Bu soru ve sahibinin sesi kulaklarımda çınlar,zaman zaman ... Bilirsiniz,deprem sonrası enkaz altında kalanları kurtarmaya çalışanlar,böyle seslenirler yıkıntıların altına doğru. Bir cevap alabilme ümidiyle defalarca tekrarlanır. Bazen hayatta kalabilmiş birinin sesi oradaki herkese can verir. Onlar da aşağıdakini kurturabilmek için canlarını dişlerine takıp cana can katarlar.Enkaz altında kalanın da 'Sesimi duyan var mı?' diye bağırdığını tahmin etmek zor değil.

Kendinizi bir an onun yerine koyun; her şey başınıza yıkılmışken, yalnız ve bu koşullarda birilerinin yardımı olmadan kurtulamayacağınız biliyor iken... Ölüm size çok ama çok yakınken...

Yaralanız kanıyor ve acıyorken... Bedeniniz kir pas içinde, elbiseleriniz param parça ya da çıplak iken... Başınızı çevirdiğiniz her yer kapalı, zifiri karanlık iken... Kendinizi çaresizliğin girdabında hissediyorken... Zaman zaman 'Allah canımı alsa da kurtulsam.' demenize rağmen, tam da şu anda 'ÖLMEK ISTEMIYORUM!!!' diye haykırıyorken...

Okurken bile yüreğiniz sıkıştı değil mi?

Bazılarımız bu duyguları çok sık hissediyoruz maalesef.

Her an üzerimize yıkılmış hayatın altından haykırıyoruz;

'Sesimi duyan var mı?'

Ya da kulak kabartıyoruz;

'Sesimi duyan var mı? Yardıma geldim. Korkma. Buradayım.Güvendesin.' diyecek bir kurtarıcının sesine.

Bir kadınsak mesela;

Babamızdan, ağbimizden, kocamızdan, sevgilimizden, polisten, öğretmenden, gardiyandan dayak yiyorsak,

Sürekli aşağılanıyor, hakarete uğruyor, yok sayılıyorsak,

Bedenimiz eve, sesimiz içimize, hayallerimiz gözlerimize hapsediliyorsa,

Tecavüze uğruyorsak, bedenimiz ve ruhumuz yara bere içinde kalıyorsa,

Okulda, iş yerinde, dolmuşta, partide, sendikada, parkta, sokakta tacize uğruyorsak her daim,

Mahkemeler tecavüzcüleri,canımızı yakanları koruyorsa,

Bize her an her yer enkaz altıdır.

Yukarıdaki ifadeler bazen öyle yetersiz kalır ki hissettiklerimizi anlatmaya...

Bedenimiz onarsa da kendini ruhumuz asla beceremez tek başına iyileşmeyi.

Bir ses gerek bize, bir el, bir omuz.

Sesimizi duyacak, duyuracak birileri.

Dayanışma denilen can simidi gerek.

Mesela,

Dolmuşta tacize uğrayan, tepki gösteren bir kadına destek olmak,

Sokak ortasında şiddet gören bir kadını videoya çekmek yerine yardım etmek. En azından polise, ambulansa haber vermek,

Erkeklerin kadınlardan üstün olduğu fikrinden vazgeçmek,

Kadını yok sayan her türlü inanç, ideoloji ve pratiğe karşı mücadele etmek,

'Aman canım, O da o kadar kısa etek giymeseydi! Azcık çenesini tutsaydı! Gecenin o saatinde dışarıda ne işi varmış?' dememek bile bize sesinizi ulaştırır. Enkazımızda kocaman bir delik açar.Hava gelir. Can gelir.

Kadınların sesi ise birbirine enkazdan bile hoş gelir. Güç verir.

'Sesimi duyan var mı?'