Her neresinden bakılırsa bakılsın acayip gelişmişlik var. Sebze meyve çadırlarından, market kurmaya kadar evirilen bu iştah belli ki ticaretten nasibini fazlaca almış. Ekmeğini yemiş, birikimini yapmış, kendini geliştirmiş ve yatırımlarını çeşitlendirmiştir.
Bak iki vakte kalmaz bize doğru yükselen bir nasip var benden demesi. Üstelik bu nasip evvela memleketin çiftçilerine yükselmiş, ölüyü diriyi halletmiş, gözünü bize dikmiş bir nasip ama öyle böyle değil, hadi hayırlısı.
Gelelim mevzuya; hani şu animasyon filmlerinde birden dağ oluşur ya böyle küçük küçük büyüyen dağlardan. Hah işte öyle bir dağ düşünün ama büyüğünden değil küçük bir dağ hatta sürekli küçülen bir dağ olsun hayal ettiğiniz. İşte bu dağ bizim üretim kapasitemiz. Etrafına da böyle bolca insan ekleyiniz üstelik sürekli artsın, bu da sizsiniz. Tüketim hacmimiz. Ortadaki malın değeri etrafındaki insan sayısına göre değişir. Az insan olursa ucuz, çok insan olursa pahalı olur. Şu an satın aldığınız tüm malların pahalı olmasının nedeni de budur.
Çeşitli politikasızlıklar ile üretimin düşmesine sebebiyet verip, asıl sorunu saptırarak günü kurtaracağınızı sandığınız projelerin hiçbir işe yaramadığı etkileri döner dolaşır sizi bulur benden demesi. (Örn: 2019 yerel seçim hezimeti)
Vaktiyle kurulan sebze meyve çadırlarını hatırlayalım. Piyasada bu ürünlerin az olması dolayısı ile fiyatlarının artması gerçeğiyle bizi baş başa bırakmıştı. Çözüm olarak ise meyve sebze çadırları kurulmuş, vatandaşa ucuz satış yapmak amaçlanmıştı. Zaten mevcut sistemde az olan bu ürünlere talebin artması ile fiyatlarının artması gerçeği apaçık ortadayken, bir de sebze meyve çadırları kanalı ile az olan bu ürünlerin üzerindeki talebin daha da arttırılması fiyatları düşürmemiş, aksine körüklemişti. Lakin sebze meyve çadırlarında zararına satış da yapılmıştı o ayrı bir olgu işte burada yönetimin sosyal bir devlet olduğu akıllara gelmişti ki halimiz içler acısı.
Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinin sayısının arttırılması, tüm memlekete yayılması (hatta bakkallara bayilik verilmesi projesi bile var) problemin asıl sorunlarını çözmez. Zincir market dediğimiz grupların sadece birinin tüm yurt genelinde 10.000 adet şubesi var. İstediğiniz kadar zararına satış yapın fiyatların artışına engel olamaz hatta artmasına sebebiyet verirsiniz. Bu da kuşkusuz yerel seçimlerde yaşanan hezimetin, genel seçimlerde de tezahür etmesine sebebiyet verecektir.
Ne yapılması gerekiyor?
Öncelikle günah keçisi aramaktan vazgeçin çünkü milletin kaçacak keçisi kalmadı onlarda hacizli.
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez bir bir açıklamış;
‘’Tarım Kredi Kooperatiflerinin yapması gereken;
Çiftçiye uygun girdi temini,
Çiftçiye uygun kredi temini,
Çiftçinin üzerindeki haciz işlemlerin kaldırılması ve borçlarının 5 eşit şekilde ve faizsiz yapılandırılması.
Çiftçinin öz sermayesinin arttırılması ve mevcutlara da haciz konulmaması (örn: traktör, hayvan, arazi)
Özerk, tam demokratik, hiçbir siyasal etki altına girmemiş güçlü tarımsal kooperatifler ile tüketicilere sağlıklı, ucuz ve kaliteli gıdanın temin edildiği yapıları inşa etmemiz gerekiyor.’’ diyor.
Sonuç olarak çarşıdan pazardan aldığımız bu ürünler gerçekten mucizevî bir şekilde ucuz. Cumhurbaşkanımız ‘fiyatlar uygun’ derken onu kastediyor. Cumhurbaşkanımızın ekonomik sınıfına göre bu ürünler sudan ucuz. Üretim enflasyonunun çok yüksek olduğu mevcut şartlar altında bu ürünlerin bu paralara satılması inanılması güç. Yani emeklinin, işçinin, memurun maaşının çok düşük olması, bu sınıfın alım gücünün düşmesine sebebiyet veriyor ki bu işin sonucu iktidara karşıda yükselen bir şeyler var benden demesi, üstelik iki vakte kalmaz patlar...
Saygı ve sevgilerimle.