Üniversiteler yüz yüze eğitime başlarken başta büyükşehirler olmak üzere ülke genelinde barınma krizi yaşanıyor. Artan kiralar ve yurtlarda ki kapasite yetersizliği nedeniyle kalacak yer bulamayan üniversite öğrencileri,“Barınamıyoruz” sloganıyla birçok ilde çeşitli eylemler düzenliyor. Türkiye’de her yıl üniversitelerde eğitimin yüz yüze yapılacağının açıklanmasıyla birlikte kira fiyatlarında astronomik artışların yanı sıra özel yurt fiyatlarındaki artışlar da aileleri kara kara düşündürüyor. Sektör temsilcileri öğrencilerin, barınma ve beslenme gibi en temel yaşam hakkını devletin karşılamadığını, her geçen gün artan yurt talebinin, geçmiş yıllara göre 10 kat arttığını söylüyor. Türkiye'de lisans ve ön lisans düzeyinde örgün eğitimde toplam 3 milyon 800 bin öğrenci bulunmasına rağmen Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) ait yurtlar da ancak 700 bin öğrenci barındırması ise gözleri KYK'ya çevirdi. Eğer ülkede ciddi bir planlama teşkilatı olsaydı, üniversite sınavlarını, okul kontenjanları ile Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK), KYK ile bir araya gelip bir koordinasyon merkezi oluşturarak okul, öğrenci ve gerekli yurt talebi ortaya konularak, öğrencilerin barınma sorunu diye bir şey olmazdı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise gençlerden yükselen “Barınma sorununu çözün” çağrılarına “Özellikle yurt konusunda bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmadığı yatırımları yaptık. Bizden önceki dönemlerde böyle yurtlar söz konusu değildi” diyerek yanıt vermesi, toplumun bir çok kesiminde tepkilere neden oldu ve olmayada devam ediyor. Dediğim gibi gerekli yatırımlar yapılsaydı bugün bu sorun ortaya çıkmazdı. Ayrıca Erdoğan’ın açıklamalarını Milli Eğitim Bakanlığı resmi sitesinde yer alan veriler yalanlıyor.
MEB’in verilerine göre 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde KYK’ye bağlı 793 yurt bulunuyordu ve yurtlar 703 bin 175 öğrenci barındırabiliyordu. 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde gelindiğinde ise yurt sayıları 773’e gerilediği görülüyor. 703 bin olan kapasite sayısı ise yaklaşık 7 bin kişilik bir erimeyle 695 bine gerilediği görülüyor. Lisans ve ön lisans düzeyinde örgün eğitim gören öğrenci sayısı ise 3 milyon 800 bin. Mevcut veriler ise öğrencilerin yalnızca yüzde 18’inin barınma ihtiyacının devlet tarafından karşılanabildiğini gösteriyor. Yine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, öğrencilerin barınma sorununa ilişkin, “Algıyla milletimizi kandırmaya çalışıyorlar." açıklaması ne yazık ki, Kasapoğlu'nun eğitim anlayışından uzak, siyasi bir bakış açısına sahip olduğunu bizlere gösterdi. Tüm Yurt ve Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası (TÜYİS) yurt konularında uyarılarda bulunuyor ve çaresiz yoksul gençlerin, hiç istemeseler de tarikatlara itildiğini, tarikatların elinde 50 bin yatak kapasiteli yurt ve barınma evleri olduğuna dikkat çekiyor. Eğitim Sendikaları ve bir çok sivil kitle örgütleri tarikatlar konusunda uyarılarda bulunuyor. Çılgın projeler peşinde koşan AKP iktidarı, uzun yıllardır ülke gündeminden düşmeyen yurt ve barınma sorununu belli ki çözmeyi düşünmüyor. İmam hatipleri arka bahçesi yapma, tarikat, cemaat sevdasından vazgeçmeyen iktidar, yurt sorununu bilinçli olarak çözmek istemediğini bu tutumuyla bir kez daha ortaya koymuştur. Kâr eden bir çok kamu kurum ve kuruluşuna zarar ettirerek yok pahasına satan ve satmaya devam eden iktidar, Kredi ve Yurtlar Kurumunu da bertaraf etmeye çalışıyor.
Bakın KYK yurtlarının kapasitesi bir önceki yıla göre azaldığı ortaya çıktı. 2020 yılında 698 bin 289 olan yurt kapasitesi, bu yıl temmuz ayı itibariyle 696 bin 966'ya geriledi.Öğrenci talebi artarken, KYK yurtlarında kapasite azalması, tarikat yurtlarını adres göstermek değil de nedir? Üniversite kazanmış öğrencilerin bu şekilde sekter yapılara mahkum bırakılmasının sosyal, psikolojik, ekonomik ve siyasal riskler içerdiği bilinen bir gerçektir. Tarikat yurtlarının koşullarına dayanamayan binlerce öğrenci, yurt ve barınma imkanı sağlanmadığı için üniversite eğitimlerini bırakmak zorunda kalıyor. İktidar bu konuda samimi olsa yurt imkanı sağlanamayan öğrencilere “kira destek bursu” verilmesi yönünde bir çalışma yapardı. O da yok. Her ile üniversite binaları açmakla övünen iktidar nedense o illere yeterince yurt binası açmaması ise sorgulanması gereken önemli bir başka nokta. Ne yazık ki bugün Türkiye'de yüksek öğrenim gören öğrencilerin sadece yüzde 10'u KYK yurtlarında barınabiliyor...Buradan herkese soruyorum; Üniversiteli çocuklarını bilimden uzak, ortaçağ kafasını taşıyan tarikat ve cemaat yurtlarına, parklara, sokaklara mahkum eden bir ülkenin, bir iktidarın geleceği ve itibarı olur mu? Altını çizerek söylüyorum, o ülkenin ve iktidarın geleceği olmaz.