HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni benden çok yaşayacak! Lâfı ağzımdan almış. TBMM Genel Kurulu’nda AKP-MHP oylarıyla kabul edilen Nükleer Güç Santralleri yasası ile ilgili konuşurken “...Nükleer güç santralleri durdurulmalıdır, projeler kapatılmalıdır ve bu konuda Türkiye'ye yurtdışından sokulmaya çalışılan bütün zehirler ve atıklar yasaklanmalıdır. Geleceğimiz, sağlıklı bir doğa ve insan yaşamı için, bir tane zeytin ağacını kurtarmak içinde AKP zihniyetinden kurtulmak zorundayız." demiş. İyi demiş, ceddine rahmet ve de ömrüne bereket!
Ülkemizde yaşadıklarımız, yaşattıkları elbette politik bir plânlamanın sonucudur. Bu sürece böyle devam edebilirlerse ülkeyi de doğasını da kültürünü de mutlaka yok edeceklerdir.
9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması simgesiyle tek başına kalan küresel sermaye tüm dünyada acımasız saldırıya geçti. Emek, doğa, kültürler, kimlikler, inançlar sermayenin varlığını, egemenliğini sürdürebilmesi için iyice yıkıma uğratıldılar.
Doğayı sermayelerine kattılar. Akarsuları bidonlara, plastik kaplara hapsettiler. Bulutları alıp satmaları aklımız almazken, karbon emisyonu ticaretiyle havayı da alınır satılır yaptılar. Ormanlar, koylar, tarımsal araziler, dağlar, ovalar...
Bülent Ecevit, Danıştay 6. Dairesi’nin 1997’deki siyanür liçi yöntemiyle altın madenciliğinin yapılamayacağına dair kararının arkasından dolandı. Kararın, Eurogold şirketini bağlayacağı siyasal kararıyla, aynı çatı altındaki Newmont isimlisine yol verdi. Bergama köylülerinin direnişi Bülent Ecevit marifetiyle kırılmış oldu böylece.
Sonrasında Turgutlu Çaldağ nikel madeni, derelerin akan sularının bidonlanması, enerji yatırımları, GDO’lu tohumlar; yerli tohumlara karşı savaş açılması ve yasaklanmaları, madencilik, taşocakları, tehlikeli atık ticareti ve nükleer atık kaçakçılığı...
Sermaye bu, Doğulusu Batılısı yok; sermaye sermayedir! Ruslar’a nükleer enerji santrali kurdurmak! Sermayesi, uzmanı, yöneticisi, işletmecisi, çalışanı, üreticisi, satıcısı hep Rus! Yatırım alanı Türkiye. Nükleer atıkları nerede kalacak? Elbette Türkiye’ de. Yani getirisi Rusya’ ya götürüsü Türkiye’ye! Nereye götürü? Enerjide tam anlamıyla Rusya’ ya bağımlılık ve nükleer atıklarıyla tüm riskleriyle radyoaktif ölüme!
Ekonomik bağımsızlığımızla birlikte elbette askersel ve politik bağımsızlıklarımızı da kaybetmiş durumdayız! Halk ne kadar ironik dile getirmiş durumumuzu: “ Ülkemiz NATO’ya ümidimiz TOTO’ya bağlanmış!” Gıdada dışa bağımlılığımız had safhada. Tarım alanlarımız kasıtlı yok edilmiştir.
Tüm verimli ovalarımız sözüm ona sanayi bölgeleri işgalindedir. Artık patates yerine otomobillerimizi yeriz.
Sırada zeytinlikler var! Sıranın onlara geleceğini de çok söyledik. Onlara dokunmayacağını sandıkları yılan harekete geçti işte. Kazdağları’na sahip çıkmalıydılar. Zeytinliklerimize dokunmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar demişlerdi. Vatanları, zeytinlikleri kadarmış dedim, yazdım diye ne kızmışlardı bana. Ama onların yanındayım elbette. Çünkü değil ülkemiz tüm dünyadan sorumluyuz. Yaşamı sürdürmeğe karalıyız!
HDP İzmir Milletvekili Sevgili Murat Çepni yoldaşıma ülkemize, yaşamımıza, halkımıza ve mücadelesine sahip çıkan konuşması için teşekkür etmiyorum. Onun ekolojist kişiliğinin doğal ve siyasal yansımasıdır bu.