Öncelikle şunu söylemeliyim ki, memleketin en ‘cıvık’ suçu ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçu… ‘Gün geçmiyor ki’ Cumhurbaşkanı’na hakaretten birilerine daha işlem yapılmasın.
Özgürlük Ve Dayanışma Partisi MYK üyesi ve Birleşik Haziran Hareketi Türkiye Yürütmesi’nden Onur Kılıç ile Halkevleri İzmir yöneticisi Evrim Çakır gözaltına alındı. Suçlamalardan biri ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’…
Kaldı ki, zat-ı muhterem ile ilgili –referandumda ‘evet’ çıkartıldıktan sonra- “Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Erdoğan’a dair yazmıştım” diyebiliriz.
Ama zaten konu o değil.
Tugay ve Hayri’nin Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yaptığı görüntülü röportajın montajını yapıyorduk. Gençlerden biri “Türkiye’de adalet var mı?” sorusuna “Yok, o yüzden yürüyüşü var” şeklinde cevap veriyor. “Türkiye’de adalet yok” diyenlerin büyük çoğunluğu da Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne destek verirken, sözleşmişçesine “Ama geç kaldı” diyor.
İşte o ‘geç kalınan’ adalet için sine-i millet yürüyüşüne, başından beri onlarca hatta yüzlerce farklı kurumdan katılımlar oldu. Hayır cephesinin farklı yerlerinde duran, kuruluşlarından bu yana ‘bitmeyen bir yürüyüş’ün yolcuları, yoldaşları olanlar… Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve eski İstanbul milletvekili Levent Tüzel, Birleşik Haziran Hareketi Yürütmesi’nden Hakan Gülseven, TKP lideri Erkan Baş, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş… KESK, DİSK, TMMOB, TTB temsilcileri, Gezi aileleri…
Bugün CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, Adalet Yürüyüşü’nün 9 Temmuz’da Maltepe’de yapacağı final için İzmir’den otobüsler kaldırılacağını ve gitmek isteyen tüm yurttaşları götürmek için çalışmalara başladıklarını açıkladı. (Başvurular CHP İlçe Başkanlıklarına yapılacak) Emek ve Demokrasi güçleri de 9 Temmuz’a kadar bir eylem planı ilan ederek, Adalet Nöbeti’ne başladı.
İşte bugün, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ bahanesiyle gözaltına alınan Evrim ve Onur, ve onların örgütleri, işte o ‘görkemli final’e güç taşıyacakların ve İzmir’in dört yanında yürüyüşü anlatacakların başında geliyordu.
Belli ki, 9 Temmuz yaklaştıkça provokasyonları da baskıları da artacak.
Korkuyorlar ve biliyorlar ki, böyle giderse Maltepe’de milyonlar toplanacak ve bu ‘final’ değil, yeni bir başlangıç olacak.
‘Bu daha başlangıç’ diyen ‘yolcu’ların gözaltına alınmaları bundan.
Şimdi bize, daha gür sesle ‘Onur ve Evrim yalnız değildir’ demek düşüyor.
‘Açığa alınan Barış akademisyenleri yalnız değildir’ demek…
‘Hayır’cı gençler ve Kazım Kızıl yalnız değildir’ demek…
‘Gökmen Ulu yalnız değildir’ demek…
Yürümek düşüyor payımıza bir kez daha, kol kola girip, omuz omuza vererek…