17 Mayıs, Uluslararası kapsamda homofobi, transfobi ve bifobi karşıtlığı günü olarak kutlanıyor. Günün amacı, bireyleri bilinçlendirmek, LGBT hakları lehine gösteri ve yürüyüşlerle LGBT hakları ihlallerine, ayrımcılığa ilgiyi teşvik etmek ve uluslararası etkinlikler koordine ederek toplumda farkındalık yaratmaktır. 17 Mayıs tarihi, 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütünün eşcinselliği ‘hastalıklar’ listesinden çıkarmasının yıl dönümü olarak 2004 yılında kutlanmaya başlandı.
Fakat ne yazık ki dünyada ve de Türkiye'de 'öteki' olana karşı duyulan nefret mevcudiyetini koruyor ve bu nefret, yaşam alanlarını ihlal etmeye devam ediyor. Ülkemizde yasalar ve devlet dili bu alandaki nefreti engellemek için çaba sarf etmediği gibi, dini referansların yanı sıra “hastalık, sapkınlık” gibi söylemlerle LGBTİ+’lara yönelen nefreti besliyor.
AB adına 17 Mayıs 2019'da yüksek temsilci Federica Mogherini'nin yaptığı açıklamayı değerli buluyor ve sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Avrupa Birliği, Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi ile Mücadele Günü’nde lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks bireylerin (LGBTİ) haklarını koruma ve destekleme konusundaki güçlü kararlılığını yineler.
Kültürel, geleneksel ve dini değerler LGBTİ bireylere uygulanan zulüm, ayrımcılık, zorbalık ve yaygın kötü muameleyi haklı çıkarmak için dünya genelinde kullanılmaya devam edilmektedir. Bu türden eylemler çoğu zaman nefret suçlarını ve işkence ve cinayet dâhil olmak üzere, şiddetin aşırı hallerini içermektedir.
Cinsel eğilim kanunları 72 ülkede eşcinsel eylemleri suç saymaya devam etmekte, bazı diğer ülkelerde ise kanunlar yeterli korumayı sağlamamakta ve LGBTİ bireylerin hayatlarının her alanında günlük olarak çeşitli türlerde ayrımcılığa maruz kalmalarına göz yummaktadır. AB, LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılığın İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde yer alan en temel insan hakları ilkelerine zarar verdiğini güçlü bir dille bir kez daha teyit eder.
AB, LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılık ve şiddet eylemlerinin cezasız kalmaması için hem Birlik içinde hem de dışında mücadele etmeye devam etmektedir. Bu çerçevede, Komisyon kendisi tarafından 2016-2019 dönenimde uygulanmak üzere 'List of actionstoadvance LGBTI equality' (LGBTİ eşitliğinin arttırılmasına yönelik eylemler listesini) yayınlamıştır. Bu eylemler ayrımcılıkla mücadeleden, eğitim, istihdam, sağlık, serbest dolaşım, iltica, nefret söylemi/nefret suçları, genişleme ve dış politikaya kadar ilgili çeşitli politika alanlarında faaliyetleri içermektedir.
AB, Birlik dışında üçüncü ülkelerle yürüttüğü çalışmalarda da düzenli siyasi diyalog toplantıları yapmakta ve hedefi belirli mali yardım programları yoluyla sivil toplum örgütlerini desteklemektedir. 2016’dan bu yana Birlik Asya, Afrika, Latin Amerika ve Doğu Avrupa’da sivil toplum örgütlerince yürütülen ve değeri 5.2 milyon Avroyu bulan 16 projeyi desteklemiştir. AB 2018’de ise dünya genelindeki LGBTI örgütlerini desteklemek amacıyla 10 milyon Avroluk özel bir teklif çağrısına çıkmıştır. Bunun yanında Ayrımcılığa Karşı İnsan Hakları İlke Kuralları’nın (EU Human Rights Guidelines on Non-Discrimination)kısa bir süre önce kabulüyle birlikte AB, LGBTI bireylerin tüm insan haklarından faydalanmalarına yönelik var olan destekleyici ve koruyucu AB İlke Kurallarını daha da güçlendirilmiştir.
Adaletsizliğe karşı göğüs geren ve baskı ve ayrımcılık mağdurlarının sesini duyurmaya gayret eden sayısız LGBTI hak savunucusu, hem Avrupa’da hem de dünyanın geri kalan bölgelerinde sıklıkla saldırılara maruz kalmaktadır. Bu nedenle Kasım 2018’den bu yana AB, Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupa Aracı (DİHAA) yoluyla, LGBTI bireylerin en yoğun şekilde ayrımcılık riski altında oldukları alanlarda LGBTI İnsan Hakları Savunucularını ve Örgütlerini desteklemektedir.
Üyesi olan devletlerle el ele veren AB, bu savunucuların yaptıkları çalışmalara dönük yaşamsal desteğini devam ettirecek ve tüm LGBTI bireyler özgür ve güvenli bir yaşam sürene dek bu çabalarına son vermeyecektir."
Okuyucuya sevgi ile.