Yeni bir dünya kurmak için kuşkusuz yeni bir insan tipine gereksinim var. Eskinin savaş, nefret, öfke dilinden arınmış; kardeşlik, ekmek, barış, dostluk, sevgi dilini önceleyen ve yücelten, yeni bir insan…
19 ve 20. yüzyılların devrimci siyaset/felsefe üreticileri bu insan tipini var etmek için çaba verdiler, başardılar da! Hiç kimsenin hayal edemediği bir diyarda Sovyetler kuruldu. Barışı, emeği, insanı önceleyen ve yücelten bir anayasa girdi yürürlüğe. Elbette dünyanın pek çok ülkesindeki güzel yürekli insanları da etkiledi bu devrim.
Hemen yanı başımızda bu büyük gelişmeler olurken, 1919’da İzmir, emperyal hesaplar ve hayaller uğruna işgal edildi. Yunanistan’ın Pire Limanı’ndan kalkan gemiler, 15 Mayıs sabahı İzmir Körfezi’ne demir attılar. Britanya Krallığının isteği ve Venizelos’un “Megali İdea” hayali, dünyayı ve coğrafyamızı yeniden kana çağırmaktaydı.
Fakat Yunanistan’daki güzel yürekli yiğit adamlar, Komünist Partisi öncülüğünde Anadolu’nun işgaline karşı büyük bir mücadele başlatmışlardı. Başta Atina ve Selanik’in sokakları ve fabrikaları olmak üzere her yan mücadele alanına dönüşmüştü. Asla geçit vermek istemiyorlardı savaş baronlarının ırkçı söylemlerine… Sokaklarda yüzlerce insanın kanı pahasına verilen bu büyük mücadele İzmir’in işgaline engel olmadı yazık ki! Bu eylemlerden ötürü tutuklanıp yargılanan 117 Komünist Parti üyesi Atina’da kurşuna dizildi! Suçlu bulunup da öldürülmeyen pek çok eylemci ve işçi önderi de Pire Limanı’ndan gemilere doldurulup savaşmak için İzmir’e gönderildiler…
Devrimcilerin taşındığı gemilerde de savaş ve işgal karşıtı eylemler hız kesmeden devam ediyordu. Nitekim işgal karşıtı bildiriler dağıttıkları gerekçesiyle 15 civarında devrimcinin öldürülüp Ege Denizi’nin sularına atıldığını Yaşar Aksoy “Kate Palemos” (Kahrolsun Savaş) adlı kitabında, Yunanlı gazetecilerin bilgilerine dayanarak aktarmaktaydı.
İzmir’e ulaşan savaş karşıtı bu devrimciler, bulundukları askeri birliklerde de eylemlerini sürdürdüler. 1920 senesinin başlarında bir bildiri dağıtıyorlardı yukarı cephede. Bildiri, temel olarak “Küçük Asya işgalinin İngiliz emperyalizminin bir oyunu olduğunu, dünyayı yeniden paylaşmak ve yeni sınırlar oluşturmak için çıkarıldığını, bu savaşın yoksulların savaşı olamayacağını ve kendilerinin de yoksullar dünyasından olduklarını ve Anadolu’nun yoksul halkına kurşun sıkmayacaklarını” anlatıyordu. Bildirilerinin başlığı; Zito i Epanastasis! ‘Yaşasın İsyan’dı!*
Türkiye’de sosyalist çevrelerde bilinen konuşulan fakat resmi tarih ve tarihçilerin hafızalardan silmek için türlü gayretler sarf ettikleri bu olay, Yurtsever Gazete’sinde bir haber olarak yer alınca, araştırmacı Burhan Aksakal olayın kaynağına ulaşmak için, bir Girit göçmeni ve Yunancası iyi düzeyde olan Av. Saha İlman’la iletişime geçer. Saha İlman, Girit’te yaşayan tanınmış gazeteci Maria Marioli ve “ansiklopedi” lakaplı komünist parti üyesi Emfimio Taki Lakekis’in yardımlarıyla bildirinin orijinal metnini Petra Petratos’un “Küçük Asya Savaşı ve Yunan İşçi Hareketi” adlı kitabından dilimize çevirirler.
Bu bildiriyi dağıtan askerlerden 200’ü aşkını tutuklandı. Bildirideki görüşlerinden vazgeçerek “Altın Vatan”a bağlılıklarını bildirmeleri için çok baskı gördüler. Bildiride imzası olan “Cephenin Komünist Askerleri”nden 200’ü görüşlerinde ısrar etti; barış ve kardeşlik isteklerini yinelediler, savaşın İngiliz emperyalizminin bir oyunu olduğunu haykırdılar yargılanmaları boyunca...
Kurulan mahkemeler 1920 yılının son günlerinde karar verdiler, bu bildirideki görüşlerinden vazgeçmeyerek “düşmanla” savaşmayanlar ölecektiler. Ve Cephenin Komünist Askerleri’nden 200’ü boyun eğmediler zalime. Kendi ülkelerinde “vatan haini” olmayı göze alarak, yeni bir dünya kurulması uğrunda; 1921 yılı Ocak ayının ilk günü, işgal kuvvetleri komutanlığının merkezi de olan (Balçıklıova) Balçova'da şu an İnciraltı Sahili denilen bölgede kurşuna dizildiler…
“Ege Denizi Kararınca” kalplerimize gömülü bu 200 cesur insanı ölümlerinin 99. yılında bir kez daha saygıyla anmak isterim. Anıları, insanlığın aydınlık geleceğinde ve İzmirlilerin kalbinde yaşayacaktır!
6 Ocak 2020, Balçova
*Meraklısı için; Benim aynı adlı kitabım 2014 yılında Everest Yayınları tarafından yayınlanmıştı.