Birinci Dünya Savaşı 28 Haziran 1914’te Saraybosna’da Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük ve eşine düzenlenen suikasttan sonra, Ağustos 1914’te başladı.

Başlangıçta İngiltere, Fransa, Sırbistan ve Rusya İmparatorluğu İtilaf Devletleri olarak bir tarafta, Almanya ve Avusturya-Macaristan diğer tarafta İttifak Devletleri olarak yer aldı. İttifak devletlerine Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan katıldı. İtilaf devletlerine de İtalya, Yunanistan, Portekiz, Romanya ve ABD katıldı. Savaş 11 Kasım 1918 tarihinde Compiègne Ateşkesi ile sona erdi. 

Savaş devam ederken Britanya İmparatorluğu ve Fransa 16 Mayıs 1916’da Osmanlı topraklarının paylaşımına ilişkin gizli bir anlaşma imzaladılar. Sykes-Picot diye adlandırılan bu anlaşmaya Rus İmparatorluğu da onay verdi. Anlaşmanın içeriği Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Mezopotamya, Suriye, Filistin, Basra Körfezi ve Kızıldeniz arasında kalan bölgenin Rusya, Fransız ve İngilizler tarafından nasıl yönetileceğine ilişkin bir anlaşmadır. 

Osmanlı İmparatorluğu teslim olunca, İngilizler İstanbul’a girdi, İzmir’e Yunan çıkarması yapıldı. Güneydoğu Anadolu’dan Suriye’ye dek Fransız yönetimi başladı. Anlaşmada o bölgede neler yapılabileceği konusu Fransızlara verildi. 

Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan kurutuluş mücadelesi sonunda Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve sınırlarımız belli oldu. Sınırlarımız dışında kalan Mezopotamya’nın Suriye ve Irak devletleri içinde kalan bölgelerinde yeni bir yapılanmaya gidildi. 

Aradan geçen yaklaşık 60 yıllık süre içinde, Filistin toprakları paylaşıldı ve İsrail devleti kuruldu. 1978’de Abdullah Öcalan PKK’yı kurdu. Partiya Karkerên Kurdistanê’ın Türkçesi Kürdistan İşçi Partisi. Kürdistan dediği yer de Vikipedi’nin tanımına göre, “Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu, Irak’ın kuzeyi, Suriye’nin kuzeydoğusu ve İran’ın kuzeybatısını kapsayan bölge.” PKK “özyönetim kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu topraklara sahip olabilmek için askeri hedeflere, köy korucularına ve sivillere karşı saldırılar düzenleyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt.”

Ayrılıkçı demek ayrı bir devlet kurmak istenmek demek.

Öcalan PKK’ya partinizi feshedin diyor. Bu iş o kadar kolay mı? Ayrılıkçı silahlı bir örgütten bahsediyoruz. Ayrıntıları başka bir yazıda anlatırım. Türkiye’de PKK, İran’da PJAK, Suriye’de PYD, Irak’ta PÇDK adlı örgütler bir çatı altında birleşiyor. Onun da adı kısaca KCK. KCK’nın açılımı şöyle: Koma Civakên Kurdistanê, Türkçesi Kürdistan Topluluklar Birliği.

Çatı örgütün yöneticisi kim: Abdullah Öcalan. PKK’ya sözü geçti, KCK’ye geçmedi.

Habertürk TV’deki söyleşisinde Sırrı Süreyya Önder diyor ki: “Sorunlar olabilir, aradaki makas PKK ile KCK ile örtüşmemiş olabilir. Sorundan bahsediyoruz, çözeceğiz, çözmek zorundayız. Bu saatten sonra ortak meselemiz. Bizim için iyi olan neyse oraya yoğunlaşacağız.”

“Bizim için iyi olan neyse…” İfadede netlik yok. Kanımca inandırıcı da değil.

Abdullah Öcalan’ın mektubunu DEM Parti İmralı Heyeti okudu. Sonra bize şöyle bir not da verdi dedi. TV Söyleşisinde de bize “sözlü olarak şöyle dedi” gibi sürekli eklentiler yaptı. Bu görüşmeler kamuoyunda destek bulur mu? Sanmam. Sanıyorum eklentiler sürecek.

Yüzyıllardır bu topraklarda Türkler, Kürtler, Ermeniler, Çerkezler, inanışlarına göre örneğin Aleviler, Sünniler beraber yaşıyor, kız alıp veriyor.  Kimin kanında hangi topluluktan, “ırktan” ne kadar var kimse bilemez. Ancak ortada barış içinde yaşamak gerçeği var. 

Bu insanlardan “ayrılıkçı” üreterek Türkiye’yi parçalayarak devlet kurdurma projesinin arkasında olan ülkelerin de “insanların” da göreceği büyük bir hayal kırıklığı devam edecektir.