Sırtını ahaliye dönerek konuşmasının daha çok ilgi çekeceğini düşündü. Yüzünü ağlamayan duvara döndü. İki elini pantolonunun yan ceplerine özenle yerleştirerek, konuşmasına başladı.

Baharat serpilip, üstünüzü örtene kadar yağ ilave edilerek terbiyelinmiş halinize neden şükür etmezsiniz? Bereketli bir yıl geçiriyoruz. Varlık içinde yaşıyoruz. Soğuk sıkım yağ ile terbiye edilmenizden neden memnuiyet duymuyorsunuz? Karadeniz’de kulağına kar suyu kaçan hamsi tavına geldiniz. Terbiyelinmiş haliniz ile yaşamak varken, yaygara koparmak da ne demek oluyor?

AYÇİÇEK VE ZEYTİN YAĞINA GEREK VAR MI?

  • Yöneticiler halka, halkın belli kesimleri yöneticilere yağcılık yaparak iktidarlarını sürdürmüyorlar mı?
  • Veliler özel okulların yöneticilerine, okul yöneticileri velilere yağcılık yaparak ticaret merkezine dönüştürülen “işletmeler” okul olarak eğitim vermiyor mu?
  • Milletvekilleri, Belediye Başkanları partilerin Genel Başkanlarına, Genel Başkanları kurultay delegelerine, kurultay delegeleri il yöneticilerine yağcılık yaparak partilerini yönetmiyorlar mı?
  • Kurum yöneticileri Bakan’a, Bakan iktidar partisi Genel Başkanı ve yöneticilerine yağcılık yaparak “devran” sürmüyor mu?
  • Muhtarlar Kaymakam’a, Valiye Belediye Başkanlarına yağcılık yaparak iş yaptırmaya çalışmıyor mu?
  • Patronlar işçilere, sarı sendikalar patrona ve yöneticilerine yağcılık yaparak sermayelerini üçe beşe katlamıyorlar mı?
  • Duygusuz, duyarsız kadın kocasına, kocası kadına yağcılık yaparak evlilik sürdürmüyor mu?
  • Toplumsal duyarlılıktan, sosyal yaşamdan koparak kabuğuna çekilmiş evlat anne babaya, anne baba evladına, yağcılık yaparak yaşam sürmüyor mu?
  • Kaymakam Vali’ye, Vali bakana yağcılık yaparak görev yapmıyor mu?
  • Mesleği medya olmayıp menfaat için televizyon gazete kuran, iktidarların hazırlayıp yüzeyini emülsiyon ile kaplayarak verdikleri kalıpları basan medya patronları iktidarlara yağ çekerek yayın hayatlarını kupon işlerin izini sürerek sürdürmüyorlar mı?
  • Yazarlar medya patronlarına yağ çekerek televizyon programlarında koltuklar, gazetelerde köşeler tutmuyorlar mı?

Liyakat sahibi olmak!

Biz bunları yaparken “az da olsa liyakat sahibi olanlar var.” diyorlar. Bu kelimenin anlamını bilen var mı? Nereden bileceksiniz. Ama ben biliyorum. Sizler yağlanarak terbiye edildiniz. Onlar terbiyesizler. Ecnebice kelimeler icat ederek, ahalinin anlamayacağı dilden konuşuyorlar. Biz, yağ ile terbiye ettiğimiz, yağcılık ile ünlenmiş ahalinin mahallesinde salyangoz sattırmayız.

… Biliniz ki, yağcılığa karşı bağcılık yaygarası koparanlara cezai işlem uygulanır.

Yağcılığın bu kadar rağbet gördüğü zamanda elbette ay çiçek yağı talebi olacak. Paçalardan dökülen atık yağlar, toplanarak tekrar fermente edilerek yağcılıkta kullanılmalı. Bunun için gerekli olan enerjiyi madenlerden sağlamalı.

Bu “fermanı” duyan ahali farklı tonlarda çıkan sesleri ile dörtlüğü birlikte çığırdılar.

Ayçiçek yağına ne gerek.

Zeytin ağaçları kesip yere serek.

Tarlalarımızı madencilere verek.

Termik santraller ile murada erek!

Ahalinin içinden kırmızı, siyah, mavi çiçekli fistanı, siyah saçlı, ela gözlü kadın ahaliyi yara yara en öne geldi. Sırtı ahaliye, yüzü ağlamayan duvara bakan adamın yakınında durdu. Yüzünü ahaliye döndü. İki elini beline koydu:

Her biri 150-200 km çaplı bir alanı etkileyecek olan termik santrallerin yaratacağı hava kirliliğinin 15 milyon hektar tarım alanını olumsuz etkileyecek olan termik santralin yanında duranlar.

Doğayı, doğallığı, sağlığı bozan, çağ dışı teknoloji ile termik santraller kurup vurgun vuranlar.

Kendi yağını stoklayarak, cefa çekenlerin yağı ile sofra kuranlar, ben size bundan gayri ne diyeyim.

Allah sizi ıslah etsin…

Seyit Nesimi:

Gerçek hadis imiş bu ki hubbun vefası yok;
Kim sevdi hubbu, dedi ki «hubbun cefası yok»?

Hadi hayırlısı…