Tarihi yerel seçimlerin üzerinden henüz 24 gün geçti.

Mazbatasını alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Ramazan Bayramı fırsatıyla direkt alana, sokağa, halka gitti.

Halkın içinde, halkın başkanı olacağı sözünü bir kez daha o fotoğraf kareleri ile tekrarladı.

Karşıyaka’dan gelen Başkan Tugay, bu kez dev bir belediyenin, herkesin gözünün üzerinde olduğu, ne yapsa, hangi kararı alsa tartışma konusu olacağı bir makamdaydı.

Tıpkı 5 yıl önce Tunç Soyer de olduğu gibi…

Soyer, küçük revizyonlar yapsa da Kocaoğlu’nun ekibi ile çalışmaya devam etmişti.

Başkan Tugay da benzer bir çalışma içerisine girdi. Önce İZBETON’a, ardından birkaç şirkete atama yaptı.

Burada da Aziz Kocaoğlu’na yakın isimleri atadığı için eleştirildi.

Kocaoğlu’nun yeni dönemde gücünü hissettirmesi beklenen bir durumdu.

Çünkü seçim kampanyası boyunca İzmir’i karış karış dolaşıp Tugay için oy istedi.

Tugay da “Kocaoğlu modelini sürdüreceğiz” mottosuyla köylüden destek istedi.

Yani Kocaoğlu’nun bu dönemde etkin olması gayet normal...

Başkan Tugay, İzmir Büyükşehir’in iki numaralı koltuğu genel sekreterlik için halen bu görevi sürdüren Barış Karcı ile devam edecekti!

Barış Karcı

Barış Karcı, başarılı bir bürokrat…

Siyasetten uzak duran, sadece işini, görevini yapan bir isim…

İzmir’i ve bürokratik yapıyı da iyi tanıyor.

Başkan Tugay için de bir şans…

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.

Genel Başkan Özgür Özel, İzmir’e genel sekreterlik için Aykut Erdoğdu’yu isteyince olanlar oldu.

Aykut Erdoğdu

Bu karara karşı çıkan ve dik duran Başkan Tugay, bu davranışının karşılığını da hızlıca aldı.

Özgür Özel, hafta sonu yapılan yerel yönetimler çalıştayında Başkan Tugay’ı açıkça dışladı ve o üçlü karenin dışında bıraktı!

Başkan Tugay’a açıkça “Seni ben getirdim, ben ne dersem o olur” dedi ve bunu tüm başkanlara da hissettirdi.

Peki, bu dakikadan sonra ne olur?

Önemli olan bundan sonrası…

Başkan Tugay, geri vites yapıp Aykut Erdoğdu ismini kabul mü edecek?

Ederse!

Tüm bu yaptıkları boşa mı gidecek?

Ederse!

O zaman en baştan kuyruğu dik tutmaya ne gerek vardı diye sormayacaklar mı?

Ederse!

Bundan sonra Özel’in ve Genel Merkez’in her dediğine “evet mi” diyecek?

Ederse!

İzmirli’nin gözünde nasıl bir pozisyona düşecek?

Ederse!

Erdoğdu genel sekreter olursa aralarındaki ilişki nasıl olacak?

Ederse!

Özel’in İzmir’deki gözü-kulağı Erdoğdu mu olacak?

Bu sorulara daha onlarcasını ekleyebilirim!

Gerçekten Cemil Başkan’ın yerinde olmak istemezdim.

Önünde koca bir beş yıl var.

Ve bu beş yıl hiç de kolay geçecek gibi görünmüyor.

Peki…

Cemil Başkan, Aykut Erdoğdu’yu kabul etmezse ne olur?

İşte bundan sonrası Başkan Tugay’ı ya zirveye çıkarır ya dibe götürür.

Özgür Özel’in ne kadar inatçı ve kinci olduğunu bilmeyen yoktur partide…

Bunun en somut örneğini, Büyükşehir ve 21 ilçe belediye başkanı değişiminde gördük.

Kavgalı bir genel başkanla-büyükşehir belediye başkanının arasında kimse olmak istemez.

Zaten daha bir ay bile dolmadan kimse böyle bir kriz beklemiyordu.

Cemil Tugay ile Özgür Özel’in arasının bir ayda açılacağını, Özel’in Tugay’ı ilk krizde karenin dışında bırakacağı kimsenin aklına gelmezdi.

Ama işte siyaset ve güç savaşı böyle bir şey…

Ya boyun eğersiniz, ya da tüm olacaklara karşı savaşırsınız!

Özgür Özel, bu talebinden asla geri adım atmaz.

Çünkü, genel başkanın talebi emirdir.

Bu karizmayı çizdirmek olur.

Daha ilk talebinde ret cevabı alan Özel’in İzmir ve Tugay’la ilgili nasıl bir refleks göstereceğini şimdiden kestirmek zor görünüyor.

Ama şu bir gerçek ki, genel sekreter krizi çözülse bile Özel-Tugay ilişkisi artık eskisi gibi olmayacak.

Seçimden önce her hafta İzmir’de olan Özel’in bundan sonra hangi sıklıkla İzmir’e geleceğini de göreceğiz.

Toparlamak gerekirse…

90 dakikalık maçın ilk saniyelerinde yaşanan faul ve sonrasında gelen sarı kart, müsabakanın tüm heyecanını aldı götürdü.

Umarım, bu gereksiz inatlaşma, ikinci bir faulde hakemin kırmızı kartına dönmez!