2015 - Aydın Efeler’de Jeotermal Enerji Santrali (JES) yapmak için asırlık zeytin ağaçları bir gece vakti katledildi.
2016 - Muğla Milas’ta golf sahası yapılmak istenen 3 bin dönümlük arazide 30 ila 100 yaşları arasında 80 bin zeytin ağacı katledildi.
2017 – İstanbul/İzmir karayolu güzergahında olan yaklaşık 1 milyon zeytin ağacı katledildi.
2018 - Bir holdingimiz termik santral yapacak 7 dekar arazideki zeytinlikler katledildi.
2018 - Antalya Akseki’de yaşları 200 ila 1000 arasında değişen bulunduğu konum itibari ile tamamen organik ve çok değerli yağ kalitesine sahip 140 hektar arazi içinde 11 bin 578 anıt zeytin ağacı mermer ocağı yapılacağı için katledildi.
Manisa’da, İzmir’de, Aydın’da, Muğla’da imar değişiklikleri ile mütehayitlerimiz zenginleşsinler diye milyonlarca zeytin ağacı katledildi.
Bunlar bizim basınımıza yansımış, haberimiz olmuş olan katliamlar. Birde bu işin usulca, hissedilmeden yapılanları var.
Sanayicilerimize,
Madencilerimize,
Müteahhitlerimize,
3573 sayılı zeytinciliği koruma kalkanı olarak bilinen yasa vız gelip, tırıs gitti.
Yıllar geçti, nüfus arttı, zeytin ve zeytinyağı tüketimi arttı. Arz talebi dengeleyemez duruma gelince de yağ fiyatları dünya üzerdeki artışa paralel olarak, üretim maliyetinin çok yüksek olduğu ülkemizde de doğal biçimde arttı.
Zeytin bakımı, beslenmesi, zirai mücadele ve hasat yöntemleri bakımından dünyada uygulanan doğru metotlardan uzak olduğumuz için sahip olduğumuz zeytinlerde kalite ve miktarın artması da etkilendi.
Pandemi dönemi oluşan belirsizlikle beraber ülkelerin gıda stoğu yapmak istemesi, gıda güvenliğini garantiye almak için ihtiyaç fazlası gıda toplaması da bizim gibi sadece tüketen ülkelerin daha da sıkıntıya girmesini sağladı.
Yağ fiyatlarının aşırı artışını kısaca bu sebeplerle özetleyebiliriz.
Şimdi fiyatları düşürmek için Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığının talebi üzerine 20 yıllık bir aradan sonra zeytinyağının ihraç edilmesine yasak getirdi. Alınan karar doğrultusunda 31 Ekim 2021 tarihine kadar dökme zeytinyağı ihracatını yasakladı. Sadece markalanmış ürünlerin ihracatına izin var.
Bu karar ile mevcut yağın iç piyasaya girmesi ve talebi dengeleyip fiyatı düşürmesi bekleniyor. Yani sihirbazlık politikası ile bir gece de alınan kararın zeytinciliğin sorunlarını halledip yurdum insanına ucuz yağ imkanı sağlanacağı düşünülüyor.
Üretici zeytin ağacını çırpmaya başladığı gün, gidip sarı lirasını var olan ihtiyacını karşılamak için bozdurduğundan şuan elinde pek yağı yok. Bu yağların çoğu tüccarlar tarafından toplandı. Bu sene zaten kuraklık nedeni ile zeytin miktarının azlığı ve sofralık zeytin talebinin de artması da eklendiğinde, alınan kararlar elinde yağı olan tüccarları ve çiftçiler hiç tedirgin etmesin. Müsterih olsunlar. Fiyatlar dünyanın ve ülkemizin içinde olduğu bu vaziyetlerde asla düşmez.
Endişelenmesi gereken ise tüketiciler. Sizler bir zahmet endişelenin. Yaranız o kadar içeride ki, hekiminiz üst derideki küçük bir apse ile uğraşıp ‘bir şey olmaz, bir vakit sonra geçer’ diyor.
Ha birde bu çarşıda pazarda bin bir emek ile üretilen ürünler pahalı değil, sistemin bize hak gördüğü kazanç emeğimizin karşılığı değil, kazancımız az bilin istedim.
Saygı ve sevgilerimle...