Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında çok kişi hayatını kaybetti.

Tüm ülkeyi derinden etkileyen bu olayda yok olan birçok aile ve hayat var…

Okuyucularım bilirler genelde pozitif bir yaklaşım ile yazarım her hafta köşemi ama bu hafta onu yapamıyorum…

Sömestr tatilinin gelmesiyle birlikte hem karne hediyesi hem de tüm aile birlikte bir mola için tatile çıkar bazı insanlar. Yine öyle bir plan ile gidildi Bolu’ya. Kim bilebilirdi ki böyle bir felaket yaşayacaklar…

Mutlu olmak ve dinlenmek için bir otele gidiyordunuz ve gece uykunuzda bir yangına yakalanıyorsunuz. Yangın alarmı çalmamış hiçbir uyarı yok, duman ile uyanan insanlar ve çığlık çığlığa bir kargaşa içinde cehenneme dönen bir tatil…

İnsanlar yangın merdiveni arıyor ama yangın merdiveni yok bulamıyorlar, merdivenleri her yeri alev almış dumandan göz gözü görmüyor. Bir cehennem yeri diye anlatıyor kurtulan biri…

Pencereden sarkan birbirine bağlanmış çarşaflara tutunmaya çalışan hayatlar, pencereden sarkan aşağıya atlayan insanlar…

Çocuklar, bebekler, yaşlılar ve uğuldayan çığlık sesleri…

Pencereden bağırıp yardım isteyenler… Bir baba aşağıya sesleniyor ‘Bir battaniye açın, bebeğimi atacağım’ diyor…

Şu an yazarken bile içimde büyük bir sızı hissediyorum, nefesim kesiliyor peki orada olanlar? O anı yaşayanlar…

Sorulacak o kadar çok soru var ki…

Yangın merdiveni bulunamıyor yok deniyor yangın alarmı zaten yok…

Peki yapılan denetimlerde nasıl oluyor da bu eksikler görülmüyor?

Sorumlular bulunacak diyorlar, hesap soracağız diyorlar her felakette olduğu gibi aynı cümleler…

Ama ne denirse densin içimiz soğumuyor soğumazda…

“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın,” diyor Albert Camus.

Ev alıyoruz depremde yıkılıyor ölüyoruz, çalıştığımızda fabrikada patlama oluyor ölüyoruz, görev yaptığımız yere terör saldırısı oluyor ölüyoruz, yağmurda yolda yürürken elektrik akımına kapılıp ölüyoruz, tatile çıkıyoruz gittiğimiz otelde yangın çıkıyor ölüyoruz…

Sanki bir oyunun içindeyiz oyunun adı amiral battı. Mayınlar var her yerde ve ne zaman o mayına basacağımız belli değil…

İnan hayatı bu kadar ucuz mu demek bile çok basit bir cümle kaldı yaşananlar yanında.

Demek ki tedbir ve önlem almak bize kalıyor, gittiğimiz yerde dikkat edeceğiz, yürüdüğümüz yolda adımları düşünerek atacağız, iş yerinde çalışırken tedirgin olacağız, tatile giderken bile gittiğimiz yeri en ince ayrıntısına kadar araştıracağız…

Düşünerek yaşayacağız yani, tedirgin tedbirli…

Düşünerek yaşayacağız bu hayatı, en çok düşünerek…