CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, yeni döneminin ilk ilçe başkanları toplantısında iki önemli mesaj verdi.
Birincisi; Başkan Yücel’in, ilçe başkanlarından ilçelerindeki az oy alınan mahallelerin belirlenmesi ve bu bölgeler üzerine yoğunlaşılmasına yönelik talebi. Bir diğeri ise; Büyükşehir Belediyesi ile CHP örgütleri arasında köprü kurulacağına dair mesaj.
Mahalle delegelikleriyle başlayan, ilçelerle ve il ile devam eden kongre süreci, CHP’de iki kutup oluşmasına sebep olmuştu. Deniz Yücel toplantıda “Geçmişe ilişkin değerlendirme yapmayacağım. Aile olarak çalışacağız” da dedi. Deniz Yücel’in birkaç defadır yaptığı ‘Kongre, kongre salonunda kaldı’ vurgusu, yeni dönem için çok önemli bir vurgu.
Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir’de ‘yerel iktidar’ olabilir. Ancak, İzmir’den CHP’ye oy verenlerin de tercihlerinin esas sebebi, merkezi iktidara duyulan tepki.
AKP açısından 18 yılın en zayıf döneminden geçiyoruz. İktidar bloğu 3-4 ayrı noktadan çatlıyor. Ekonomi, dış politika ve demokrasi konularında, sürdürülemez bir hat üzerinde ısrar edilmesi, AKP’nin yönetme kabiliyetini de her geçen gün elinden alıyor. 31 Mart seçimleri ve tekrarlanan İstanbul seçimlerinden sonra, milyonlarca yurttaşın iktidar değişikliği ihtimaline olan inancı arttı. Bu durum, en güçlü ana muhalefet partisinin de sorumluluklarını arttırdı.
Şimdi, CHP örgütleri, belediyeleriyle beraber, bu sürece odaklanacak mı? Belirleyici olan bu…
Normal şartlar altında, Deniz Yücel en az 2 yıl İzmir’in İl Başkanı. Tunç Soyer de en az 4 yıl Büyükşehir Belediye Başkanı…
Kongre sürecinde yaşanan tüm kutuplaşmaları ortadan kaldırabilecek olan gelişme, Deniz Yücel’in vurgulamaya başladığı yerden sağlanabilir. Kongre, kongre salonunda bırakılır da CHP örgütleri başta Büyükşehir olmak üzere, belediyeleriyle uyum içerisinde iktidar yürüyüşüne odaklanırsa, tarihsel misyonuna uygun davranmış olur.
Ancak yine kişisel hesaplar önde tutulur da gerilim arttırılırsa, kaybeden hem süreci yönetenler hem de milyonlarca yurttaş olacaktır.
Deniz Yücel’e, kendisini il başkanlığı konusunda destekleyen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da benzeri yönde telkinler geldiğini tahmin ediyorum.
YÜCEL’İ ARADIM
Konuyu Başkan Yücel’e sordum. “Bu vurgularınız özel mi, yoksa benim mi fazla dikkatimi çekti” dedim. “Yeni dönemde kutuplaşma ortadan kaldırılacak mı? Genel Başkan’ın size bu konuda özel bir ifadesi oldu mu” diye sordum.
Deniz Yücel’in cevaplarını, olduğu gibi aktarıyorum:
“Geçen dönem de benim farklı bir anlayışım yoktu. Tamam, kongreler yaşandı. Mahalle seçimlerinde ve bazı ilçelerde, Buca, Karabağlar, Bornova kongrelerinde de gerilim oldu ama bu gerilimi yaratan ben ya da benim etrafımdaki arkadaşlar değildi. Bizim böyle bir tercihimiz asla olmadı. Olmazdı da… Neticede bugünlere geldik, geçmiş geçmişte kaldı.”
‘ETRAFIMIZDAKİ İNSANLAR…’
“Benim açımdan hiçbir sorun ve sıkıntı yok. Tunç Başkan’da da sorun ve sıkıntı görmüyorum. Ama etrafımızdaki insanların, isim vermek istemesem de bazı bürokratların ya da bireysel hedefleri olan kişilerin oluşan gerilime etkileri oldu. Bizim etrafımızdaki insanların da hataları ya da yanlışları olmuş olabilir ya da karşı taraftan öyle okunmuş olabilir, bilemiyorum. Ama önümüzdeki dönemde böyle bir şeye izin vermeyeceğiz. Ben o dönemde de hep toparlayıcı olmaya gayret ettim. Bazı ilçelerde, bazı mahalle seçimlerinde çok anlamsız sebeplerle ve siyasi düşüncelerle mahalle seçimleri iptal edildi mesela. İptal edilen yerlerde biz il yönetimi olarak iptal kararlarını kaldırdık. Yani adaletli ve hakkaniyeti olan neyse onu yaptık.”
‘KÖPRÜ OLACAĞIM’
“Genel Başkanımızla bizim hiçbir görüş ayrılığımız yok, o yüzden özel bir vurgu yapmasına gerek yok ama bana şunu söyledi: ‘Her an seçim olacakmış gibi derhal çalışmaya başlayın’ Talimatı bu oldu.”
“Ben köprü olacağım. Yeni seçilen ilçe başkanlarımızla, büyükşehir belediye başkanımız ve diğer belediye başkanlarımızla olması gereken ilişkiyi kurmak için gerekli somut adımları ben atacağım”
***
Başkan Yücel’in ifadelerinde sonra, Mevlana Celaleddin Rumi’nin “Dünle beraber gitti cancağzım, Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...” sözlerini de buraya bırakıyorum.