Birlikte düşünelim! Açılış törenleri ne için yapılır? Sanayi, tarım, hayvancılık, siyasal, sosyal ve demokrasi alanlarında gelişmiş ülkelerde açılış törenleri neden yapılmaz.
Sosyal, siyasal, ekonomik olarak az gelişmiş ülkelerde “açılış törenleri” merakı niye? Halk meramını niye anlatmıyor?
Siyasal, sosyal, sınıfsal, STK örgütlülüğü güçsüz, sosyal devlet olmayan ülkelerde eğitim seviyesi düşüklüğü nedeni ile vatandaşın kendi öz ve ortak sorunlarına sahip çıkma duyarlılığı azalıyor. Eşit sosyal siyasal hakların, halk örgütlülüğünün olmadığı ülkelerde; yerel ve ulusal alanda görev alan yönetimler varlıklarını sürdürmek amaçlı “açılış törenleri” yaparak popülist siyaset yaparlar.
Topluma yolları, köprüleri, barajları, sosyal tesisleri… kendi olanakları ile yaptıklarına inandırırlar.
Yöneticileri kendi vergilerini ülke halkları yararına harcaması için seçtiği bilincinden yoksundurlar. Hesap sorma, denetleme, birlikte koordine etme haklarını kullanamazlar.
Ülke halkları, kendi emekleri ile edindikleri maddi kazanımlarının bir kısmını vergi olarak ülkesi için oluşturdukları kurumlara verirler.
Vergi olarak alınan bu birikimler normal olarak vergiyi veren halkın da onayı ile: Yol, su, elektrik, sosyal yaşam alanları, tarım, hayvancılık, sanayi eğitim, barınma, spor… için harcanması gerekir. Ülke ve yerel yönetimler bunların planlamasını yapmak için seçerler. Seçilen yönetimler halkın vergi olarak kendilerine teslim ettiği parayı, halkın yararına insan ve doğayı koruyarak harcamaları gerekir. Vatandaş olmanın, ülke olmanın, yönetici olmanın sorumluluğu budur.
Ülke ve yerel yöneticileri ülke yönetiminin tüm kademelerinde görevlendirecekleri kadrolar ile seçilmek için meydanlara çıkarlar. Halk, demokratik seçimler ile ülke ve yerel yöneticilerini seçerler.
Bu yönetimler bir nevi, halkın atadığı memurlardırlar.
Yapılan işler için “açılış törenleri” düzenlemek de ne oluyor?
Açılış törenlerinde ortaya çıkan israf, zaman kaybı, milli değerlerin çar çur edilmesi niye?
Sizler zaten bunları yapmak için seçildiniz. Bunları yapmak sizin göreviniz. Siz, görevinizi yerine getiriyorsunuz. Denetleyici kurumlar yaptığınız tesislerin yapımını aslına uygunsa teslim alır. Tesisler doğal halleri ile hizmete sokulur. Yüzbinleri toplayarak, savurganlık yaparak, görsel şölenler ve israf ile açılışlar vatandaşa, ülkeye, doğaya ne kazandırıyor?
Sizin varlık nedeniniz zaten bu işleri yapmak.
Vatandaşın parası ile iş yapıyorsunuz, yaptığınız işe açılış töreni yapıyorsunuz.
Siz protokolle oturup, ahaliyi ayakta bekleterek kendinizi alkışlatıyorsunuz.
Sonuç olarak: Nasrettin Hoca tezi çürüyor. Parayı veren düdüğü çalamıyor.
Bu nasıl bir algı?
Bu nasıl bir gaflet?
Bu nasıl umursamazlık?
Bu nasıl bir israf?
Bu nasıl bir talan?
Bu nasıl bir savurganlık?
Bu nasıl bir vicdan?
Vatandaş parası ile tesis yapılıyor. İhale aşamasından, iş yapma sürecinden, iş teslimatı ve ödemelerden vatandaş haberdar edilmiyor.
Sonra bir de bu işin açılışı yapılıyor. Güvenlik nedeni ile: Vatandaş ve seçtiği yöneticiler arasına ülkenin memurları etten duvar örerek korumaya alıyor.. Vatandaş seçtiği kendi görevlisinin yanına yaklaşamıyor.
Vatandaşın parası ile kırmızı, turkuaz halılarda yürüyerek protokole gelen yöneticilerinin yanlarına yaklaşamıyorlar.
Peki; “Böyle gelmiş, böyle gider.” diyerek duyarsız mı kalınmalı? Bu dünyanın böyle gelmediğini bilenler, bilmezden gelenler, bilmeyenler bu ülkelerde birlikte yaşıyorlar. Bu işleri böyle yürümediği ülkeler, yönetimler, sistemlerin varlığı biliniyor. Bilindiği halde bu vurdum duymazlık niye?
Milli değerler neden heba ediliyor?
Ülkeyi, vatandaşı bu gidişata kimler, neden layık görüyor?
Hadi hayırlısı…