Bir fotoğraf üç kadın! Fotoğraf karesinin ortasında altı aylık bebeği ile cezaevine giren Ayşe Çelik Öğretmen, bir yanında CHP'li Zeynep Altıok diğer yanında HDP'li Feleknas Uca iki kadın milletvekili... Siz bu fotoğrafa bakıp hala ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız, sorunu başka bir yerde aramayın, sorun sizde, sizin bakışınızda...
Bu ülkenin demokrasiye, bu ülkenin zincirlerinden kurtulmasına ihtiyaç hala yok mu?
Var! Hem de her zamankinden daha fazla... Siyasi yelpazenin neresinde olursanız olun, bugün bu fotoğrafa bakıp, içiniz acımıyor ise sizin demokrasiden söz etmeye hakkınız da yok; zaten demokrasi gibi bir derdiniz olmadığını da ben belirteyim...
Konu malum, bir televizyon kanalında yayınlanan gösteri programına bağlanan Ayşe Öğretmen, "Çocuklar Öldürülmesin" diyerek, evet milyonların önünde alenen suç (!) işledi. Ne dedi çocuklar öldürülmesin dedi! Ne deseydi, örneğin "Çocuklar, insanlar öldürülsün" deseydi ya da "Oluk oluk kan aksın" deseydi... Ne ala olurdu, insanlığını kaybetmiş güruh ağızlarından salyalar saçarak alkışlanırdı.
O bir öğretmen, O bir anne her şeyden önce O bir insan, çocuklar öldürülmesin feryadı ise en insani feryattır. Ceylan'lar, Uğur'lar, Berkin'ler öldürülmesinin feryadıdır. Bu feryadı duymayanların, demokrasiden, medeniyetten söz etmeye hakları yoktur.
Karabasan gibi yaşadığımız bugünleri de aşacağız. Hem de ayakları kırılan kırk ayaklı karınca gibi aşacağız...
Zalimler, her ayağımızı kırdığında sevinçten hakaretler yağdırsa da, biz her ayağımız kırıldığında dağın zirvesine bir adım daha ulaşmış olacağız. Dağın zirvesine çıktığımızda zalimin ne kadar küçük bizim ne kadar büyük olduğumuzu bir kere daha göreceğiz!
Ayşe öğretmen ve yanındaki iki kadın vekil demokrasi karesinin iki önemli öznesidir. Eksikte olsa bu bir demokrasi karesidir...
Bu kareye işsiz kaldığı için intihar eden inşaat işçisini, atanamadığı için intihar eden öğretmeni, fabrikası kapanan şeker işçisini, taşerona kadro KHK'sı ile işsiz kalan işçiyi, KHK ile ihraç edilen kamu emekçisini, Teybet Ana’yı, ektiğini biçemeyen köylüyü de eklediğinizde demokrasinin gerçek fotoğrafı tamamlanmış olacaktır.
24 Haziran'da ittifak arayışında olan sol, sosyalist, sosyal demokrat ve AKP zulmünden muzdarip olanlar, demokrasiye, adalete, eşitliği ve hakça bölüşmeye aç olanların gerçek bir demokrasiye ihtiyaçları, gerçek bir demokrasi karesine ihtiyacı var!
Bugün değilse ne zaman?
Yarın çok geç olmadan!