Normalleştirmek*: Normlara uygun hale getirmek ya da normları tekrar düzenleyerek yeni normlar üretmektir.
Son iki haftada İzmir’de farklı iş kollarında çalışan 10 işçi hayatını kaybetti. Bilinene göre 8 ayrı ‘İŞ KAZASI’ yaşandı.
Yeni yılın hemen arifesinde, Bornova’da Viven Tower adındaki 32 katlı rezidans inşaatında kurulu vincin 19. kat seviyesinden kırılarak yıkılması sonucu 6 işçi hayatını kaybetti. Olaydan sonra yurt dışına kaçmaya çalışan inşaat firması patronu Emrullah Yolçi ve vinç firması patronu İrfan Kasırga gözaltına alındı. İfadelerinde birbirini suçladılar, iki tarafta sorumluluğun kendilerinde olmadığını iddia etti. Tabi biz şaşırmadık çünkü ortada bir mevzuat, hatta kanun olmasına rağmen bölge belediye başkanı ve vali arasında da ‘Sorumluk bende değil’ polemiği yaşandı.
***
Aynı gün SOCAR Holding’e ait PETKİM’deki ACN Fabrikasında gaz sızıntısı sonucu 9 işçi zehirlendi. Bir işçi yoğun gaza maruz kalarak hayatını kaybetti. PETKİM’DEN hemen açıklama yapıldı. Üzgün olduklarını ve olayı soruşturduklarını söylediler.
Yine Aliağa’da boya fabrikasında patlama yaşandı, Bornova’da yıkım çalışması yapan vinç binanın tepesinden düştü, rüzgâr türbin kulesi üreten tesiste ve demir çelik fabrikasında kaynak makinası iki işçiyi hayatından etti.
***
Tüm olayları tek tek yazmak isterdim ama bu kadarı bile meselenin vahametini anlamamız için yeterli diye düşünüyorum.
Görüldüğü üzere, iş cinayetleri hızla artıyor. Bunun sebebini anlamak için müneccim olmaya falan gerek yok. Memlekette kriz var. Patronların maliyetleri artıyor. Saygın adamları, ‘daha az kâr ederim’ korkusu sarıyor.
İş güvenliğini her zaman bir külfet olarak gören patronlar ilk olarak işçinin güvenliğinden vazgeçiyor. Çünkü memlekette en ucuz şey insan canı! Yasa var, denetim yok. Ceza var, uygulayan yok. (Bkz; Soma Maden Katliamı, 301 işçi öldü, tek tutuklu sanık yok)
Oysa hiç kimsenin kârı bir insanın hayatından daha önemli değil! Olmamalı!
***
İşin bir diğer yanı, “Kazadır, fıtrattır, hakk’ın taktiridir” diyen siyasilerin yanına bir de, “Vinç düşmüş adamlar ne yapsın, gaz sızmış elden ne gelir” diyenler ekleniyor. Bu tutum iş cinayetlerinin normalleşmesi* anlamına geliyor. Normalleşen bir şeyin düzeltilmesi, onarılması daha zor bir hal alıyor.
Oysa, hepimizin hem fikir olması gereken tek bir nokta var.
Patron, işçinin can güvenliğini sağlamak ve devlet bunu denetlemek zorunda. Devlet iş güvenliğine ilişkin kanunda maliyet gözetmeden gelişen teknolojiyi baz alarak, meslek odalarını, sendikaları ve iş güvenliği uzmanlarını sürece dahil ederek düzenleme yapmak zorunda. Yoksa işçinin can güvenliği “gözünü kâr hırsı” bürümüş patronun insafına kalır.
Biliyorum diyeceksiniz ki, “Daha bu olayların ‘cinayet’ olduğunu bile kabul etmiyorlar. Bunu nasıl kabul ettireceğiz.”
Her yolun sonu yine aynı yere çıkıyor. Bunu birimiz, ikimiz değil, hepimiz birlikte olup kabul ettireceğiz. Sendikalarda örgütlenip, kazandığımız tüm haklar gibi ‘çalışırken ölmeme’ hakkını da mücadele ederek alacağız.