"Bireyler diğerleriyle aslında benzer olan düşünce, inanç ve tutumlarını farklıymış gibi algıladıklarında çoğulcu cehalet oluşmaktadır. Bir grubun çoğunluğu belli bir norma veya düşünceye inanmasa bile diğer herkesin inandığını zannettiği için o norma uyma veya o düşünceyi destekleme davranışı devam etmektedir."

Çoğulcu Cehalet (Pluralistic Ignorance) kavramı, ilk defa 1931 yılında Allport tarafından kamusal davranışlar ile özel inançlar arasındaki tutarsızlığı açıklamak için kullanılmıştır.

Okuyorum, araştırıyorum bazen bir tanım bulmaya çalışıyorum, bazen bir yorum... Olmuyor son zamanlarda ülkece yaşadığımız şu çirkin duruma bir isim koyamıyorum. Tek tek saymak isterdim elbette ama çok gereksiz; biliyorum yazdıkça öfkeleneceğim yeniden, hiç bir şeyi değiştiremeyeceğim ve değiştiremeyeceklerim yüzünden bir daha öfke duyacağım. Sigara yetmeyecek, kahve kesmeyecek, balkona çıkıp avazım çıktığı kadar bağırsam kim duyacak. 106 gündür öğrencilerine ve hak ettiklerine  kavuşmak isteyen o güzel insanlar ölmek üzere, ama kıl kıpırdamıyor. Adamın birinin oruç tutarken canı sıkılıyor çocukları vuruyor ve diyorum ki hangi açlık tanrıya duadır? Ya da açlık dua mıdır? Hangi açlık açar cennetin kapısını.. Orada kapı var mıdır? Kapısı olan bir yer, üstelik hikayesi en sağlam fantastik filmlerde bile yok... İşte bu cümlenin kapısından girersek çıkışı bulamayız, mevzu taa Huri ve Nuri'lere dayanır konumuz o değil...

Yoğun yaşanan duygular beden coğrafyamızda bir gerilime yol açar ve dışlaşmak ister. Örneğin mutlu oluruz çığlık atarız, hoplarız zıplarız, o mutluluğu dışlaştırmış oluruz ve rahatlarız. Elbette bizi üzen, kızdıran duygular da dışlaşmak ister, ağlarız, tokat atarız, bir şeylere kızarız, küfür ederiz.  İşte her gün duyduğumuz haberler, sokakta gördüklerimiz, okuduğumuz gazeteler vs... Hani mutlu fotoğraflar?

Diyorum ki "Umursamazlık" olabilir mi?

Hiç bir şeyi ötekinden farklı tutmayı ve önemsememeyi gerçekleştiren ruhsal durum. Böyle bir durumun içinde miyiz de çıt yok? İlkin antik çağ düşünürü Pyrhon tarafından şüpheciliğinin sonucu olarak, farksızlık anlamında kullanılmış... Demek bu duygunun adı da sonradan konmuş oysa hep varmış. Pyrhon her şeyden şüphe ettiği için mi acaba, bütün şeyleri birbirinden farksız saymayı yeğledi... Biz de çok mu şüphe ediyoruz, umursamazlık o yüzden mi? Yok yok Çoğulcu Cehalet daha doğru gibi. Ya balık hafıza? Çabuk unutmak mesela bir de ona bakmalı... Neden unutkanlık olur insanda, başlamasının sebepleri nelerdir?

Depresyon,
Dikkat eksikliği,
Kaygı durumları,
Stresli yaşam koşulları,
Uykusuzluk,
Açlık,
Bir işi öğrenirken birden fazla şeyle uğraşmak

Tıbbi tedavi gerektiren anemi, kan şekeri değişiklikleri, vitamin eksiklikleri, tiroid hastalıkları gibi rahatsızlıklar etken olabilir.

Siz de hangisi var?

Ha bir de beynimizi erken yaşlandıran etkenler var tabii, birinci sırada ne var bakın

Düşük eğitim düzeyi, sonra depresyon, stres geliyor...

Sanat, duyguları dışlaştırma da en iyi yöntem. Mutlu insanlar oluyorsunuz, merak ediyorsunuz, sorguluyorsunuz ve mukayese etme yeteneğiniz gelişiyor... İşte cahil bırakmak ve sanata düşman olmak...

Ben biraz daha okuyayım şimdi...