Henüz cumhurbaşkanlığı seçimlerine 2-2.5 yıl varken yazmaya başladığım ve inatla sürdürdüğüm şeyi bir kez daha söyleyeyim. Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşısında aday olarak çıkıp bu seçimi kazanmalıdır; kazanacaktır! Henüz kendisinin desteği yüzde 15’lerde iken bile bunu söylüyordum ve bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu da süreç boyunca hep gördüm. Adalet Yürüyüşü ile başlattığı liderlikten Millet İttifakı’na uzanan yolda gösterdiği anlayış, duyarlılık ve cesareti yerel seçimlerde de kanıtlayıp büyükşehirleri söke söke AKP’den alan genel başkan, bir yıl önce ittifakın sınırlarını da genişletip 6’lı Masa’nın da mimarı oldu. Masa’nın ayakları arada bir sallansa da kararlılıkla bugünlere gelmesini sağladı. Artık sona geldik. Adaylığını duymamız an meselesi olsa gerek!
Kendisinin adaylığına karşı çıkanların İmamoğlu ve Yavaş’ı ‘’görece’’ daha kazanabilir aday olarak lanse etmelerine ve Alevi olması nedeniyle yeterince oy alamayacağını savunanlara karşı sakin bir tavırla bekledi. Önce ‘’CHP’nin Adayı’’ olarak yerini sabitledi. Sırada 6’lı Masa’nın CB Adayı olarak duyurulmasında! Artık sona geldik! Az kaldı!
…
Anladığım kadarıyla masada ‘’el yükseltme’’ hamleleri sürüyor. E tabi pragmatik siyaset biraz da böyle işliyor. Konumu güçlendirmek, stratejik düşünme ve siyaset mühendisliği bu işin olmazsa olmazları!
Birkaç olası yol kazasının da önüne geçilirse bu iş tamam! Kılıçdaroğlu’nun, ilk turda HDP ve İYİ Parti’nin seçmenlerinin tamamının desteğini alamayacağını söyleyenlerin ne kadar yanıldığını 14 Mayıs gecesi göreceğiz. Ya da ikinci yol kazası olarak, bu iş ikinci tura kalırsa, Millet İttifakı seçmeninin motivasyonunun düşüp sandık başına gitmeyeceği ve seçime katılım oranı yüzde 70’lere düşerse Erdoğan’ın ‘’görece’’ oy oranını arttırarak yeniden cumhurbaşkanı olacağı algısının da ne denli yanlış olduğunu -eğer bu iş 28 Mayıs’a kalırsa- 28 Mayıs akşamı anlayacağız.
Anladığım kadarıyla Deva, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti liderleri ve tabanları yeterince ikna olmuş vaziyette! İYİ Parti kadrolarını ve tabanını ikna etmek için paylarına düşen sandalye sayısını arttırmak ve bunun için de mevcut sandalyeleri 2’ye hatta 3’e bölmek mümkün. Böylece, yıllardır iktidar bekleyen CHP kadrolarının da beklentileri karşılanırken İYİ Parti lider kadrolarının da kendi tabanlarına güçlü bir selam göndermeleri mümkün olacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nı geçmişte olduğu gibi bölmek ya da AKP tarafından lağvedilen Devlet Planlama Teşkilatı gibi bazı kurumların yeniden kurulacağını duyurmak masanın işbölümünü güçlendirirken; tabanlarda da iş birliği duygusunu pekiştirecektir.
Benzer bazı stratejiler HDP seçmenini de konsilide edebilir. Söz konusu tabanının güvenini tam sağlamak son derece önemli çünkü. Kemal Bey’in cumhurbaşkanlığında kurulacak kabinenin Kürt seçmeni ve halkının istediği demoktarikleşme adımları atacağının bazı işaretlerini daha seçim olmadan vermek bu güveni perçinleyecek. Anketlerden anladığımız kadarıyla, Kürt seçmenin yüzde 90’a yakın bir çoğunluğu Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı konusunda ikna olduğunu da dikkate alırsak, bu konuda da sona yaklaştık. HDP seçmeninin sempati duyacağı ve İYİ Parti seçmeninin de itiraz etmeyeceği bazı isim(ler) pekala kabinede ya da devlet kadrolarında yer alabilir. Denge siyaseti!
…
Biraz da milletvekili listelerinden bahsederek sonlandıralım haftayı. Aldığımız kulis haberlerine göre CHP ve İYİ Parti listelerinden girecek diğer küçük oy oranlı partilerin adayları. Diğer illeri bilmem ama İzmir listelerinde küçük partilerin adaylarını İYİ Parti listesinden seçime sokmak stratejik olarak parlamento çoğunluğu açısından fayda sağlayacaktır 3 nedenle. Birincisi, AKP İzmir’de yerle yeksan olacak bu seçimlerde. Oradan hızla uzaklaşan seçmen Deva ve İYİ Parti’ye meylediyor sokaktan anladığım kadarıyla. İkinci olarak MHP de İzmir’de ciddi bir kayıp içinde. Gerek Sinan Ateş suikastının tabanda açtığı hezeyan, gerek Meral Hanım’ın seküler milliyetçi tabanda yarattığı sempati, İYİ Parti’nin İzmir’de siyaset yapan güçlü milletvekillerinin parti tabanında yarattığı sinerji de dikkate alınırsa, Deva ve Demokrat Parti adaylarının bazıları İzmir’deki İYİ Parti listesine yerleştirilebilir. Bir zamanlar ANAP’ın ve Demokrat Parti’nin de çok güçlü olduğu İzmir’de, AKP ve MHP’den İYİ Parti’ye geçecek olan İzmir Milletvekilliği sandalyelerinde, DEVA ve Demokrat Partili isimlerin oturması, İzmir’in modern sağcı seçmenini rahatsız etmeyecektir.
Dediğim gibi! Bundan sonrası siyaset mühendisliği ve denge siyaseti kanunları işleyecek. Seçmen de 6’lı Masa’nın tabanları da hazır buna! Yeter ki masanın bacaklarından biri diğerine göre daha kısa/uzun kalmasın!
Bu iş tamam!