“Küreselleşmenin etkisiyle şehirler hızlı çalışılan, hızlı yaşanılan ve üretmekten çok tüketen, kendi kendine yetmeyen yaşam alanları haline gelmiştir. Kentler, kuruluş amaçları olan insanların bir arada güven içinde yaşadıkları yerler olmaktan çıkmış, insanların daha hızlı hareket etmeleri ve daha hızlı çalışmaları için tasarlanan mekânlara dönüşmüştür.” Cittaslow Türkiye’nin sitesinde ‘cittaslow felsefesi’ bölümünde yer alıyor bu ifadeler.
İzmir sakin şehir olamayacak kadar büyük bir şehir ve kalabalık. En azından kısa sürede olması pek mümkün görünmüyor. Türkiye’de kıyaslanabileceği şehir sayısı da az. Ama bir anket yapılsa, ‘hangi şehirde yaşamak isterdiniz?’ diye, açık ara İzmir çıkar demek hayalcilik olmaz.
Yazıya bu şekilde bir giriş yaparak İstanbul ve Ankara’dan gelip de ‘yolda yürürken bile delirecek gibi oluyorum, herkes çok yavaş yürüyor’cularla uğraşmak istedim.
Özellikle bu iki büyükşehirden gelip ‘İzmir’in sıkıcı bir yavaşlığı var, İzmirliler çok tembel’ diyenlere takılmak istiyorum.
Hayır kardeşim, İzmirliler tembel değil, rahat ve mutlu, en azından sana kıyasla. O senin sıkıcı bulduğun yavaşlık da rahatlıktan.
***
Yaşamanın kolay olduğu kentlerde ‘yavaşlık’ hep gözlemlenmiştir. Kimilerine göre çağdaşlık, kentin yaşam hızı ile de ölçümlenir. Yani yavaşlık bir çağdaşlık belirtisidir. İstanbul’da yaşamaktan, İstanbul’da çalışmaktan mutlu olana çevremde pek rastlamadım. Çevremde pek yoksa bile İstanbul’da yaşamaktan mutlaka mutlu olan vardır, ama onlar da oldukça azınlıktadır diye tahmin ediyorum. Ya geliri ülke ortalamasına göre yüksektir ya da doğup büyüdüğü yerdir İstanbul.
***
Kentler için trafik ve mutluluğun birbirine çok bağlantılı olduğunu söylemek de abartı olmaz. Ulaşımda bisiklet ve toplu taşımanın kullanım oranına göre kentlerde mutluluk oranının arttığını gösteren birçok araştırma da mevcut.
Yapılan bir araştırmaya göre; İstanbul’da yaşayan ve haftada 6 gün çalışan birisi yılda ortalama 468 saatini trafikte geçirirken, Ankara’da yaşayan birisi 364 saat, İzmir’de yaşayan birisi ise 312 saatini trafikte geçiriyor. Bunu 70 yıllık bir ömre göre hesaplarsak 3,7 yılını trafikte geçiriyor İstanbullu. Ankaralı 2,9 yılını, İzmirli ise yaklaşık 2,4 yılını kaybediyor trafikte. Sadece bu verilerle bile ‘üçüne kıyasla hangi kentte yaşayanlar daha mutludur?’ diye bir soru sorsak, alacağımız cevabı tahmin etmek zor olmasa gerek.
Yani güzel kardeşim, İzmirli sana kıyasla daha yavaş yaşıyor evet ve senden daha mutlu.
BİR SÖZ DE BAKAN BEY’E
İzmirli Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yaklaşık bir ay önce, İzmir’in ciğerleri yanarken yaptığı açıklama hala hafızalardayken, 17 Eylül’de başlayan ‘İstanbul Teknofest’te ciğerlerimizi bir kez daha yakan bir gelişme yaşandı.
İzmirli Bakan’ın ‘motoru bozuk, yağ akıtıyor, hurda’ dediği devasa yangın söndürme uçakları ‘Ateş kuşları’, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın yönetim kurulu başkanı olduğu festivalde (TEKNOFEST) ‘şov’ yaptı. 200 km hızla giderken 5,5 ton su boşalttı ‘şov’u esnasında. Bir ay önce İzmir cayır cayır yanarken bozuk olan uçaklar, bunlar.
Daha önce bu köşede yazdığım bir yazıda şöyle bir cümle kurmuştum: ‘Ve her ne hikmetse bu ateş kuşlarının ötemediğini İzmir’de çıkan yangında öğrendik.’ Yalan olduğunu iddia ettiğimiz ifadenin artık iddia olmadığı ve söz konusu ateş kuşlarının hurda olmadığı öğrenmiş olduk. Yine başkası adına utandık, maalesef.