Hani tüm dinlerde öldür(me) emri vardı. Öldürmek yasaktı, Allah'ın verdiği canı...
Demek ki hepsi kocaman yalanlarmış...
Ortaçağ karanlığından fırlayıp gelen IŞID barbarlarlığını alkışlayanlar, onlara destek verenler, bugün Yenizelanda'da yaşanan katliamı kınamaya ne kadar hakları var acaba...
Yenizelanda'da yaşanan katliamı dine bağlamayalım diyebilirsiniz? Bir an size hak versemde din adına yapılan savaşlar, katliamlar o anı maalesef kan ve gözyaşına boğuyor...
Yenizelanda'da katliam yapan katil ve katillerin manifestotusunda ne yazıyor:
"Konstantinopolis'e (İstanbul'a) gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya, minarelerden kurtulacak ve Konstantinapol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."
Katliamdan birgün sonra yüzde doksandokuzu Müslüman (!) Bu ülkenin devlet destekli vakfı olan TÜGVA'da boşdurur mu hemen karşı bildiriyi yayınlamış:
"Ezan, bizim için Roma’nın, New York’un, Pekin’in, Tokyo’nun, Moskova’nın, Berlin’in, Paris’in ve yarım kalan hesabımız olan Viyana’nın fethine niyet tazelemektir."
İki hastalıklı bakış açısının birbirinden ne farkı var. Bu kafaların için de halkın dini duyguları üzerinden rant savaşı vardır. Faşizm vardır, kin nefret vardır, saplantılı psikopatlık vardır.
İnançları ne olursa olsun halkları birbirine düşman eden, bu hastalıklı psikopat bakış açısı sömürü sisteminin kutsallaştırılmış halidir.
Bu iki bildiride hastalıklı katliamcı faşist bakış açısının bildirisir. Hangi inanca, hangi milliyete ait olduğunun hiç bir önemi yoktur.
IŞID barbarlarlığının halklar arasında yarattığı tahribat neyse Yenizelanda'da ki katliamın yarattığı tahribat da odur. Yenizelanda'daki katliamcı yargılanacak ve dünya halkları onu mahkum edecektir.
IŞİD barbarlığını ve ona destek verenleri her açıdan mahkum edebilecek miyiz?
Gelin bu ortaçağ karanlığında debelenen zihniyeti ortadan kaldıracak örgütlü mekanizmaları ortaklaştıralım...
Bugün hepimizin ihtiyacı olan birbirimizin yarasını kanatmak değil onları birlikte sarmaktır.