Geçtiğimiz hafta TV programımda değerli isim Avukat ve Enerjist Hayriye Değirmenci Yadel ile bir araya geldik. İlk kez enerjist olarak kendisini programıma konuk aldım ve “Sevginin Gücü Özfarkındalık “ konularını konuştuk. Aslında ne kadar çok kullanılan ama hiç yaşatılmayan bir duygudur sevgi. Bu haftaki yazımda sizlere sevginin gücünü yazmak istedim…

Sevginin gücü ve özfarkındalık, birbirini derinlemesine etkileyen iki önemli kavramdır. Sevgi, insanı hem içsel hem de dışsal dünyasında iyileştiren ve güçlendiren bir duygu iken, özfarkındalık ise bir kişinin kendini, duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını derinlemesine anlamasıdır. Bu iki kavram arasında güçlü bir ilişki bulunur çünkü gerçek sevgi, önce kendimizi kabul etmeyi ve anlamayı gerektirir. Kendimizi ne kadar tanıyor ya da anlıyoruz? Her halimizi kabul edebiliyor muyuz? En önemlisi bence kendimizi kabul etmek, olumlu olumsuz yanlarımızı bilmek ve en iyi halimizi arayış halinde olmayı başarmak, bunu başarmayı seçmek çok önemli…

Özfarkındalık, sevginin sağlıklı bir biçimde gelişebilmesi için bir temel oluşturur. Kendini tanımayan, duygusal ihtiyaçlarını ve sınırlarını fark etmeyen bir insan, başkalarına sağlıklı bir sevgi sunmakta zorlanabilir. Bir kişi, kendisini ne kadar derinlemesine keşfederse, başkalarına duyduğu sevgi de o denli derinleşir ve anlam kazanır. Çünkü özfarkındalık, bireye kendi duygusal durumlarını yönetme yeteneği verir, bu da daha empatik, anlayışlı ve bağlayıcı bir sevgiye yol açar. Yani hep yazdığım ve vurguladığım empati yapabilmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha belirtmek ve yazmak isterim… Ayrıca, sevgi, bir kişinin özfarkındalığını geliştirebilmesi için de büyük bir güç kaynağıdır. Sevgi, insanı daha açık fikirli ve daha merhametli kılabilir. Sevgiyle dolu bir ortamda birey, kendi içsel dünyasını keşfetmeye daha istekli hale gelir. Sevgi, korkuları aşmak, hatalardan ders almak ve kişisel büyümeye odaklanmak için bir teşvik görevi görür. Sevgi insanı güçlendirir…

Bu konu üzerinde düşünmeye başladığımda karşıma çıkan en çarpıcı sonuç şu oldu; sevgi sözcüğünü ne kadar yoğun kullansak bile sevgi duygusunu yaşatamadığımızı gördüm. İlk başta kendimizi nasıl sevmediğimizi. Evet kendimizi sevmiyoruz… Kurban bilincinde olarak, kendimizi değersizleştirerek, sürekli söylenerek her gün sürekli kendimizi aşağıya doğru çekiyoruz… O gün programda avukat Yadel çok güzel bir şey söyledi aynen burada sizlerle paylaşıyorum; “hayatımızı kurgulayan oluşturan bizleriz. Senaristte biziz yönetmende ve oyuncuda… bizler ne istersek onu yaşıyoruz hayatımızda” bu sözler beni çok etkiledi ve hepside çok doğru…

Sonuç olarak, sevginin gücü ve özfarkındalık, birbirini besleyen iki önemli bileşendir. Kendisini seven bir insan, hem kendisini daha iyi tanır hem de başkalarına daha sağlıklı ve derin bir sevgi sunabilir. Aynı şekilde, özfarkındalık, bireye sevgiyle yaklaşmayı ve başkalarına şefkatle destek olmayı öğretir. Bu iki kavram, bir insanın içsel huzurunu ve dışsal ilişkilerini şekillendiren güçlü araçlardır. Sevgi dolu bir dünyada yaşamayı hepimiz hak ediyoruz, önce kendimizi sonra diğer insanları, doğayı ve hayvanları sevmeliyiz… O zaman sevginin gücünü görebileceğimize ve tüm engelleri aşabileceğimize inancım tam… Sevginin artarak çoğaldı güzel günlerde görüşmek üzere…