Doğru sorular sorabiliyor muyuz?
Çocuklarımıza doğru soruları sordurtabiliyor muyuz?
Dünya üzerinde küresel ölçekte hepimizi etkileyen sorunlara karşı etkili bir duruşumuz var mı?
Çevremizde olup bitenleri analiz edip, algılayabiliyor muyuz?
Sürdürülebilir bir çevrede toprağımızı, suyumuzu, havamızı bilinçli tüketiciler olarak istikrarlı ve organize bir şekilde kirletenlere karşı ne yapıyoruz?
Toplum bilincine sahip, ben değil, biz mantığının topyekûn aynı hareket ettiği birliktelikleri mümkün kılmadıkça şarabımızı vermek için üzüm gibi ezileceğimiz aşikâr değil mi?
İşte bu sebepten aklımızı başımıza alıp bir an evvel daha adil ve sürdürülebilir bir toplum yapısına sahip olmak için birbirimizin gelişimine katkı sunacak toplum destekli eğitim, sağlık, tarım, ekonomi vb. modelleri oluşturup harekete geçmemiz gerekiyor.
Günümüz dünyasının önümüze koyduğu çoktan seçmeli sorunların çoktan seçmeli bilindik -mış gibi çözümleri yerine daha nitelikli çözümleri bizlerin, bize en uygun olanını öğrenmeyi talep edip, sonrasında öğrendiğimizi de talep etmeliyiz. Aksi takdirde ağlamayana, halinden körkütük memnun olana, aman canım sendecilere, bu dünyayı sen mi kurtaracaksıncılara, akıllı ol bak işinecilere, böyle gelmiş böyle gidercilere hakları hiçbir vakit tam olarak istenmediği için alınamayacaktır.
Çok acil bir şekilde yerelde sivil olarak örgütlenip, toplumsal meselelere hiçbir siyasal görüşün etkisinde olmadan, gücünü tamamen halk toplulukları tarafından alan her şeyin tüketicisi olan bizlerin hayatımızın etrafındaki tüm seçenekler için anlaşılabilir, kolay ulaşılabilen, çevreye duyarlı ve sağlıklı alternatifler oluşturmalıyız.
Bu sebeple topluluk destekli tüketici örgütlerini kurmak ve bunlar üzerinden yerelde ihtiyaç duyulan tüm gereksinimlerin eksiklikleri acilen kapatılmalıdır. Tüketilen gıdadan, sağlık ve eğitim hizmetlerine, hukuki gereksinimlere varıncaya kadar her konuda bilinçlenmemiz gerekiyor. Tüketicilerin bilinçlenmesi ile süregelen kısır döngü içindeki tüm sorunlarımız zamanla yok olacaktır. Bütün yanılgılar ve bunların tekrarları bilmemek, bilememek yahut öğrenememekten kaynaklanmaktadır.
Örneğin; yereldeki küçük üreticilerin sorunlarını bu gibi bilinçli tüketici toplulukları sayesinde çözebilmekle birlikte ekolojik yöntemleri kullanarak toprağı, havayı, suyu ve etrafındaki tüm canlı yaşamını da sürdürülebilir bir şekilde koruyabiliriz. Bunun için yapmamız gereken tek eylem ise bir araya gelip eğitici paylaşımları yapmak. Birbirimizin eksiklerini kapatıp, mutlak doğru ile aynı anda aynı yöne hareket etmek. Ancak bu şekilde sağlıklı bir toplum olur ve birbirimizin haklarını gözeterek, saygı duyarak aynı yolu yürüyebiliriz. Aksi halde ‘kabahat senin demeye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim’