Canımız çok acıdı geçen haftadan beri, güzel ülkemin oksijen emekçileri ormanlarımız 9 günden beri yanıyor, yani ciğerlerimiz yanıyor, canlarımız gitti, hayvan dostlarımız gitti, bitki çeşitliliğimiz gitti. Bugün hala söndürülmemiş olması tam bir yönetimsizlik, beceriksizlik, planlamasızlık, liyakatsizlik… ne derseniz deyin… Bu yaşananların üstüne bir de güzel ülkemi talihsiz bir şekilde yönetenlerin birbirleri ile çelişen sözleri ve sorumsuzlukları, yaşananların üstüne tuzu biberi oldu.
Nedir bu çelişen açıklamalar; Cumhurbaşkanı, uçağımız yok dedi. Tarım ve orman bakanı, hangarlarda yatan uçaklarımıza antika dedi ve pilotlarımız bu uçaklarla uçmak istemiyor dedi. AKP Kars Milletvekili Yunus Kılıç, ‘Uçakları bizzat gördüm, tavuklar içerisine kümes yapmışlar’ dedi. Türk Hava Kurumu kayyum başkanı yangınların başladığında herkes yangın ile boğuşurken düğüne gitti ve kendisine sorulan bir soruda “Ben THK kurumu başkanı değilim, ben atanan kayyum başkanıyım” dedi… Kemerköy Termik santralini 2014 yılında alan beşli çeteden Limak- Nihat Özdemir kılını kıpırdatmıyor, zamanında havuz medyasına 50-100 milyonları veren beşli çete bir uçak kiralamaya bile teşebbüs etmiyor… vs.
Türk Hava Kurumu nedir, buna bakalım… Ülkemizde havacılık sanayisini kurmak; askerî, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile kurulmuş bir dernektir. O zaman adı "Türk Tayyare Cemiyeti" idi, 1935 yılında adı "Türk Hava Kurumu" olarak değiştirildi.
Geçmiş dönemde yazılarımda bahsetmiştim, Bugünün Rusya havacılık ve uzay sanayi, hani bize yangın uçağı kiralayan, ABD’nin F-35 uçağına karşı, Rusya’dan SU-57 bile almayı düşündüğümüz, uzaya astronot gönderen Rusya, havacılık sektörü ile yakın zamanda kurulan, Kayseri’de uçak fabrikası, THK Etimesgut uçak motoru fabrikası, … daha sonra 1952’de traktör fabrikasına dönüştürülen 96 yıllık bir cumhuriyet değerinden bahsediyorum. Evet, bunun adı Türk Hava Kurumu… Rusya bugün nerede biz neredeyiz…
Her cumhuriyet değerinde olduğu gibi bu kurumda, son 4-5 yılda tamamen içi boşaltılarak, tıpkı şeker, tütün, tekstil fabrikaları gibi tarihten silinmeye çalışılıyor. Yazacak çok şey var ama ben birkaç başlıkla kısa kısa özetleyeyim. Çünkü, THK’da yaşananları burada yazmaya satırlar yetmez. Biraz araştırırsanız, bu kısa açıklamaların ayrıntılarını rahatlıkla görebilirsiniz.
Öncelikle bu konuda Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ın yaşamlarını, yaşadıklarını, mücadelelerini okumak ve anlamak gerekir. Bundan 70-80 yıl önce ülkemiz için neler yapmışlar, ülkeye hizmet etmek için kapıdan kovmuşlar, onlar bacadan girmiş vatanseverlerdir.
İstanbul’da zamanın en yüksek binası olan ve 80’li yıllarda kiralanarak otele çevrilen Laleli’deki Tayyare Apartmanlarının, önce Ramada Otel, sonrasında, Merit Antik Otel….. araştırın neler göreceksiniz, kiralamalar, fiyatlar, mahkemeler…. Net Holding Hande Tibuk… Otelcilikle ilgisi ve tecrübesi olmayan Naz Şirketi…
THK başkanı olmadığını, sadece kayyum başkanı olduğunu söylenen Cenap Aşçı, 2015 seçim hükümetinin Gümrük ve Ticaret Bakanı idi. Halkbank Yönetim Kurulu üyesi olan ve 16 Ekim 2019 tarihinde THK’ya atanan kayyum başkan bakın ne demiş, “Biz bu kurumu tasfiye etmek için gelmedik, THK'yi finansal zorlukların içinden çıkaracağız” demişti. Oysa gelir gelmez kurumun 10 taşınmazını satışa çıkardı. Bu günlerde de yani ağustos ayı içerisinde 44 taşınmazını da satışa çıkardı. Kurumun bin 200 üzerinde taşınmazı olduğu düşünülürse…
Yangınlar için 36 yıl hizmet veren, 2 binin üzerinde yangın söndüren THK’nın, 100 litre su, yani 5 damacana su kapasitesi yüzünden ihaleye girmesinin engellenmesi ve daha yüksek teklifle yangın uçağı kiralanması işi…
Bakan değil, işine doğru dürüst bakmayan Pakdemir’li, THK’nın uçaklarının eski kullanılamaz olduğunu söyledi. “Hurda, motoru yok, uçamaz, sertifikalarına güvenmiyorum, benim pilotlarım bunlarla uçmak istemiyor” demişti. Ama daha önceki yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın organize ettiği Teknofest’te başarılı bir şekilde temsili yangın söndürme uçuşu gerçekleştirdi. İş işten geçtikten sonra yardım amaçlı bazı ülkelerden gelen yangın söndürme uçakları da bizim hangarlarda çürümeye terk edilen uçakların aynısı. Hele hele bir bakanın benim pilotlarım uçmak istemiyor demesi tam bir hüsran. O zaman sen niye o koltukta oturuyorsun. 85 milyonluk nüfus içerisinde binlerce vatansever var o uçakları uçuracak.
Muhalefetin, özellikle 11 CHP’li belediye başkanının ortak bildirisi takdire şayandır. Verin uçakları biz onaralım, pilot teknisyen istihdam edelim demeleri, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konuda yazılı başvuru ve girişimde bulunması, yapamıyorsanız bırakın biz yapalım anlamı taşımaktadır.
Sonuç olarak; yıllardır ülkemizde yangınlar yaşanmaktadır, iklim değişikliği dünyanın gündeminde, geçen yıl Avusturalya’da aylarca süren yangınlara şahit olduk. Bu yıl ABD Kaliforniya’da çıkan yangınlar ve yüzlerce can kaybı…vs. Bu ne öngörüsüzlük, sözde bakanlık yapan Pakdemirli, neden yangınlar için bir filo oluşturmadın? Bir de pişkin pişkin “Envanterimizde uçak ve helikopterimiz yok” diyor.
Bunların dini imanı satmak, peşkeş çekmek ve para olmuş. Hep aynı oyun, kurum ve şirketlerin içini boşaltarak zarar ettirip kelepir fiyatına birilerine peşkeş çekmek. Çok örnekleri var. En yakın örnek, Çaykur, kar eden işletme 2017 yılında varlık fonuna devredildikten sonra sürekli zarar ediyor. Türk Hava Kurumu’nun da gayrimenkullerini sattırarak içini boşaltıp tarihin sayfalarından silmeye çalışıyorlar. Özellikle, bu kıymetli cumhuriyet değerine sahip çıkarak yaşatmak her vatanseverin boynunun borcudur.