5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor! Sanki ortada kutlanacak bir durum var da…

Bol bol masal anlatılır bugünde. Anlamsız güzelleme yarışı, sözcük oyunları…
Oysa işte yaşıyoruz vakitsiz kavurucu sıcakları. En can alıcı ekolojik sorun yerküremizin gittikçe ısınıyor olmasıdır. Süreçte nelere mâl olduğunu yıkıcı sonuçlarıyla yaşayacağız.

Öldürücü kuraklık, tatlı su kaynaklarının azalması, sel baskınları, denizlerin yükselmesi; yığınsal göçler, siyasal çatışmalar, su savaşları…
Bu kadar yaşamsal ekolojik sorun, insanların gündeminde yok! Oysa yaşam bütünüyle yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya.
İnsanlar açlık, sağlık, barınma, işsizlik, eğitimsizlik gibi kendi gündelik yaşam sorunlarına boğulmuşlar. Bu sorunlardan fırsat bulup da küresel ısınmanın farkına varmaları mümkün müdür?

Ama ekolojik ve çevresel sorunların temel kaynağı olan sermaye, deniz diplerini temizleme kampanyaları düzenler. Plastik su kaplarının mavi kapaklarını, tekerlekli sandalye yardımları için toplatır. Su satış cirosu artar, kârları en yüksek miktarlara çıkar. Ama suların ticarileştirilmesi, doğal döngünün bozulması; hayvanların suya erişememeleri, bitkilerin kuruması kimin umurunda?
En verimli tarımsal arazilerine sanayinin ve konutların yerleştirilmesi; orman yangınlarıyla otellere yatırım alanları üretilmesi; güzelim koylarda kültür balıkçılığı yapılması; ülkenin dağlarının ve ovalarının ekolojik yıkımlara neden olan her türlü enerji üretim yatırımlarına peşkeş çekilmeleri; dünyanın hurdaya çıkmış gemilerinin en yıkıcı yöntem olan baştankara yöntemiyle kumsallarımızda parçalarına ayrılmaları…

Denetimsiz, yasaklı tarımsal ilaçların ölçüsüz, hesapsız bilinçsizce kullanılmalarının neden olduğu kanser olayları; elektronik haberleşmelerde kullanılan baz istasyonları; sanayinin baca gazları…

Sömürgecilerin, kapitalistlerin çıkartıp sürdürdükleri çeşitli savaşlar ise en yıkıcı ekolojik sonuçları olan olaylardır. Savaşlar durdurulmalı ve barış kalıcı olarak sağlanmalı ki, doğal yaşam sürebilsin. Bu nedenle, ekolojiyi ve çevreyi savunanların barışçıl olmaları, barışı savunmaları mutlak gereklidir.

İşte bugünü kutluyorlar 5 Haziranlarda!

5 Haziranlar, Dünya Ekolojik ve Çevresel Mücadele Günü olarak dillendirilmelidir. Suçlunun da sermaye ve onun oluşturduğu kültürün olduğu anlatılmalıdır. Sermaye ve sömürgecilik karşıtı değilseniz ekolojiden, çevreden yana değilsiniz demektir.
Esas olan sermayenin büyütülmesi, kalkınma masalının sürdürülmesi değil, yaşamın sürdürülmesidir.