Geçen hafta Merkez Bankası politika faizinde piyasa beklentisi yönünde faiz artırımı piyasaları mutlu etmedi. Çünkü, beklenti hariç piyasada faiz geliri enflasyonun üzerinde olacak ki… vatandaş yatırım amaçlı olarak aldığı döviz ve altından vazgeçsin, geçmiyor… işte liraya, ekonomi yönetimine inanmıyor ve güvenmiyor. Hatırlayalım; 19 kasımdan itibaren yaşanan hareketlikte para piyasası kurulu politika faizini 475 baz puan artırarak % 15’e çıkardı. Gün içerisinde 7,70 lirada dolaşan dolar, faiz açıklaması ile 7,50 liraya geldi ve tekrar 7,60 liraya doğru tırmandı.
Üç gün öncesinde de Cumhurbaşkanının reform söylemleri piyasaları heveslendirmişti. İşte bu söylem ile düşen dolar fırsat olarak gören ekonomi yönetimi, yıl sonuna kadar 25 milyar ödemesi için kamu bankaları üzerinden döviz toplamaya başladı. Bu iki nedenle Döviz yavaş yavaş tırmanmaya başladı. Daha önce de hükümet, döviz düşecek, dış mihraklar ekonomimize saldırıyor diyerek medyaya konu olan güzellemelerle döviz bozdurmuşlarıdı. Hatta abartarak, yüz dolar bozdurana tıraş bedava, iki bin dolar bozdur fişini getir altı metrekare halıyı al, on bin dolar bozdurana düğün bedava gibi replikleri gördük iş şova dönüştü... Sonunda dolar 5 liraya doğru gitti zararı gören yine vatandaş oldu, elindeki dövizi kaptırdı.
Reform söylemleri dövizi yükseltmemesi gerekir dediğinizi duyuyorum. Cumhurbaşkanının ekonomi, demokrasi ve hukukta reform söylemleri, Zaten aylardır yıllardır vatandaşı umutlandıracak birazcık yüzünü güldürecek açıklamalara hasret kalmıştı. 2013 Yılından beri sürekli, ayrıştırıcı söylemler, hukuk ihlalleri, seçimler, seçim aralarında bombalı eylemler, yönetim sistemi değişikliği, yine seçimler, seçimler, seçimler, 2018 rahip krizi, pandemi derken bu günlere geldik. Gelene kadar da hem dışarıda hem de içerde hukuk ve demokraside iyileştirmelere gidin denildi.
Söylemde ne var nasıl olsa bir şekilde düzenlemeler ve reformlar yapılacak deniliyor. Geçen cuma günü iz televizyonu canlı yayında da bahsetmiştim. Bir hafta oldu reform kelimesini kullanalı. Bu süreç uzarsa samimiyet sorgulamasına dönüşür, bu kez umutlandım, herhalde ivedi gerekli iyileştirmeler yapılacak söylem ve eylemleri havada kalacak ve bir kez daha samimiyet sorgulanır olacaktır.
Düşünsenize; Bir gecede ne kararnamelerle hukuk dışı neler yapıldı, yıllarca süren mahkemeler dururken anında dava açılıp bir günde mahkemeler sonuçlandı. Bir günde çadır mahkemeleri kuruldu, beratlar verildi, anayasa mahkemesi kararları tanınmadı hukuk normları çiğnendi, keyfi seçim iptalleri yaptırıldı, özel yasa ile Çakıcı’nın hapisten çıkartılması, o zaman hukuk ihlalleri kapsamında anında kararlar nasıl alınıyorsa şimdide anında iyileşme bağlamında kararlar alınır ve reformlar gerçekleştirilir. Çünkü yeni bir şeye gerek yok “Ayarını bozduğun kantar bir gün gelir seni tartar” sözünde olduğu gibi o bozduğun kantar seni tartmadan kantarın ayarının düzeltilmesi lazım.
