Bayramlarımızın adına bile karıştılar.
Ramazan Bayramı'na Şeker Bayramı da derdik biz.
Çocuklar ve gençler hatırlamaz.
Hayır dediler artık Şeker Bayramı demeyeceksiniz, sadece Ramazan!
Aslında çocuklar ve gençler o kadar çok şeyi bilmiyor ki...
Yasaklar, kısıtlamalar, engeller ve korkuyla yaşamayı normal zannediyorlar.
Özgürlüğün tam olarak ne demek olduğundan habersizler.
Demokrasi ne demek? Çık sor bakayım herhangi bir fikirleri var mı?
Siyasetçinin kutsal bir varlık olduğunu zannediyorlar.
Devlet kurumlarından korkulmaması tam tersi güvenilmesi gerektiğinden bihaberler.
Kızılay’ın parayla çadır sattığını zannediyorlar mesela... Ne ayıp! İnsan yazarken utanıyor!
•••
Çok üzülüyorum onlar için.
Mayıs’ı en çok onlar için iple çekiyorum.
Yeni Türkiye denilen garabetin yarattığı korku imparatorluğundan kurtulduktan sonra çok şaşıracak o çocuklar... Gençler...
Üç kuruşluk ünlü bozuntuları çıkıp oturun simit peynir kemirin deme cüretinde bulundu ya hani...
Ki artık o peynir de ulaşılmaz oldu.
Hah işte o cahil cüretiyle salya akıtanlar tarihe gömülecek.
Bu arada çok eminim gömülmemek için çok uğraşacaklar. Hemen çark edecekler. Şimdi yaladıklarının yüzüne tükürmek için sıraya girecekler.
Asıl eğlence o zaman başlayacak.
***
Bu Mayıs başka türlü gelecek...
Bahar gibi bahar yaşayacağız çünkü.
Memlekette bir bayram havası.
Gençler, çocuklar gelecekten korkmayacaklar artık.
Yaşadıkları ülkeyi terk etme planlarından vazgeçecekler.
Sadece gençler mi?
Giderlerse gitsin denilen, itibarsızlaştırılan aşağılanan ne doktorlar ne mühendisler...
Yüzümüz gülecek...
Her şey bir anda olmayacak tabii...
Beraber kaldıracağız bu enkazı.
*
Nasıl bu kadar eminsin sen saray falcısı mısın demeyin.
Politik analizler yapabilen biri de değilim.
Zekâ küpü, deha falan olduğum hiç söylenemez.
İstatistik kovalamam, zaten sıkılırım.
Ama kadınım ben, kadınlar hisseder.
Hiçbir kötülük, adaletsizlik, zorbalık sonsuza dek sürmez hem... Bilirim.
Şunu hayal ediyorum; o Mayıs gecesi sokaklarda belki de hiç tanımadığımız insanlarla sarmaş dolaş olacağız. Hatta biraz da ağlayacağız.
Sürtükler, çürükler, çapulcular...
Birbirimizin sırtına pıt pıt vurup geçti artık geçti diyeceğiz.
Kâbus bitti. Ama iyi dayandık be kardeşim!
*
Eskiden bayramlarda çocuklara para yerine şeker verince pek mutlu olmazlardı. Çünkü o zaman şeker çok kolay erişilen bir eğlencelikti.
Şimdi fiyatlarına bakıyorum da almış başını gitmiş.
Hiç adetim değildir, bayramları da pek sevmem ama eve bir kase şeker alacağım.
Ceplerimi de dolduracağım.
Gördüğüm her çocuğa ikram edeceğim.
Ve kulağına eğilip diyeceğim ki “Korkma insancık korkma...”
Bak bahar geldi memleketimin;
Dağına...
Ovasına...
Yaylasına...
Yuvamıza.