Şimdi dünyanın bir yerlerinde, gece karanlığında neredeyse nefes bile almadan sabahı bekleyen insanlar var. Şimdi çocuklarını yitirmiş, göz yaşı dünyaya bedel kadınlar dünyanın orta yerinde yapayalnız. Çocuklar var korkunç gürültülerin sardığı kentlerde tir tir titreyen. Sıvası dökük evlere düşecek acılar var. Dünyanın yoksulları var, her acı onlara zimmetli gibi sanki. Evlerinden uzakta ölümün soğuğu ile göz göze genç bedenler var, hayalleri ertelenmiş. Geri dönememe telaşları yanı başlarında. Öyle bir coğrafya ki yıllardır acılarına şahitlik edilen; büyük göçlerin, sürgünlerin, katliamların, ölümün ve gözyaşının izleri hiç silinmemiş, silinememiş. Geçmişten bugüne her an yeni yeni senaryoların ve planların ortaya atıldığı bir coğrafyaya kader olarak biçilen ne varsa Ortadoğu’yu bir bataklığa çevirmek için yeterli oldu şimdiye dek. Topraklarının altındaki zenginliğinin, üstündeki insanına yokluk, savaş ve ölüm olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz. Kendisi hakkındaki kararları hep başkalarının, taa okyanus ötelerinden dahi birilerinin alabildiği, çoğu zaman yanı başındaki komşularının da azizliğine uğrayıp, tarihine acı notlar düşülmüş ülkelerin coğrafyası Ortadoğu. Ne söylesek az, ne desek anlamsız.
GÖÇ
şimdi çöl sıcağı ölümlerden sıyrılmış çocuk düşlerinin
çıkmaz sokaklarında kaybolmuşuz
şimdi alınyazısına esir kadınların paramparça yürekleri işgal edilmiş
uzaklardan bakıyoruz, sarı sıcak günlerin büyük göçlerine
yazması yerde kalmış, rüzgarla savrulmuş, kaybolmuş yokluğun girdabında
teri soğumuş, tenlerine batan kum tanelerine direnir gibi adımları
ayaklarını sürüye sürüye ateşten toprağa
yürüyorlar
bir karanlığın önünden geçip başkaca günler arıyorlar
ardında kapkara ölüm hepsinin, ardında köle pazarı
ufukta biraz nefes, ufukta ölümden hallice zamanlar
öylece yürüyorlar, geliyorlar öylece
ve gidecek kimileri derin denizleri aşıp
kimileri maviliklerde kaybolacak
değil bir masalın maviliği, bir düşün mavisi hiç değil
yarım kalmış bir hikayenin ardında kalan bir kör mavi
soğuk, karanlık, ıslak ve derin
cebinde bir şiir, bir fotoğraf
elinden savrulmuş oyuncağı çocukların
al yazması dolaşacak kıyıları kadınların
utancı anlatacak, onca ayıbını insanın
şiir arası savaşlarda kaybolacak belki kimisi
tekrar görüşeceğiz diyecek, denizlere emanet
bir daha dönmeyecek olsa da gidenler
dalgalar kıyıları dövüyor, onlar kıyıya uzak
dünya birkaç metre yer;
ortasında denizin
dünyada kürek çekiyorlar dipsiz kuyulara
bir çocuk balık olmuş düşlerinde
oradan oraya süzülüyor, mercanların arasından
batık gemileri ziyaret ediyor, kendine emanet masallardan
dünya birkaç metre, dünya bir düzine insan
batıyor dünya herkesten habersiz
batıyor utancından, yokluktan batıyor
ve bitiyor o dünyanın masalları
masallar kalanlara emanet