Yok bitmeyecek bu yaz… Her yıl daha büyük bir azap içinde geçiyor benim gibi sıcak ve nem sevmeyenler için.

İnsanoğlu elbirliği ve bütün ahmaklığıyla iklimlerin de değişmesine neden oldu.
Kabul edelim artık yaz mevsimi Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül.
Hatta müjdeyi de aldık.
Nasıl 2024 yazı rekor sıcaklıklarla geçtiyse 2025 kışı da kış gibi geçmeyecekmiş.
Mevsim normallerinin üzerinde lafını duymaya artık tahammülüm yok ama bizi öyle bir kış bekliyormuş.
Zaten artık kış da yok.
Bahar ve aşırı sıcaklarla kavrulacağımız yaz var.
Geçen gün kısa ama etkili bir yağmur gördük ya hani…
Fırladım sokağa mal gibi durdum öylece sağanak yağmur altında…
Sanki çölde yaşıyoruz. Öyle özlemişim.
Neyse işte görüp göreceğimiz o kadarmış.
Arkası yine sıcak yine yüzde 80’lerde gezen nem.
***
Kışın geldiğini artık dizilerin başlamasından anlıyoruz, havadan değil.
Başlıyor iki gözümün çiçekleri.
İnsanın yavaş yavaş bir ayağı çukura bir gözü de toprağa meyletmeye başlayınca evine ve televizyon ekranına daha bir aşkla bağlanıyormuş.
İnanın hiç şikayetim yok.
Hatta tam tersi sokaklar korkutuyor artık.
Bir kötülük enerjisi çöktü dünyanın üzerine. Sadece bu ülkeye özel değil.
Eskiden filmlerde, dizilerde izleyip hadi len bu kadar da olmaz dediğimiz tüm vahşeti, entrikayı gerçek hayatta korkuyla izler olduk zaten.
Haberleri izlesen yeter çevremizi saran şiddet imparatorluğunu görmeye…
Neyse işte benim gibi evine kapanan çok insan var biliyorum.
Artık mutlu olma donelerimizin standardı ne kadar düştüyse kiminle konuşsam diziler başlıyor diye bir sevinç içinde.
***
Geçen sezondan beş dizi kaldı sanırım ayakta kalabilen… Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar, Sandık Kokusu İnci Taneleri ve Yabani.
Ah pardon ve tabii ki Arka sokaklar… O zaten hepimizi gömer biliyorsunuz değil mi? ?

Yeni dizilerde ise çok bariz bir cast değişikliği var.
Eski dizilerin ikinci üçüncü karakterleri yeni dizilerin baş rolünde.
Şöyle bir dedikodu var; Bölüm başına bir servet alan isimler artık yapımcıya da tv kanalına da büyük yük olmaya başladı. Hikayeye güvenen yapımcılar ismi az duyulan baş roller ve eski usta oyuncularla bir denemeye giriyorlar!
Evet bu gerçekten bir dedikodu. Çünkü yok öyle bir şey…
Ünlü isimlerin kimi önüne gelen hikayeyi sevmedi kimi yüzünü dinlendirmek istedi.

Ve asıl bir tv efsanesi geri gelen isimleriyle yine reytinglere füze atmaya geliyor.
BKM’nin Güldür Güldür’ü.
Tekrarlarının bile reytinglerde ilk beşe girdiği Türk televizyonunun en sevilen yapımı.
Bu yıl ‘ben artık başka sularda kendimi denemek istiyorum’ diyen oyuncularının da geri dönmesiyle bomba gibi geliyor.
Onur Buldu, Ecem Erkek ve Yasemin Yalçın….
Güldür Güldür’ü ben şöyle değerlendiriyorum. Hani hiç Friends izlemeyen biri ‘bunu çok abartmışsınız ne var burada gülecek?’ diyor ya.
Hah işte Güldür Güldür de öyle… Karakterleri tanıdıkça ballanan ve şahsen bana her tekrarlarında hala hayvan gibi kahkaha attıran bitmek bilmez bir neşe kaynağı.
Ama en önemlisi bu ülkede hala siyasi mizah yapan tek ekibin elinden çıkıyor skeçler.
Yeri gelmişken yazalım Ali Sunal yazmıyor ve yönetmiyor.
O da diğer sanatçılar gibi bir oyuncu.
Kendisine yazılan rolü oynuyor yani.
10 kişilik yazar kadrosu bir araya gelip ülke gündemini mizahın içine çok tadında yediriyorlar.
Büyük bir emek ve prodüksiyon var. Yani başarı tesadüf değil…
Ve bu yeni sezonda en merakla beklediğim işte bu ekip.
Yazarlarıyla, rejisiyle her birine bayıldığım usta oyuncularıyla.
Sözün özü televizyonda sbaşlıyor yeni sezon… Bu işten ekmek yiyen,  emek veren binlerce isimle…
Haydi vira!