Hamas İsrail’e karşı “Aksa Tufanı” adı altında bir operasyon başlattı. Farklı mecralarda, farklı biçimlerde tartışmalar devam ediyor. Tarihsel arka planına işaret eden değerlendirmeler de var aktüel gelişmeler eşliğinde yorum yapanlar da…
IŞİD ile bağdaştırılan sivillerin katledilmesi görüntüleri ile sınırlı değerlendirme yapanlar da… Bu yazıda ise daha çok “ilkesel tutum” üzerine tartışmak isteniliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha olayların ilk dakikasında hem İsrail’e hem de Filistin’e “itidal” çağrısı yaptı. Yapılan “itidal çağrısı” havuz medyasında, “İşte diplomasi örneği”, “Arabulucu rolü için önemli hamle” biçiminde görüldü. Oysa “Eyyy” diye bir konuşma yapılsaydı havuz medyasının, “Tarafımız net”, “Mazlumun yanındayız”, “Dünya lideri kalkan oldu” gibi manşetler atacağı herkesin malumu. Oysa “One minute” çıkışlarının yapıldığı dönemi de kapsayacak biçimde Türkiye ve İsrail arasında her geçen yıl artan ticaret hacmi düşünülünce, Türkiye’nin Filistin’den yana taraf tutması veya tarafsızlığı tartışma konusu dahi edilemez.
Bir de yıllardır İsrail zulmü altında inim inim inleyen Filistin halkını görmek istemeyen geniş bir çevre ise birkaç görüntü üzerinden İsrail’e destek mesajları veriyor. Sivil insanların vahşice öldürülerek sokak ortasında gezdirildiği görüntüler-ki bu görüntüler asla kabul edilemez- yaygınlaştırılarak İsrail’in işlediği tüm suçlar görmezden geliniyor, neredeyse İsrail aklanmak isteniyor. İsrail’in yıllardır kaç Filistinli çocuğunun kanına girdiği, kaç insanı öldürdüğünün bilançosu bile tam olarak verilemiyor olmasına rağmen İsrail, meşru müdafaa ile anılabiliyor. Ortadoğu ve çevresi ülkelerde sol, sosyalist, laik hareketlerin tasfiyesi için emperyalistlerce parlatılan gerici örgütlenmelerin vahşeti gösterilerek, emperyalistlerden yana saf tutuluyor!
Bir ülkenin başka bir ülkeye karşı işlediği savaş suçları veya kara harekâtlarına karşı çıkan “insan hakları savunucuları” söz konusu kendi ülkesinin egemenlerinin işlediği suçlara gelince sus pus oluyor. İsrail’in yerleşim yerlerini hedef almasına hop oturup hop kalkanlar örneğin Türkiye’nin aynı biçimde yaptığı operasyonlara ses çıkarmıyor.
Bugün halkların alacağı en net tutum, enternasyonalizmden geçiyor. Enternasyonalist bir tutumun başlıca unsuru ise emperyalistlere karşı mücadele edilmesi ama esas olarak kendi iç gerici iktidarına karşı halkların birliğini savunan bir tavır takınmaktan geçiyor. Örneğin İsrail Komünist Partisi’nin tutumu buna örnektir. İsrail Komünist Partisi ve partinin cephe örgütü Hadaş, Gazze’deki Filistin güçleriyle İsrail arasında başlayan savaşa ilişkin yaptıkları açıklamada, suçun aşırı sağcı Netanyahu hükümetinin canice işgal politikasına ait olduğunu belirtiyor.
Açıklamada, “Faşist, sağcı hükümetin, işgali sürdürmek adına işlediği suçlar, önüne geçilmesi gereken bölge çapında bir savaşa yol açıyor. Böylesi zor günlerde dahi masum sivillere gelebilecek her türlü zararı tümüyle kınadığımızı, sivillerin akan kandan uzak tutulması gerekliliğini bir kez daha dile getiriyoruz. İşgalin, Arap ve Yahudi tüm kurbanlarının ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz” deniliyor.
“İsrailli yerleşimcilerin, hükümetlerinin himayesi altında işgal altındaki toprakları birbirine kattığı, Mescid-i Aksa'ya saygısızlık ettiği ve Huara'da yeni bir pogrom gerçekleştirdiği şoke edici haftanın sonunda, bu sabah çok ciddi bir şekilde tırmanan gerilimle uyandık. Sağcı hükümetin ilk günden bu yana körüklediği gerilim, tüm bölgeyi, bölgesel ve tehlikeli bir savaşa sürüklüyor” diyen İsrail Komünist Partisi, söz konusu kendi ülkesi olunca suçları görmezden gelmiyor!
Ve dönelim bize. Örneğin Filistin’in yanında olup, Türkiye İsrail arasında artan ticaret hacmine bir söz söylenmeyecek mi? Veya Türkiye’nin Suriye, Irak gibi ülkelere operasyon düzenlemesine sessiz mi kalınacak? Mesela Kürt halkına karşı işlenen bir suç olunca görmezden mi gelinecek? Zulme karşı, halkların kardeşliği için mücadele etmenin -ne yazık ki- payına düşen baskı ve zorluklar, dışardaki zalime söz söyleme kolaylığına teslim mi edilecek?
İlkesel tutum derken daha net ifade edelim: Ya zalimin yanında olunur ya mazlumun! Başka orta yol yok.