Konak Belediyesi'nin tüm medya organlarına servis ettiği "Başkan Batur’a Bir Destek de Emekçilerden" başlıklı haber, gerçek ile hayalin, destek ile itirazın karıştığı bir tiyatro gibi.

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, belediye başkanını seçerken, adeta bir direniş, grev destanının kahramanını seçermiş gibi konuşuyor:

"Biz birlikte çalışacağımız, hizmet edeceğimiz insanları seçiyoruz. Bu kente birlikte hizmet edeceğimiz bir belediye başkanıyla çalışmak bize onur verir. Burada İzmir’in Karaburun’dan Seferihisar’ına, Beydağ’ından Kınık’a kadar örgütlü DİSK ailesinin 57 bin üyesini temsilen şube başkanlarımız, temsilcilerimiz ve yöneticilerimiz var. Hepimiz sizi alkışlıyoruz. Yolunuz açık olsun diyor, birlikte yan yana yürüyeceğimizi ifade ediyoruz!"

Şimdi sormamız gereken sorular var: Sendikaların hangi bürokratik evrimden geçtiğini mi sorgulamalıyız, “devrimci” nutuklarla dolup taşanların, nasıl oldu da bu tiyatral hale büründüğünü mü?

Ülkede işçi direnişleri varken, bir belediye başkanına destek açıklaması yapılması gerçekten de garip. Örneğin Özak Tekstil işçileri direniyor, mücadele ediyor, ancak onlar adına sessizlik hâkim. İşçilere saldırı dozu her geçen gün artıyor ama sendikalar onlara destek açıklaması yapacağına, “adayım da adayım” diye etrafta koşuşturuyor. Keşke 57 bin işçi ile Özak Tekstil direnişi de konuşulsa!

DİSK Bölge Başkanı’na, “Yahu seni işçiler mi seçti ki, sen işçiler adına aday seçiyorsun” diye sormazlar mı? Gerçek sınıf dostları, haklı olarak "Ne bekliyordun" diyecektir. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Evet, DİSK Genel İş Sendikası CHP ile iç içe geçmiş durumda. DİSK’e başkan olmak CHP milletvekilliğine hazırlanmak anlamına geliyor.

DİSK üyesi 57 bin işçi arasında Emek Partisi, Sol Parti, TKP, DEM Parti, MHP, AKP üyeleri yok mu? Bu işçilere danışılmadan, tek bir adayı destekleme kararı nasıl alındı? CHP üyesi olan DİSK'li işçiler bile farklı farklı adaylar önerecektir.

DİSK üyesi işçi kardeşlerim, seçtiğiniz temsilcilerin herhangi bir adayı desteklemesini kabul ediyor musunuz? Bu sadece Abdul Batur için değil örneğin Tunç Soyer'in adaylığı da sendikalar veya meslek örgütleri tarafından desteklenemez. Tunç Soyer, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası başkanı iken, Abdül Batur da işveren pozisyonunda olduğu için bir sendika destek açıklaması yapabilir mi? Bugün başkanlık için destek verenin yarın masada işçiyi gerçekten koruyacağını düşünüyor musunuz?

Sonuç olarak, Memiş Sarı ve DİSK'in, 57 bin işçiyi temsil ettiği iddiasıyla yaptığı destek açıklamasına cevabı yine o 57 bin işçi vermelidir. DİSK merkezi de bölge başkanlığının bu açıklamasına açıklama getirmelidir. İşçi kardeşlerim yapılan bu açıklama siyasi iradenizi teslim alma girişimidir. İşçi adına ne konuşulacağına, işçi karar vermelidir! Haksız mıyım?