Öyle bir tarımsal üretim planlaması içindeyizki, tahıl üreticilerinin hasat dönemi yaklaşıyor lakin neyin ne olacağı belli değil. Bunca zor şartlar altında üretim görevini yerine getirmeye çalışan çiftçilerin yetiştirdikleri ürünlerin ne kadar üretileceği ve en önemlisi kaç para olacağı belli değil.
Dünya piyasalarında tahıl arzı Ukrayna ve Rusya’nın içinde bulunduğu savaş durumundan kaynaklı büyük sıkıntıda. Bizdeki akaryakıt gibi hafta da bir iki kez artıyor. Görünen o ki artık ülkeler ihtiyaçlarını karşılamak için tahıl gurubunu bizim gibi yeterli seviyede üretemiyorlarsa ham olarak ithal de edemeyecekler. Yani buğdayı artık un olarak, hazır makarna olarak ithal etmeye başlayacağımız günler çok yakın gibi gözüküyor.
Aynı şekilde elinde ham olarak bu ürünleri bulunduran ülkeler yahut uluslararası şirketlerde ellerindeki bu emtiaları katma değeri yüksek bir şekilde değerlendirmek için işleyip satmak isteyeceklerdir. Hatta bu emtia ürünleri öyle bir hal alacak ki aynı silah satışı gibi meclislerinden onay almadan başka ülkelere satışı da engellenecektir. Örneğin tam da içinde bulunduğumuz dönemde dünyanın sadece 10 haftalık buğday stokunun kaldığını bilmek ürkütücü değil mi?
Geçen yıl buğdayı TMO çiftçiden 2 lira 25 kuruşa aldı, lakin en son 6 lira 30 kuruşa dışarıdan ithal etti. Oluşan bu fiyat farkını üreticilerimize ödememiz gerektiğini belirtmek isterim lakin bizim henüz önümüzdeki aylarda hasat edilecek buğdayın fiyatı bile henüz belli değilken, mazot 22 liraları aşmış 25-30 liraya doğru yelken açmışken işlerin pek iç açıcı olmadığını ve kat be kat pahalıya üretilen bu ürünlerin daha da pahalıya tüketileceğini öngörmek korkutucu değil mi?
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez; artık buğdayda kendi kendimize yeten bir ülke olmadığımızı, hatta politikalarımızın da üretmek için değil, ithalat için olduğunu belirterek ülkemizin 30 milyon ton olan ihtiyacının karşılanamayacağını, pahalı olduğu için çiftçilerin uygulayamadığı gübrelemenin verim kaybı olarak döneceğini, kuraklık ve don zararının rekolteyi düşürdüğünü, yani yıllık 20 milyon ton ortalama üretimi bu yıl tutturmanın çok zor olduğunu ve bu şekildeki tarımsal üretim politikasının ithalata gebe olduğunu belirtti. Ayrıca dünya piyasalarında tonu 458 dolara kadar yükselen buğdayın, meydana gelecek arz açığımızı daha da yüksek fiyattan kapatacağımız anlamına geldiğini de özellikle vurguladı.
Artık üretemezsek, tükeneceğimizin aşikâr olduğu bu dünyada özellikle de sorumluların aklını başlarına alması ve üretim seferberliğini harekete geçirmesi dileği ile sağlıcakla kalın.