İhanet ve kandırılmışlık duygusu yaşayan siyasal iktidarın gelmiş olduğu son nokta aynada kendilerinin bile kendilerini tanıyamadığıdır.
Ülke siyasetine damga vuran davranış özellikleri bize önemli ipuçları da vermektedir. Karışık ve tutarsız zihinler. Bir söyledikleri diğeri ile uyuşmayan, karışık konuşmalar. Kafalarını karıştırıcı görüntüler ve sesler duymalar. Sanrılar, varsanımlar birlikte negatif bulgularla karşı karşıyayız.
Belirtiler tek bir hastalığı işaret ediyor; şizofreni yani siyasal şizofreni...
Siyasal tıbbi tanıyı şimdilik bir tarafa koyarak sizi farklı bir dünyaya götürmek istiyorum.
Tarihe damgasını vurmuş birçok olay, bildiğiniz gibi edebiyat dünyasında da haklı olarak yer bulmuştur. Bu tarihi olaylar birçok ünlü yazarın eserinde olduğu gibi edebiyat dünyasının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen William Shakspeare’in eserlerinde yer almıştır.
Shakespeare, tarafından da kullanılan, tarihi olaylardan belki de en önemlisi İHANET vurgusunun işlendiği olaydır. Bu olay iki şekilde anlatılır. Brütüs, Roma’nın ünlü diktatörü Sezar’ın evlatlığıdır... Brütüs, Sezar’a karşı çıkanlarla birlikte olur ve onu ortadan kaldırmak için suikast planları yapar. Senatoya ayak basan imparator, senato üyelerinin bıçak darbelerine maruz kalır. Hikâyeye göre son bıçak darbesini ise Brütüs vurur... Bunu gören Sezar, “Et tu Brütüs” yani “Sen de mi Brütüs” der.
Bu hikâye farklı içerikle de kaleme alınmıştır. Bu hikâyenin bu versiyonunda Brütüs, diktatör Sezar tarafından büyütülmüş biri değildir. Brutüs’un babası Pompei şehrinin en zenginlerindendir. Annesi Servilius ise Roma’nın en güzel kadınlarındandır. Baba ölünce anne Brütüs’ü tek başına büyütür. Fakat onun güzelliği imparator Sezar’ın gönlünü çeler ve onu metresi yapar. Annenin baskısı sonucu Sezar, Brütüs’ü evlatlık olarak alır. Ancak Brütüs ile Sezar’ın yıldızlarının hiç barışmadığı ifade edilir. Siyasi olarak farklı görüştedirler.
Hikâye nasıl anlatırsa anlatılsın, Sezar diktatör, Brütüs de onu öldürendir.
“Tarih tekerrürden ibarettir” sözü tabii ki doğru değildir. Tarihte yaşanmış olaylar benzerlik gösterse de, benzerlikten öteye geçmez. Fakat bugün siyasal şizofrenik davranışlar gösteren siyasal iktidarın tarihte birçok yansıması olduğu bir tekerrür değil, gerçekliktir. Bugün erken, baskın seçim tartışmaları içersinde yaşanan siyasal gelişmeler karşımıza yine ihanet ve kandırılmışlık vurgusunu ön plana çıkarıyor. Kimin elinin kimin partisinin içinde olduğu belirsizliği içinde yaşanan bu siyasal atmosferde, altı çizilmesi gereken en önemli vurgu halkın giderek daha da kötürümleşen yaşam koşullarıdır. İş, aş ve gelecek kaygısı her şeyin önüne geçmektedir.
Bugünün Sezar’larına son hançeri batıracak Brütüs değil, günümüzün Spartaküs’ü olan emekçi halktan başkası değildir.
Günümüzün Spartaküs’lerinin önünde 24 Haziran’dan önce bir de 1 Mayıs var. Günümüz Sezar’larına en güçlü karşı koyuşun yapılacağı gün olmalıdır.