Geride bıraktığımız günlerde Ankara, İzmir, İstanbul, Antalya, Adana gibi, partilerin hedefindeki kentlerin adayları açıklanmaya başladı. Chp, Kocaeli(İzmit)’nde ve Aydın’da (mevcut başkan) kadın aday çıkardı. Yine Chp, Amasya Gümüş hacı Köyü, Bilecik Yeni Pazar, Denizli Bekilli ve Bozkurt, Edirne Uzun Köprü, Kayseri Melikgazi ilçelerinde kadın adayları tercih etmiş.
Mhp’nin Nevşehir ve Karabük Safranbolu adayları kadın.
AKP 74 İlin adaylarını açıkladı; Gaziantep’ de mevcut başkan Fatma Şahin yine aday gösterilmiş. Tek kadın aday. Nazar Boncuğu niyetine ! Onlarca ilçe belediye arasında Burdur Karamanlı İlçesi adayı kadın!
İl ve ilçe belediyelerinde eş başkanlık sistemini uygulayan Hdp’den ses yok.
81 il ve yüzlerce irili ufaklı ilçe-belde belediyesi olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu sayılar, devede kulak değil, olsa olsa kulakta bir kıl olur. Durum nicelik açıdan vahim. Halen görev yapmakta olan ve yeni aday gösterilen kadınların yerellerinde kadınlara özgü politikalar üretip hayata geçireceğini ümit etmek istiyorum.
Bir çok gelişmiş ülkeye göre, oldukça erken bir tarihte (5 Aralık 1934) seçme seçilme hakkını kadınlara vermekle – daha doğrusu kadınların mücadelesi sonucu elde ettikleri diyelim ve bu konuyu başka bir yazının konusu olarak not edelim- övünen bir ülkede, kadınlar seçilme hakkını fiili olarak kullanamıyor.
Kadınlar için, bedeller ödeyerek elde ettikleri hak ve özgürlüklerin, yasalarla güvence altına alınası önemlidir. Bu yasaların uygulanması, kağıt üstünde kalmaması ise daha da önemlidir tabii. Belirli gün ve haftalarda, billboardları methiyelerle dolduran partilerin, ‘yönetme – iktidar’ söz konusu olunca takkeleri yerlerde geziyor, kelleri parlıyor
Hiçbir siyasi başarının kadınlar olmadan kazanılamayacağı tarihin gösterdiği bir gerçek. Fakat kadınları vitrin olarak gören zihniyet, söz ve karar sahibi olarak kadınları yok sayıyor. Yönetme gücünü kadınlarla paylaşmaya yanaşmıyor. Gemiyi limana getirene dek kadınların her türlü emeğini kullanan erkek egemen anlayış, limanda kadınları küreksiz denize geri gönderiyor. Yönetme işini kadınları, onların taleplerini görmezden gelerek sürdürüyor. Antik Yunan’ da olduğu gibi, sadece erkekler için erkeklerle yönetmeyi demokrasi zannediyor.
Ev içi ve kamusal alanın, sadece erkeklerin rahat hareket edebileceği şekilde düzenlenmesine yerel yönetimler de kendi kapasiteleri ölçüsünde katkı koyuyorlar. Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğin derinleşmesinde ‘erkekler için belediyecilik’ anlayışına sahip yerel yönetimler pay sahibi. ‘Kadınlar için kadınlarla birlikte politika üretmek’ yerine, popülist yaklaşımlarla, çiçekli böcekli vitrin süslemelerinden öteye gitmiyorlar. Tam da bu yüzden kadın sığınma evlerinin sayısı az ve mevcutların durumu içler acısı. Yine 25 Kasım’ da gözü morarmış kadın fotoğrafları ile kentin sokaklarını donatıp, ‘kadına kalkan eller kırılsın.’ Minvalinde özlü sözlerle kadına yönelik şiddetle mücadele ettiklerine inanmamızı bekliyorlar. Yemezler! Kadınlar gerçekten yemiyor artık! Böyle devam ederseniz, kadınlar mutlaka size bir gün ‘dur!’ diyecektir. 31 Mart’ta belki!
İzmir özeline gelirsek,150 yıllık bir belediyecilik tarihi ve 33 başkanı olan İzmir in hiç kadın belediye başkanı yok! İzmirli bir kadın olarak önerim şu ki; özelikle Chp il ve ilçe belediyeleri aday adayları içinde, kadın mücadelesinin içinden gelen, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına dur demek için yıllardır emek veren kadınlar var. Aday listelerinizde yer ver vermeniz İzmir için iyi olur! Samimiyetinizin de göstergesi… Göreceğiz.
DÜZELTME: Geçen haftaki yazımda, ‘Başta kendi bünyesindeki emekçiler olmak üzere, kentteki tüm emekçilerin ekonomik-sosyal haklarını gözeten bir belediyecilik anlayışına sahip olmamalılar.’kısmının son kelimesi yanlış yazılmış.’olmalıdır.’ olacaktı doğrusu. Okurlardan özür dilerim.
ÖYKÜ-ARİN VE TÜM İLİK BEKLEYEN ÇOCUKLAR İÇİN DONÖR OLMAYI İHMAL ETMEYELİM!
TEK YAPACAĞIMIZ KIZILAY KAN MERKEZLERİNDEN BİRİNE GİDİP 2 TÜP KAN VERMEK!
DONÖR OLALIM UMUT OLALIM!!!