Artık Dilan Polat adını duymayanınız kalmamıştır.
Ben bir Youtube kanalında, Katarsis’de denk gelmiştim kendisine.
Anlattıkları korkunçtu.
Babası annesini öldürmüştü. Hem de öyle kazayla falan değil, üzerine bir şarjör mermi sıkarak.
O geceyi anlatırken üç kardeş uykularından silah seslerine uyandıklarını sonra o travmatik manzarayla karşılaştıklarını anlatıyordu.
İlk anlattığı şöyleydi: Anne yerde kanlar içinde yatıyor. O sırada bebek olan erkek kardeşi annenin memesini açmış emmeye çalışıyor!
Aman yarabbi!
Bu olaydan sonra aylarca o kardeşine o meme veriyor. (Bu hazin olayın olduğu sırada 13 yaşında bu arada)
Offf korkunç...
Hiçbir çocuk bu travmayı yaşamamalı ...
Neyse üzülmeyin zaten böyle bir şey olmamış.
Başka bir programda, “Ben yanlış hatırlıyor olabilirim” diye kendini yalanlıyor. Sanırım akrabalarından ne saçmalıyorsun sen tepkisi aldığı için...

***

Altıncı his mi, kalp gözü mü, iç güdü mü yoksa artık insan sarrafı olmak mı ne derseniz deyin yayını izlerken, anlattıklarında bir samimiyetsizlik var bu kadının dedim.
Sanki yaşadığı olayın vahameti yeterince ürkütücü değilmiş gibi daha da köpürtüyor gibi hissettim.
Sonra radarıma girdi ve zamanla baktım ki kadın gerçekten tuhaf.
O korkunç geceyi başka başka anlattığı yayınlara da denk geldiğimde şey diyordu travma yüzünden yanlış hatırlıyor olabilirim.
Tamam hadi ona da tamam.
Burayı geçtik.

***

Kendisini bir freak show (absürt şov) gibi ağzım açık takip etmeye başladım.
O ilk rastladığım programdan sonra kimdir bu diye internette bir tur attığımda göndüm ki 4-5 yıl öncesine kadar eşiyle abuk sabuk Tiktok dansları yapan biri imiş.
Ama sonradan ucu bucağı belirsiz bir servet sahibi olmuş.
Kadın sürekli para harcıyor ve dağıtıyor.
Çalışanlarını evde müzik açıp oynatıyor, kafalarından aşağı para, altın yağdırıyor.
Ağzında bitmek tükenmek bilmez bir cümle “Ben var ya bennnn o kadar iyi kalpliyim ki... Ben çok iyi bir insanım. Bak şuna bu kadar yardım yaptım... Diğerine bu kadar para yolladım. Bennn çok iyiyim. Benim iyi kalbim kimsede yok. Bennnnn...”
Evinde bitmek bilmez bir çalışan sirkülasyonu var. Çünkü onun iyi kalbini kimse anlamıyor. Çalışanlar bir süre sonra arkalarına bakmadan kaçıyor. Pis nankörler! Durup durup ekrana tüküren videolar atıyor falan.

***

Kocasıyla birbirlerine akıl almaz jestler hediyeler.
Üst üst segment araçlar kapıda dizi dizi...
Bu arada sosyal medyada tepkilerle karşılaşınca kendisinin deyimiyle “şarkı bestesi yapan” ünlü bir rapçiye bir şarkı sipariş ediyor.
Klip çekiyor falan... Beni kıskanıyorsunuz, çekemiyorsunuz manalı bir şeyler söylüyor şarkıda.
O rapçi paranın büyüklüğüne hayır diyemiyor ama bir şartla bu şarkıyı yapıyor “kimseye benden aldığınızı söylemeyeceksiniz!”

***

Bütün bunlar yaşanırken benim canımın sıkıldığı yere gelelim şimdi.
Evde iki tane çocuk var.
Biri 13 diğeri 5 yaşında...
Büyük olan kız çocuğu o kadar aklı başında, yaşından beklenmeyecek bir olgunlukta ki...
Annesinin her anlarını sosyal medyada paylaşma aşkına çok öfkeli.
Asla kadraja girmek istemiyor.
Sürekli yüzünü gizlemeye çabalıyor.
Açık açık sesini yükseltiyor: Anne yeter beni çekme istemiyorum!
Bu taciz videolarının sayısı bir iki üç beş falan değil.
Anne bildiğin arada tuzağa düşürüp ille de çocuğun yüzünü çekmeye çalışıyor.
Çocuk aile videolarında bile yüzünü saçlarıyla örtüyor.
O kaçtıkça annesinin alttan üstten kameraya almak istemesini izlerken sanki o küçük kız çocuğuyla birlikte benim de boğazıma bir el yapışıyor.

***

Bakın çok açık söylüyorum bunun adı çocuk istismarıdır. Bunu da Dilan Polat’ın arkasından söylemiyorum. Bir gün dayanamayıp kendisine mesaj attım. Bu yaptığınız çocuk istismarı dedim. 
Konu çocuklar, yaşlılar, hayvanlar olunca kendimde olaylara müdahale hakkı görüyorum. Siz de görün.
Bir çocuğu onun isteği dışında bir eyleme zorluyorsanız annesi babası olmanız hiç önemli değil, bu istismardır!
Diğer çocuğa gelelim. Kıyamam, 5 yaşında... Annesinin bir paylaşımında “yeterrrr çekme” diye çığlık atıyordu. Bitmek bilmez çığlıklar. Kendi kafasını tokatlamalar.
Anne de hala “ama nedennn” diye telefonu çocuğun burnuna sokuyor.
Gerçekten tahammül edemediğim durumlar bunlar.

***

Bu konuda yazacak çok şey var ama haddimi aşmak istemem.
Pedagogların uzmanlık alanına girecek çok şey yaşanıyor o evde.
Olaylar patlamadan bu ailenin sonunu çok merak ediyorum demiştim.
O kadar göstere göstere geldi ki şu yaşananlar.
Dilan-Engin Polat’ın mal varlığı, ticari suçları, karanlık ilişkileri beni zerre ilgilendirmiyor.
Onlardan bu ülkede çok var.
Ama umarım her şerde bir hayır, o iki çocuk için vardır.
Ve yine umarım bu ikilinin çok kısa zamanda kazandıkları şaibeli servetten kararan gözleri sonunda o iki masum çocuğa görür.