Yılın şu son gününde ne kadar isterdim 2022 için güzellemeler yapmayı, ‘çok mutlu olacağız, başarı, zenginlik, aşk bizi bekliyor’ demeyi… Ama ne yazık ki durum böyle değil, korkarım AKP ile geçen yılların en karanlığı bizi bekliyor. Bir ülkeye ve halkına yapılabilecek kötülüğün nirvasına ulaşan iktidar, seçime gittiğimiz şu son dönemeçte varlığını sürdürebilmek için kötülükleri taçlandıracaktır.
CHP’li belediyeler üzerinde oynanan oyun, HDP üzerinden oluşturulmak istenen şiddet sarmalı, ‘keriz silkeleme’ operasyonu hakkında değerlendirme yapıp gerçekleri anlatan ekonomistleri ‘suçlu’ ilan etmeye kalkışmaları, hormonlu rakamlarla enflasyon, işsizlik vb. verilerle halkı uyutmaya çalışmaları…
Hepsi, gündem değiştirme, çöken ekonomiden dikkatleri uzaklaştırma çabaları. Seçim için zemin yokluyor, attıkları hangi adımın kendilerine baskın seçim imkanı sağlayacağını görmeye çalışıyorlar. Hiçbiri fayda etmediği için sonunda yine en kullanışlı argüman olan dine daha fazla abanmaya çalışıyorlar. İçişleri bakanı çıkıp ‘yaptıklarımızı bize yaptıran Allah’tır’ diyebiliyor. Gelişmenin tek şartı olan akıl ve bilimle işleri olmadığı için halkı uyutmanın ve iktidarda kalabilmenin yolunu yine dinde arıyorlar. Ellerinde din istismarından başka bir şey kalmadı ki…
Evet, 2022 yılında bu kötü gidişe direnmeye, muhtemelen önümüze gelecek sandıkta bu iktidarı göndermeye hazırlıklı olmalıyız. Ama daha önemlisi bu ağır ekonomik koşullarda ayakta ve hayatta kalmaya çalışmalıyız.
Üzerlerindeki her türlü baskı ve mali engele rağmen CHP’li belediyeler dar gelirli yoksul vatandaşlara destek olmak için çırpınıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Karakış Destek hattı ile binlerce aileye iki ayda 27 milyon liralık destek sağladı, şimdi bunu yeni bir kampanya ile daha da büyütüyorlar. Herkesin destek vermesi beklenen kampanyayı açıklarken Tunç Soyer, yoksulluk ve çaresizliğe dikkat çekiyor, ‘birbirimize el uzatmamız lazım’ diyor.
İktidar yoksullaştırırken, CHP’li belediyelerin yoksul ve dar gelirliye el uzatan yaklaşımı hem çok insani hem de siyaseten çok doğru bir strateji. Özellikle üç büyük kent, bütün önceliklerini sosyal yardımlara vermiş durumdalar. Ülkeyi yöneten ‘bu ülkede işsizlik yok’ diyebiliyorsa, var olan yüz binlerce işsize, yoksula el uzatmak haliyle CHP’li yerel yönetimlere düşüyor.
Canlarımızı rahat bırakın!..
Üç beş sapkın, katil ruhlu psikopatın elinde silaha dönüştürülen köpeklerin yaşattığı acıları fırsat bilip halkı sokak canları üzerinden de bölmeye kalkıştı ya, pes doğrusu!..’Toplayın, alın, götürün..’ diye bağırıyor vicdansız. Sokaktaki o canlar ki biraz sevgi, biraz gıda bekleyen sevgili dostlarımız. Ve iyi ki bunu da sağlamaya çalışan binlerce hayvan sever var. Tunç Soyersokak canları için 400 veteriner klinikle anlaştıklarını aşı ve kısırlaştırmanın daha yaygın yapılacağının müjdesini verdi. Dilerim bu sistem işler, kısırlaştırma ile popülasyon artışı kontrol altına alınır, var olanların da bakımı ve daha sağlıklı yaşamaları sağlanır. Halkı bölmek için her yolu deneyen sonunda can dostlarımızı bile buna alet edenlere milyonlarca hayvan sever sandıkta gereken cevabı verecektir.