Cumhurbaşkanı gerek bu döneminde gerek ise başbakanlığı döneminde, Fetö bizi aldattı, Apo bizi aldattı, Trump bizi aldattı, İstanbul’a ihanet ettim… Allah bizi affetsin diyerek işin içinden çıkıverdi. Aldattı, kandırdı deyince hepimizin küçükken birbirimize anlattığı “YALANCI ÇOBAN” hikayesi vardı…
Ülkenin birinde vaktiyle küçük bir köyün koyunlarını giden bir çobanı varmış. Bu çoban her gün koyunlarını bir dağın eteğine götürür orada otlatırmış. Günlerden bir gün, koyunlarını otlatırken çobanın canı sıkılmış. Ne yapsam da eğlensem? diye düşünmüş. Aklına bir fikir gelmiş. Yerinden fırlamış köye doğru koşmaya başlamış. Köye varınca:
- İmdat! İmdat! İmdat! Yardım edin! Kurtlar koyunlarımıza saldırıyorlar diye bağırmış. Köylüler ellerine kazma küreklerle koyunların yanına doğru koşmuşlar. Koyunların yanına varınca, kurtları aramaya başlamışlar. Bir yandan da çobana sormuşlar;
– Hani nerede kurtlar? Demişler.
Çoban kahkahayla gülmeye başlamış. “Şaka şaka” demiş
– Yalnız başıma burada çok sıkıldım, eğlenmek için uydurdum demiş.
Köylüler hem şaşırmış hem de öfkelenmişler. Söylene söylene köye dönmüşler.
Birkaç gün sonra çoban yine koşarak köye gelmiş. Yine yardım istemiş. Köylüler yine ona inanmışlar.
Çoban; Gerçekten kurtlar geldi. İnanın diye bağırmış. Köylüler yine yardıma koşmuşlar. Meğer çoban yine aldatmış, kandırmış. Kurt falan yokmuş.
Ertesi gün çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış. Bunun üzerine çoban var gücüyle köye koşmuş. Olanları anlatıp yardım istemiş. Fakat köylüler bu kez anlattıklarına inanmamışlar. Çoban gözyaşı dökmüş, yalvarmış yine de köylüler oralı olmamışlar. Kurtlar da çobanın sürüsünü kapıp götürmüşler.
Çoban bu duruma çok üzülmüş. Bir daha yalan söylememeye karar vermiş. Herkesten özür dilemiş. O günden sonra dürüst ve güvenilir bir insan olmuş, Köylülerine yalan söylememiş, aldatmamış ve kandırmamış
Merkez Bankası kasası boş, bu süreçte kasayı boşaltan 120 milyar rezervimizi heba zat eden elini kolunu sallayarak çekip gitti, hesabı ödemeden… Dövize ivedi ihtiyacımız var, yabancı gelsin diyoruz,
Yabancı yatırımcı, yatırım ve emekli fonlarını değerlendirerek yükümlülüklerini yerine getirmek istiyor ama kendi ülkesinde faiz 0-0,25 ve hatta eksi faiz, Türkiye’de ise % 15, kazanmak istiyor fakat gelemiyor, güven ve istikrar yok, hukuk ihlalleri var, mülkiyet hakkı güvencesi ortadan kaldırılmış. Netice olarak risk var.
Şimdi; Cumhurbaşkanı ekonomi ve hukuk alanında reform yapacağız dedi. Yabancının iştahı kabardı. Yatırım ve emeklilik fonları temsilcileri bu ifadelerden sonra akşam toplanıp karar alıyorlar “Haydi yatırım için Türkiye’ye gidiyoruz” diyor ama sabah olduğunda bir bakıyorlar ki…
- Kanal İstanbul afiş ve görüş açıklamaları nedeni ile İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılıyor
- İzmir il ve ilçe belediye başkanlarına depren ile ilgili açıklama yasağı geliyor
- Meclis çatısı altında görüşlerini açıklayan ana muhalefet partisi liderine fezleke
- Çakıcı ana muhalefet liderine tehdit ve hakaret
- Cumhur ittifakı ortağı bu hakaret ve tehditi destekliyor
- Yüksek istişare kurulu üyesi fikrini açıkladı diye vatan haini ve fitneci oluyor
Bunlar sadece son bir hafta içerisinde yaşananlar… Ya geçmişte yaşananlar
Piyasalar ivedilikle reformu bekliyor, gecikince kızar ve intikamını alır, piyasalarla inatlaşılmaz. Dolara çanağı katlatır, yani bir lira düşmüştü, o bir lirayı alır üzerine yine bir lira daha koyar, benden söylemesi
“Huylu huyundan vazgeçmez”
Türk Atasözü