CHP iktidara yürüyordu, milyonlar 20 yıllık AKP devri bitecek diye umutlanıyordu.
Aynı isim, ‘Ben olmazsam gerisi tufan! Bir ayağımı belediye başkanlığı koltuğuna, diğerini grup başkanvekilliği koltuğuna uzatırım. Zaten benden başka kimse yok bu partide’ diyerek Grup Başkanvekilliğine adaylığını açıkladı.
Tüm parti kadroları işi gücü bırakıp bu çıkışı tartışmaya başladı. Partinin iktidar mücadelesi gündemini bir süre kilitledi!
Bir baktık, iktidara yakın gazeteler de aynı ses tonu, benzer cümlelerle CHP’ye yükleniyor. Her gün CHP içindeki bu durum şişirilerek manşetlere taşınıyor, köşe yazıları yazılıyor!
***
Cumhuriyet tarihinin en büyük depremi oldu.
İmdada aynı grubun diğer başkanı yetişti. ‘Kimse deprem bölgesinde devlet yoktu diyemez’ dedi, parti üyelerini meclis grubunda fırçaladı. O sırada CHP lideri, kelle koltukta deprem bölgesinde iktidarın eksiklerini anlatıp, depremzedelerle buluşmaya gayret ediyordu.
Yine baktık, aynı ses tonu ve benzer cümlelerle CHP’ye yükleniyordu iktidara yakın yerel gazeteler. AKP’li Bayraklı Belediye Meclis üyesi, o CHP’li başkanı örnek gösterip, CHP’li Bayraklı Belediye Başkanını suçluyordu.
Manşetlerde yine CHP!
***
Seçimler bitti, büyük bir umutla kazanılacağına inanan milyonlarca yurttaş karamsarlığa düştü. Parti içi tartışmalar yerel-ulusal medyada köpürtülürken, iktidar zam üstüne zam yaptı. 25 Milyon yurttaşın oy verdiği isimlerin bir kısmı parti içi tartışmaları önceliği haline getirince; tarihin en pahalı benzinini kullanmaya başladık, KDV yüzde 18’den yüzde 20’ye çıktı, dolar-euro uçtu! Enflasyon tavan yaptı. Karma eğitim tartışmaya açıldı, içki yasakları başladı! Yurttaşlar ortada bırakıldı.
Memleketin en güçlü muhalefet partisini parçalamak, iktidarın halkın haklarına saldırırkenki özgüvenini arttırıyordu.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz. CHP’nin kalesi İzmir’de, onca saldırıya ve moral bozukluğuna rağmen, parti dağılmasın diye mücadele edenler de oldu. Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu önderliğinde, Heval Savaş Kaya’nın da kendisini hedef tahtasına koyduracak kadar cesurca mücadele etmesiyle parti birliği korundu. Yüzlerce mahallede kürsü ve sandıklar kuruldu; kavga, gürültü, bölünme bekleyenlerin hevesi kursağında kaldı.
Konuşmak isteyen herkes konuştu, herkes konuşmalara ve sandık sonuçlarına saygı gösterdi.
Yine bir kişi hariç…
Mahallelerinin tamamında, yaptığı listelere teveccüh olmadı. İlçe kongresinde liste bile yapamadı. Hedef tahtasına oturttuğu Heval Savaş Kaya sayesinde, ‘kaybetmiş belediye başkanı’ görüntüsü olmasın, partide tartışma çıkmasın diye delege listelerinde 3 kişilik yer verildi. Mahallelerde istenmeyen başkan, buradan da kendine tartışma bahanesi buldu. ‘4 istiyordum vermediler, Tıraş’ı listeye yazmadılar’ diye bir kaşık suda kıyamet kopardı. Önce belediye başkanlarının whatshap grubundan, sonra meclis üyelerinin grubundan ayrıldı. Çizik rekoru kırdığı il delegeliğinden istifa etti. Bunların hepsini yerel basına servis etti. Sonra, parti içi rekabeti İzmir’in tarihten bu güne en kıymetli etkinliğine taşıyarak, Çiğli Belediyesi’ni İzmir Enternasyonal Fuarı’ndan çekti.
‘Ben olmazsam gerisi tufan’…
‘Kavgayı başlatırım, etrafıma taraftar toplarım’…
‘Tantana çıkarırsam, yelkenim rüzgârla dolar, sandıkta alamadığım pozisyonu, kaosla alırım’…
Yaptıklarının özeti yine aynıydı.
Ve yine iktidara yakın medya devreye girdi: ‘Şenol Aslanoğlu, Mahir Polat, Heval Savaş Kaya çok güçleniyor, partiyi ele geçiriyor’
Peşi sıra manşetler, gün aşırı köşe yazıları…
***
Bir tane ilçe kongresine gelip, mutsuz parti tabanını motive etmek için tek konuşma yapmayanlar, bedenini siper edenlere CHP Genel Merkezi’nde kumpas kurmaya çalışıyor.
Partiyi bir arada tutmaya gayret edenler, yandaş medya aracılığıyla hedef haline getiriliyor.
Tüm bu tartışmalar, moralsiz muhalefet tabanının moralini daha da bozmak, yaklaşan yerel seçim öncesinde CHP’yi olabildiğince zayıflatmak için yandaş medya tarafından fırsata çevriliyor.
***
AKP’nin de olduğu İmar Komisyonu’ndan oy birliği ile geçen, mecliste AKP’lilerin oy birliği ile kabul ettiği Gaziemir’deki imar planları üzerinden kişisel menfaat iması yapılarak, CHP içinde kor körüklenmeye çalışılıyor. Bunu; CHP’li malum belediye başkanına ilçede hiç muhalefet etmeyen, Büyükşehir’de Tunç Soyer’e yüklenmek için fırsat kollayan AKP’li isimler, CHP’lilerden aldığı yarım yamalak bilgilerle organize ediyor. (Detayları ilerleyen günlerde gazetemizden okursunuz)
Mahir Polat’ın, iktidarın meşruluğunu tartışmaya açtığı konuşması, her ne hikmetse, CHP’nin Çiğli ve Karabağlar kongrelerinden sonra yeniden ısıtılarak, Polat AKP’nin hedefi haline getiriliyor.
***
Yandaş medyaya, şahsi firmalarından reklam verip, CHP içi tartışmalarda kendisi için yayın yaptıran Belediye Başkanları var maalesef bu partinin…
Değişim mi?
Kendi ikballeri için iktidarın sermaye grupları, iktidarın medyası, iktidarın meclis üyeleri ile siyasi ve ekonomik iş tutanlardan başlasın mümkünse!
Ve şükür ki başladı!
Zaten o yüzden bunca tantana!
Pozisyonunu kaybedenler, düğmeye bastı!
***
Ey CHP’li okur, onların gündeminde sen yoksun!
Onların kızdığı şeylerle seninkiler aynı değil!
Onların üzüntüleriyle seninkiler bir değil!
Onların gündemleriyle seninkiler de aynı olmasın!
Değişim mi?
Buradan başlasın!
İsimleri bilenler, bilmeyenlere anlatsın!