Birçok kez açılışı yapıldı! Seçime malzeme konusu oldu. İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi defalarca açılışından sonra, iki gündür hasta kabulüne başlayabildi. İzmir Tabip Odası süreci başından itibaren titizlikle takip ediyor.

Hastanenin açılış sürecine dair soruları var İzmir Tabip Odası’nın. Hastanenin açılış tarihi konusunda basına yansıyan farklılıkları ve açılış tarihinin sürekli ertelenmesinin nedenlerini sorguluyor İzmir Tabip Odası. Bu makul soruyu biz de yineleyelim, sahi neden oldu bu farklılık? 

Bir de depreme dayanıklılık meselesi var. Doğal afetlere karşı en korunaklı olması gereken yerlerden biri de hastanelerdir. Elbette her konut vb. tüm inşa süreci bu afetlere göre ele alınmalı. Ama hastaneler başlıca sırada gelmeli… Hatırlayalım; Maraş merkezli depremde 55 yıl önce SSK hastanesi olarak açılan İskenderun Devlet Hastanesi’nin A Blok'u çökmüş, yoğun bakımda tedavi gören hastalar, hastane çalışanları enkaz altında kalarak ölmüştü. Yıkılan hastane için 11 yıl önce depreme dayanıklılık raporu hazırlandığı, depreme dayanıksız raporu verildiği ortaya çıkmıştı. Şimdi İzmir Tabip Odası haklı olarak soruyor: 

Bayraklı Şehir Hastanesi, depreme dayanıklılık, ulaşım olanakları ve alt yapı özellikleri bakımından güvenlikli ve yeterli midir?  Bu konuda yapılmış teknik analizlerin sonucu nedir?

Tıbbi donanım, yeterli personel temini, küçültülmesi planlanan hastaneler, görevli olacak hekim sayısı ve neye göre belirleneceği, hizmet birimlerinin ruhsatlandırma süreci gibi bir dizi cevaplanması gereken sorunun havada kalmaması gerekiyor. Cevap vermesi gereken yetkili kişi veya kurum halka açıklama yapmalı. Bu sorulara cevaplar alınmadan konu kapatılmayacaktır. Yine bir hatırlatma: İzmir Tabip Odası inatçıdır.

Türkerler-Gama Holding ortaklığında, Yap-İşlet-Devret modeliyle temeli 10 yıl önce atılan bu hastanenin açılışını neresinden tutsanız elinizde kalıyor! Bir de hastanenin inşaatında çalışan işçilerin, altı aydır ücretlerinin ödenmediği anlaşıldı. Haklarını alamadıkları için eylem yapan, çatıya çıkarak intihar girişiminde bulunan işçiler, üç ayda bir maaş aldıklarını ifade ediyor. Altı ayda bir kurum değiştiği için önceki hak edişleri gasp ediliyor!   

Bu arada Hakbey İnşaat işçileri bir haftadır oturma eylemi yapıyordu. Seslerini duyurmak için çabalasalar da çok az sayıda gazete kendilerine yer verdi. Ayrıca not edelim, işçilere bir dayanışma ziyareti bile gerçekleşmedi. Takvim yapraklarına sıkışmış sendikalardan da muhalefet partisinden de hatta sosyalist partilerden bile bir ziyaret olmadı… İşçiler yaşadıkları sorunu çözmek için birleşti, mücadele ederek haklarını kazanma yoluna girdi. Firma, işçilere tüm haklarının verileceğine dair söz verdi. Yani işçiler yalnız bırakılmasına rağmen, mücadele ederek haklarını kazanma yolunda adım attı.

Şimdi bize düşen ise İzmir Tabip Odası’nın sorularını gündemde tutmak, işçilerin mücadelesini yakından takip etmek olmalı.

***
Kısa bir not ekleyerek bitirelim. Geçtiğimiz günlerde Emek Partisi, Filistin halkıyla dayanışma adına Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamanın orta yerinde, sınır ötesi harekâtı eleştiren Emek Partisi üyelerini polisler, “Politika yapmayın” diyerek engellemek istedi. Siyasi partiyi, “siyaset yapmayın” diye engellemek, açıklamanın sınırlarını belirlemeye niyet etme hakkını kim nasıl kendinde görebiliyor?

Yazının başından itibaren sorular farklı olsa da sorunun kaynağı dönüp dolaşıp inşa edilen rejime geliyor. Birlikte cevap aramak üzere biz sormaya devam edeceğiz.