Çağımız; yerel demokrasi çağıdır. Yerel demokrasi de; nitelikli demokrasinin belirleyicisidir.
Demokrasiyi ete-kemiğe büründüren, içerik ve kalite kazandıran yerel demokrasidir.
Yerel demokrasinin uygulama alanı da belediyeler, yerel yönetimler ve yerel hizmetlerdir.
Bu bağlamda; 31 Mart 2024’de yapılacak belediye ve yerel yönetim seçimleri de, genel seçimler kadar önemlidir.
Belediyelerin hizmet alanları, geniş ve bir o kadar da yaşamsaldır.
Beşikten mezara kadar, yaşamımızın tüm kesitlerini, belediye hizmetleri kapsamaktadır.
Yürüdüğümüz sokaktan, dinlendiğimiz park- bahçeye, yeşil çevre dokusundan çevre sağlığına, mutfağımızda kullandığımız sudan alış-veriş yaptığımız çarşı-pazara, kent içi ulaşımdan kentsel temizliğe ve yangından doğal afetlerden korunmaya, barınmaya kadar yaşamımızın tümünü kapsayan alanlar belediyelerin hizmet alanını oluşturmaktadır.
Belediyeler, bu hizmetleri yerine getirirken kentsel problemlerin çözüm kapısı, güven ve yerel demokrasi kapısı misyonunu yerine getirmektedir.
Bu arada; CHP’nin belediyecilik anlayışı, insan odaklı, çözümcü, sosyal belediyecilik anlayışıdır.
Bu anlayış; aynı zamanda CHP’nin ‘’halkçılık’’ ilkesinin belediye hizmetleri alanındaki uygulamalarıdır.
İzmir'de CHP'ye yoğun ilgi: 381 kişi adaylık başvurusu yaptı
İzmir’ de, belediye seçimlerinde adaylık için yoğun ilgi yaşandı.
9’u Büyükşehir olmak üzere 381 başvuru oldu.
Bu yoğun başvuru ve ilgi; CHP ve demokrasi açısından umut verici ve sevindiricidir.
Ancak; belediye hizmeti, nicelikten öte “nitelikli’’ belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine ihtiyaç duymaktadır.
Böylece; aday adaylığının adaylığa dönüşme sürecinde “müktesebat’’a yani, geçmişte ürettiği projelere, uzmanlık alanına ve kentleşme birikimine önem ve öncelik verilmelidir.
Çünkü; CHP’nin belediyecilik anlayışı; insan ve çözüm odaklı sosyal belediyeciliği içermektedir.
Sosyal belediyecilik de; CHP’nin ‘’halkçılık ‘’ ilkesinin belediye hizmetleri alanındaki uygulamalarıdır.
CHP’nin belediyecilik anlayışı; bir yönüyle de, belediye başkanlarının ve çalışanların “halkın hizmetkarı’’ oldukları bilinciyle görev yapmalarını tanımlamaktadır.
Bu bağlamda; belediye hizmetleri halk odaklı, dayanışma temelli ve güvene dayalı yönetim felsefesiyle yerine getirilmelidir.
Yerel yönetimler ve kent yoksulluğu
Kent yoksulluğuyla mücadele ve kent halkını yoksulluğa karşı korumak da, seçilecek belediye başkanının önceliği olmalıdır.
Bu bağlamda; seçilecek belediye başkanı, konut, barınma ve fahiş kira artışına, barınma krizine, çözüm üretecek yetkinlikte olmalıdır.
Aday belirlemede sosyal belediyecilik anlayışı; çoğulcu, çok sesli, katılımcı, saydam, eşitlikçi, hesap verebilir ve yerel demokrasiyi özümsemiş olan adaylar tercih edilmelidir…
Büyükşehir basta olmak üzere, ilce belediyeleri “iletişim ve katılım daire Başkanlığı” içinde de, muhtarların aktif rol oynayacağı, demokrasinin eklem bağı ve sinir ucu işlevi gören muhtarların, kendilerine yansıyan problemlerin çözümü konusunda da, bu yapılanma içinde kolaylaştırıcı rol oynayan bir yönetim anlayışı hayata geçirilmelidir.
SONUÇ OLARAK; Yerel yönetimler, insan ve hizmet odaklı, dürüst, adil, demokrat, özgürlükçü, dayanışmacı, paylaşmacı, saydam, hesap verebilir ve katılımcı bir belediye yönetimi anlayışıyla halka hizmeti öncelemelidir.