Ekonomiyi geri plana atarsak, iktidar aynen devam eder.

Bu benim görüşüm, birçok uzman da aynı görüşte. Vatandaşın cebine giren para onun bir yıl önceki kazancının “yaşam konforu” düzeyinde değilse, gelir dağılımında adaletsizlik yaygınlaşıyor demektir.

Muhalefetin amacı, memnun olmayan halk kitlelerini örgütleyerek iktidara yürümektir.  Muhalefet partileri iktidarın ortaya attığı gündemin peşinde koşarlarsa, bir süre sonra “biz ne yapıyoruz” dediklerinde epey bir zaman kaybettiklerinin de farkına varmış olurlar. Bir başka deyişle seçim kapıya geldiğinde kitlelere nasıl bir yönetimi anlamakta geç kaldıklarını sandıkta göreceklerdir. Magazin haberleri ile vitrine çıkmak siyasiler için gündemde kalmak için bir araç olabilir. Ancak siyasi magazin içinde kalmak, siyasetçinin itibarından bir şeyler götürür.

Magazin açısından sürtük, çürük gibi sözleri hatırlayınız.

Gözlerimin içindeki ışıltıya bak diyen Nureddin Nebatiyi “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır” sözü kurtardı mı?

Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanı olarak performansı üzerine, bazı yazarlar kendisine geleceğin cumhurbaşkanı adayı bile dediler. Bakanlıktan milletvekilliğine geçince durum biraz değişti. Geçen gün bir toplantıda, “Eğitimin amacı ne? Eğitim bilgi değil arkadaşlar. Bilgi üniversitede oluyor, meslekte oluyor. Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanma.” dedi. Üstelik bu eğitimin “4-12 yaş arasındaki çocuklarımıza” verilmesini önerdi.  

Özgür Özel; Hulusi Akar için “İlk göreve geldiği ilk mezun olduğu günlerden son güne kadar bir siyasal İslamcıdır” dedi ve ekledi “darbe başarılı olsa başa geçecek kişi başarısız olunca yine bir göreve geldi.”

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, yeni üyenin yemin töreninde, “Bizler adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin bizi de bir gün sorguya çekecekler unutmayalım. Bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, bir gün sıranın bize de geleceğini unutmayalım. Ameli ilmine, ilmi ameline düşman olanlardan olmayalım. Görevimize ihanet etmeyelim.” dedi.
Adaleti neye göre dağıtıyorlar, öbür dünyada amel defteri konusuna gönderme mi yaptı acaba?

Muhalefet deyince Özgür Özel öne çıkıyor. Özel, Murat Yetkin’e konuştu. Erdoğan'a Kasım 2025 için erken seçim çağrısı yaptı. Partisinin cumhurbaşkanı adayı olacak kişi için “Son anda penaltıyı ben atarım diye bir şey yok. O gün geldiğinde en hazır olan kimse, o atar.”
En hazır olan kişi hangi kriterlere göre seçilecek acaba?

Bu arada Mansur Yavaş’a Tüzük Kurultayında son anda sahneye çık çağrısı üzerine kurultayda yaptığı sitem konuşmasına Özel’in yanıtı ilginç: “Kasıt yok ama hata var.”
İnandırıcı mı?
Bunları unutmayalım, fırsat bulunca bu konuları açacağım.
Ekonomik verilere göz atalım. Bu yıl, Ocak – Temmuz aylarında dayanıklı tüketim malları ithalatı geçen yıla göre yüzde 74 arttı.  Dayanıklı tüketim malları içinde binek arabalar ve cep telefonları ön sırada. Üretim için ara mal yerine tüketim malları ithalatı artıyor.
Üretim yok, harcama var. Harcama ama nereye kadar?

2024 Yılının ilk altı ayında toplam 1 milyon kredi kartı kullanıcısı ve bireysel kredi çeken vatandaş icra takibine düştü. Kredi kartı borç bakiyesi 1 trilyon 623 milyar liraya yükseldi. Yaklaşık 50 milyar dolar kredi kartı borcu var.
Üretim yok, harcama var. Borç sarmalı büyüyor. Bunu anlatamayan iktidar olamaz.