Huzur evindeki yaşlılar için şal örüyorlar,
Köy okulları için ihtiyaç listesi çıkarıp temin ediyorlar
Bu soğuk kış günlerinde ihtiyacı olan öğrencilere bot ve mont armağan ediyorlar
İzmir Huzurevi Yaşlı ve Bakım Rehabilitasyon Merkezini ziyaret ediyorlar,
Karşıyaka çocuk yuvası 23 Nisan toplu sünnet etkinliği
Narlıdere çocuk yuvası yemekli yılsonu kutlaması
Engelli çocuklara tekerlekli sandalye
Behçet Uz Çocuk Hastanesi pijama dağıtımı
Ve liste böylece uzayıp gidiyor…
İçlerindeki iyilikten bir parça da yardım malzemelerinin ceplerine, kitap, defter sayfalarının içine sıkıştırıyorlar.,. Çünkü iyiliğin bulaşıcı olduğuna inanmışlar. İlk başta on altı kişi “İyilikten maraz değil sevgi doğar” diyerek ve bir araya gelmiş. Ülkece çok zor bir dönemden geçiyoruz onlar bunu iyilikle aşabileceklerine inanmışlar. İnsanlar inandıkları şeyi yaşarlar.
Derneğin kurucu üyelerinden Dilek Çoban o koskocaman gülümsemesiyle anlatıyor. “Yardım toplama aşamasında da günümüzde unutulmaya yüz tutmuş imece usulüyle ihtiyaç fazlasını olanlardan alıp ihtiyacı olanlara ulaştırıyoruz. Ekibimiz çeşitli meslek gruplarından tutun da ev hanımlarına kadar yüreklerini sevgiye adamışlardan mevcut. Aramızdaki iş bölümü sayesinde olağanüstü bir uyum ve anlayışla yardımlarımızı yapıyoruz. Kimimiz evinden pasta börekle katkıda bulunuyor, kimimiz atkı bere örerek diğerlerine katılıyor, kimimiz yardımları topluyor, kimimiz evini depo haline getirdi, kimimiz de kargoyla ulaşımını sağlıyor ve bunu sadece sevenlerimiz ve ekip ruhuyla yapıyoruz. Gerekliyse de bazı masrafları kendimiz karşılıyoruz. Bu uyum sayesinde kısa zamanda üye sayımız otuz beşe ulaştı. Gerek arkadaşlık bağı, gerek akrabalık bağlarımız bizleri besleyerek büyümemizde önemli rol oynuyor. Şimdiler de kocaman bir aile olduk. İçinde iyilik kadar sevgi, huzur, merhamet, eğlence ve yaşam sevinci aşılayan kocaman bir aile…”
Şu günlerde böyle güzel insanlarla karşılaşmak, umudu besliyor. Bir parça yaşama sevinci oluyor içinizde. Onlar din, dil, ırk ayırmadan uzatıyor ellerini. Batıdan doğuya, doğudan batıya ulaşmaya çalışıyorlar. Yeter ki “Kimse Yok mu?” diyen bir ses duysunlar. Onlar kimse yok mu diyenlerin kimsesi olmaya gönüllüler. Yüreği engelli onca insanın içinden çıkıp bütün engelleri ellerinden geldiğince aşmaya çalışıyorlar.
İyilik bazen sıcacık bir şal oluyor bir büyükannenin omuzlarında..
İyilik bazen oyuncak bir bebeğe dönüşüyor çocukların ellerinde
İyilik bazen sobanın içindeki odun çıtırtısı olup kendisine uzanan ellere dokunuyor sıcacık.
İyilik bazen okul yolundaki çocuğun üzerinde masmavi sıcacık bir mont oluyor….
İyilik kitap oluyor, defter, kalem oluyor…
Dilek Çoban anlattıkça bir şarkı mırıldanmak geçiyor içimden, bir şiir söylemek..
Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor
Nerede nerede insanlar
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey
Burada şunu demek istiyorum, üstelik bu insanların içinde iyilik var… Ve iyilik bulaşıcıdır…
0 üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben
Kederlerle
Kimseler aşık değil mi bu şehirde
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey
İçimden bir Sait Faik’e bir de Zülfü Livaneli’ye selam ediyorum… Bir çocuktan mendil alıyorum, sokağın köşesinde bağlama çalan amcaya gülümseyip bir çay parası bırakıyorum…
Diyorum ki iyilik bulaşıcıdır…
İçinde iyilik olanlar için derneğin sosyal medya hesaplarını da paylaşmak istiyorum
https://www.facebook.com/icindeiyilikvar
@icindeiyilikvar ( instagram hesabı)