2019’u geride bıraktık. Kimileri 2019 için tamamen olumsuz oldu diyor, 2020’ye de umutsuz bakıyor. Ben farklı düşünüyorum.
Öncelikle gelecek için umudun eksik olmaması gerek. Umut bittiği zaman yaşam mücadelesi de biter...
Her dönemde olumsuzluklar var, olmaması da olanaksız. Bu eşyanın tabiatına aykırı. İnsanlar türlü türlü. Aynı gelir grubunda olup farklı düşünenler var. Sektörler için de öyle… Bir ülkede ekonomik gelişme yaşanırken bazı sektörler daha da ileri gider, bazıları geri kalır.
Esas olan sosyal, siyasal, ekonomik, iş yaşamının döngüsü içinde ayakta kalabilmektir. Bunun için de mücadele şart.
Olumsuzluklardan söz ettim. 2019’dan 2020’ye taşınan bazı olumsuzluklardan örnek verirsem en başa enflasyonu koyarım. Tüketici enflasyon karşısında zayıf duruma düştü. Bu grupta düzenli gelir grubunda olan işçiler, memurlar var. Mevsimlik çalışanların da bu yıl şanslı olduğunu söyleyemeyiz. 2019 yılı, yaz aylarında harçlık parası kazanmaya çalışan öğrenciler için de olumlu geçmedi.
Köylü, esnaf için genelde bir yavaşlama oldu... Kapanan fabrikalar, açılan fabrikalar… Bunların bir analizi tabii ki yapıldı.
2019’un güzellikleri de var elbet; güzelliklerin başına yerel seçimlerde önemli büyükşehirlerde ve Anadolu’nun simge kentlerinde yürütülen politikalara halkın tepki göstermesini koymalı.
Ankara ve İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlıklarının AKP tarafından kaybedilmesi onlar için, göstermeseler bile, yıkım oldu. 2014 Yılında Mansur Yavaş’ın gasp edilen başkanlığına bu kez cesaret edebilecekleri bir fark seçim sonucunda olmadı. Ekrem İmamoğlu’nun 16 bin oy farkını seçim sonucu olarak görmeyenler 800 bin oy farkını algılamakta zorlandılar. Belediyeden halkın parasından milyarlarca lira hortumluyorlardı, avanta muslukları kesildi.
Genel hatlarıyla, 2014 Yerel seçimlerine oranla Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz’e sıkışan sadece nüfusu az olan il ve ilçelerde kendine yer bulan AKP için yolun sonu göründü. Zaten meclisteki çoğunlukları da bu yerlerden gelen milletvekili sayısına dayalı. O zaman bu kentlerde daha güçlü muhalefet gerek. İki komşu kent, Erzincan ve Tunceli. Birinde MHP’li, diğerinde TKP’li başkan var. Olunca olur.
2020’ye daha umutlu girdiğimizi düşünüyorum. CHP’nin Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerdeki başarısı çok umutlu. Her şeyin bittiğini düşünüp parti içi mücadeleye girişenler, yolun sonuna geldiğini görerek, AKP’nin şiddet içeren tutumunu gözden kaçırmamalılar.
AKP giderayak İstanbul Belediyesine seçim evraklarını teslim etmeden önce devletten parayı aldı ve iç etti. Bunu yapan kim, kayyum. O kim; devletin en yüksek memuru olan Vali.
AKP şimdi elinden geleni ardına koymadan bankaların içini boşaltacak, devlet arazilerini hibe edecek, karşılığında bağış alacak, yurt dışlında kiralanan alanlara şirket gönderip havadan para aktaracak ve daha neler neler yapacak…
Bunlar kamuoyuna anlatılacak ama siyasi söylemi sızlanma ve şikayetin ötesine götürmek gerek.
Yerel yönetimlerin yapacağı çok hizmet var. Toplu taşımanın yaygınlaştırılması, minibüslerin, halk otobüslerinin sistemde toplumsal yarar üslubunda yer alması, tanzim satışların yanında, üretici ve kadın kooperatiflerinin kurulması, yaygınlaştırılması, semt evlerinde halk eğitim çalışmasına önem verilmesi, el sanatları, muhasebecilik, bilgisayar gibi konularda kitlelerin eğitilmesi… Daha neler neler.
Bu düzeni çalışan ve her gün yeni bir şeyler öğrenen insanlar değiştirecek. 2020 hepimiz için daha aydınlık olacaktır.