından sopa göstermiş kendisini eleştirenlere…
Sayın Başkan… Biz alkışlamayı da biliriz…
Ama kral çıplakken alkışlamak bizim işimiz değil…
Son olarak Başkan’ın hayalini ve neye kafa yorduğunu yazarak noktalayalım.
“Karabağlar, küçük Türkiye'dir. Türkiye'nin her köşesinden insanlar yaşıyor burada. Dolayısıyla ben Karabağlar'da dönüşümü sadece kentsel dönüşüm değil, Türkiye'nin dönüşümünü nasıl yaparım; kendi sorumluluk alanım içerisinde herkese nasıl dokunurum; sorunları nasıl çözerim, noktasında kafa yoruyorum” diyor.
Geçen beş ayda nasıl kafa yorulduysa, sanırım kalan 4.5 yılda da aynı senaryoları dinlemeye ve izlemeye devam edeceğiz.
Siz bırakın Türkiye’yi dönüştürmeyi, ilçenizi dönüştürün yeter!
Bu arada sayın başkanın her iki platformda anlattıkları o kadar boştu ki yazıma başlık bulamadım geçekten...
Sizce bu yazıya nasıl bir başlık atmalıyım?