Mündemiç doğasında var olan, içkin demek! Ezoterik; içrek gibi! Barış ve demokrasinin, belediyeye içkin, onunla mündemiç olduğunu iddia ediyorum. Belediyenin kendisi demokratik mi ki demokrasiye içkin olsun ya da bunca belediye varken neden hala barış kurulamamış diyenler olacaktır. Uzun tartışma!
Neoliberal yaşama biçimi ve ahlak anlayışını egemen kılmak için yıllardır toplumun, devletin ve belediyenin genleri ile oynuyorlar. Üretmek değil çılgınca tüketmek ve geleceği borçlanmak kışkırtılıyor. Kurumların içi boşaltılıyor. Belediyeler ve belediye algısı da değişiyor.
Şirketleştirilmiş ve gücünü seçilmişlikten almayan, atanmışların yönettiği hizmet işletmeleri belediye kabul edilebilir mi! Biricik amaçları kar etmek olan ve sadece kentin satın alma gücü olanlarına hizmet için yola çıkan, çıkar örgütleri belediye olabilir mi! Bu yapılar elbette demokrasi ve barışla mündemiç olamaz.
Bu yüzden ana hatlarıyla belediye kavram ve algısını hatırlatmak ve netleştirmek iyi olacak. İçi boşaltılmamış belediye ve demokrasi ilişkisini irdelemeye öncelik vereceğim.
Belediye Hala Kentin Anası mı?
Vedat Dalokay, Ben bu şehrin anasıyım demişti. Çocuklu evlerin kapısına süt şişesi bırakmayı da başlatarak… Belediye eyleminin özündeki toplumculukla ve ihtiyacı olana öncelik vererek demokratik kimlik kazanır.
Belediyelerimiz, 1930 yılında Belediye Kanunu ile ilk modern tanımlarını bulmuştur. Büyümekte olan kent ve kasabaların, “mahalli, müşterek ve medeni ihtiyaçlarını” karşılamak, kısa ve öz görev tanımlarıdır. Karar ve yönetim organlarının seçilmişlerden olması esastır. O dönem düzenlemelerinde köyler dahil tüm yerleşme birimlerinin, doğrudan kendi seçilmiş meclis ve organları eliyle yönetilmesi hâkim karakterdir.
Yurttaşlarının kendi kendilerini yönetme becerilerini geliştirmek, yerel toplulukların siyasal temsil güçlerini artırarak katılım sağlamak, yerel demokrasi kültürünü geliştirme olanağı sunarak demokrasiye yaklaştırmaz mı?
Belediyelerin merkezi karar süreçlerine etkin katılımları, seçilmişlikten kaynaklanan güçlü temsiliyetlerine sıkıca bağlıdır. Merkezi yönetim yerel yönetim ilişkilerinin dayatmalara izin vermeyecek biçimde açık ve net kurala bağlanması, vesayeti kanunla sınırlayan ve iktidarı paylaştıran, demokratik bir adımdır.
Belediye başkanı parti adayı olsa bile ayrıca kişisel olarak oylanmıştır. Yürütmenin ve belediye meclisinin başıdır. Belediyeyi tek başına temsil eder. Başkanın güçlü kılınması belediyeyi antidemokratik yapar mı?
Bir bakalım; başkan gibi belediyenin diğer organlarının yetki ve sorumlulukları da yasayla tanımlanmıştır. Ayrıca belediye meclisi içindeki parti gurupları, karar ve uygulamaların demokratik ve siyasal denetimi için vardır. Belediyenin mekânsal erişilebilirliği de halk denetimini daha etkin ve kolay kılar. Belediye encümenindeki seçilmiş ve atanmış dengesi, kurumsal süreklilik ve uzmanlık birikimini siyasetin dalgalanmalarından korumak içindir.
Bu yapı kurgusu elbette demokrasiyi içinde saklar ona içkindir.
Demokrasi Muhtevadır
Kabul! Belediyelerin demokratikliğini sakatlayan çok şey bulunabilir. Siyasal Partiler ve Seçim Mevzuatının, belediye seçilmiş organlarında yetersiz temsile yol açıyor olması, belediyenin kendi yapısından kaynaklanmaz ki.
Görevlerinin kuruluş sırasında teker teker sayılmayıp, seçilmiş organlarının gerekli göreceği, “bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunabilmeleri” düzenlemesi kısıtlayıcı değildir. Yerel toplum iradesine güven ve saygının ifadesidir. Sorumluluk alma kapasitesini olgunlaştırıcı bu öz demokratiktir.
Belediye insan kaynaklarının kadro ve istihdam düzeni, devletin küçültülmesi adına ve işsizlik nedeniyle çarpıtıldıysa, kaynakları merkezi yönetimce güvenilmez konumda tutuluyorsa bu belediye kurumunu antidemokratik yapmaz.
Kentli halkın tümü için var olması, örgütsel yapısı ve o’ndan beklenen işler nedeniyle tağşiş edilmemiş belediye kesinlikle demokrasiyle içkindir.
Barış haftaya kaldı!