Erdoğan Biden görüşmesinden ne çıkar? Ne kadar bir sürede neler görüşecekler? Bu soruların yanıtını bulursak Türkiye Amerika ilişkilerininin de nereye doğru evrileceği netleşmiş olacak.
Biden, Türkiye'nin dış politikada başta Rusya olmak üzere İsrail, Irak, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz başlıklı birçok sorunun kısa bir görüşme sürecini sığmayacağı belli. Biden - Erdoğan görüşmesi aslında birçok konuyu içeren bir paket anlaşması yapmaya hazırlanıyor diyebiliriz.
Biden, özellikle İsrail -Türkiye ilişkilerinin düzeltilmesini isteyecek. İlişkilerini geliştirmek isteyen Erdoğan ise şimdiden İsrail'e atayacağı büyükelçiyi bile hazırlamış durumda.
Biden ayrıca Erdoğan'ın Rusya'dan aldığı S-400 konusunda görüşlerini teste tabi tutacak gibi görünüyor. Biden, Erdoğan ile görüştükten bir gün sonra Avrupa ülkeleri liderliği ile görüşmesi olacak ve Erdoğan'ın verdiği sözleri onları da bildirecek. Biden, Erdoğan'ın Avrupalı liderler ile sıkıntılar yaşadığını biliyor.
En önemlisi ise Biden'in ayın 16'sında Cenevre'de Putin ile görüşmesi olacak. Biden'in, Putin öncesi Erdoğan ile görüşmesi ise burada anahtar niteliğinde bir öneme sahip. Yani Biden, Erdoğan'a "Sen ne dediysen onu Putin'e aktarırım" demek istiyor. Görüşmeler öyle bir sıralama içinde konulmuş ki bu sefer birçok şey ortaya konulacak gibi görünüyor. Tam bu noktada Amerika'dan yapılan açıklamalarda çok dikkat çekici. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Türkiye'nin bir NATO müttefiki gibi davranmadığını ileri sürdü ve ağır eleştirilerde bulundu.
Görüşme öncesi bir başka nokta ise ABD-Avrupa ilişkileri. Zirve’de kabul edilecek NATO’nun 2030 gündemi Rusya’ya karşı daha kararlı bir tutum alınmasını öngörüyor. Bu vizyon, Ukrayna için başta Kırım olmak üzere Rusya’nın işgal ettiği toprakların kurtarılması bakımından bir çare olmasa da, yeni işgallere geçit vermeme konusunda bir kararlılık gösterisi sayılabilir. Ancak, ABD artık Soğuk Savaş'tan galip çıkan biricik süper devlet değil. Çin Doğu’dan yükseldikçe yükseliyor. Rusya, askeri gücü ve kural tanımaz bir tavır içinde. Böyle bir süreçte ABD’nin yanında müttefikleri olmadan caydırıcı bir güç olarak etkili olabilmesi hayli zor. Yine bu arada Rus senatör Aleksey Puşkov, ABD Başkanı Joe Biden'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüşmesi sırasında kendi talep ve koşullarını dayatmaması gerektiğini, zira bunun zirveyi sonuçsuz bırakacağını belirtti. Bu sözler de Biden'e akılcı ol mesajı olarak değerlendiriliyor.
ABD ve Avrupa ülkelerinin asker bulundurduğu Afganistan'dan çekilme kararları yerine, Türk askerinin orada görev yapacağı ilişkin görüşlerin konuşulduğu bir süreçte Erdoğan-Biden görüşmesi oldukça kritik bir öneme sahip
Sonuç olarak Türkiye Amerika ve Rusya arasında net bir çizgi ortaya koymak zorunda. Amerika'yı idare edeyim Rusya'yı idare edeyim mantıyla bir Dışişleri politikası olamaz. Gelinen aşama karar verme aşamasıdır. Bu görüşmede Amerika'nın talepleri ve ne isteyeceği daha çok ön plana çıkıyor. Erdoğan'ın gönlünde olan, içinde yatan aslan ise Amerika. İçeride ve dışarıda çok sıkışan Erdoğan'ın işi gerçekten çok zor.
Nato zirvesi Türkiye'nin hangi ülke ile yola devam edeceği, mavi boncuk dağıtma dönemini bitirecek bir zirve olacak gibi görünüyor.