AKP iktidarı garibana her konuda umut dağıtmaya devam ederken, yaşattığı gerçekler toplumun canını çok ciddi bir şekilde yakıyor. Tek adam yönetiminin seçimlerde kullanacak elinde bir malzeme kalmayınca, çareyi yine CHP ve İYİ Parti başta olmak üzere muhalefet partilerinin topluma ayrımcılık ve nefret aşılama peşinde olduğu masalını anlatıyor. Artık bu sözlerin alıcısı da kalmadığını seçim anketleri den değil Rize'de gördük. AKP'nin oy deposu olan Rizeliler, hemşehrileri olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, "İkizdere'deki direnişi hedef alarak, " Ne kadar sol varsa, komünist varsa alıp buraya getiriyorlar" sözlerinin doğru olmadığını gördükleri için protesto etmeye başladılar. Halk artık Erdoğan'ın sözlerinin samimi olmadığını gördü.
Bunu elektrik ve doğalgaz faturaları üzerinden değerlendirebiliriz. Şöyle bir geçmişe bakacak olursak, AKP lideri Erdoğan’ın 21 Ağustos 2020’de verdiği doğalgaz müjdesine rağmen faturalarda indirimin hayal olduğunu herkes gördü. Aksine her ay düzenli bir şekilde de zam yapılıyor. Akaryakıt ürünlerine pompa fiyatlarına yansıyacak şekilde 25, doğalgaza 7, elektriğe ise 3 kez zam yapıldı. Batı Karadeniz açıklarında "500 milyar metreküp doğalgaz keşfettik" müjdesinden bu yana elektrik ve doğalgaza zam yağmuru bitmek bilmiyor. Açlık sınırı altında çalışan milyonlarca asgari ücretli ailelerin gelir düzeyi bu zamları kaldıramıyor. Fiyat değişikliklerinin enflasyon ile birleşerek halkın refah seviyesini olumsuz yönde etkiliyor. Yıllarca toplumu algıyla yöneten iktidar, şimdi algı yönetiminin de bir işe yaramadığını kendileri de görüyor. Bunu yerel seçimlerde net bir şekilde yaşadık. Bakın denizin bittiğini elektrik zamları üzerinden görmeye devam edelim. İktidarın pandemi sürecinde özel elektrik şirketlerine verdiği yardım, 2.4 milyon haneye yapılan yardımdan 30 kat daha fazla olduğu yazıldı çizildi. 2,4 milyon haneye verilen elektrik tüketim desteğinin 30 katından daha fazlasının özel elektrik üretim şirketlerine ‘destekleme’ adı altında verildiğini herkes biliyor. Yanlız bilmemezlikten gelen bir Enerji Bakanı var sanırım. Elektrik faturasındaki vergi kalemlerini gören herkes elektrik üzerinden oynanan oyunları farketti. Yine Pandemi yasakları sonrası saray yönetimi bir gün içinde hem kısa çalışma ödeneğini kaldırarak milyonlara işsizliği dayattı hem de elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam yaptı. Yetmedi, öğrenci harçları, alkollü içkiler ve LPG de zamlandı. Yeni bir doğalgaz zammı ise işverenleri de çileden çıkartacak yüzde 15-20 düzeyinde. Elektrik faturaları her ay bir öncekine göre daha da kabarıyor. En son Temmuz’da yüzde 15 zamlanan elektrikte 2018’den bu yana yapılan zamlar yüzde 103’ü aşarken TEDAŞ’a yapılan şikâyetler de yüzde 90'lara dayanmış durumda. Herkes tepkili ve ev içi harcamalarda en büyük gider kalemini mutfak harcamaları ve faturalar oluşturuyor. Ekonomik kriz ve artan fatura yükü yurttaşı isyan noktasına getirdi. Artan enflasyon nedeniyle maaşlar erirken kabaran faturaların yükü her geçen gün daha fazla artıyor. Elektrik faturasına temmuz ayında yapılan yüzde 15’lik zam ikinci ayında yurttaşı isyan ettirdi. Yılbaşından bu yana yapılan zam oranı ise yüzde 22’yi buldu. Sosyal medya'da ‘elektrik faturaları’ etiketi ile faturalarını paylaşan yurttaşlar pahalılığa dikkat çekiyor. Bu ara Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyaya ayar vermeye hazırlanıyor. Sosyal medyaya ciddi şekilde kullanan muhalefeti ekarte etmenin yanı sıra, AKP politikalarının eleştirilmesini istemiyor. Hesap vermeme üzerine kurduğu yönetim şekli artık iflas etmiş durumda. "Biz ne yaparsak doğru yaparız" algısı 18 yıl sürdü ve Belediye seçimlerinde bunun bittiğini gördük. "Aç tavuk ambar yıkar' boyutuna geldi ülke. Nereye kadar aç insanları yönetecek AKP iktidarı bunu sorgulaması gerekir. Ama artık buna da zamanı kalmadı.
Seçim barajını yüzde 7'ye indirme çalışmaları, Erdoğan'ın milletvekillerine alanlarda sık sık görünün mesajları, ince ince erken seçim hazırlıkları açık ve net görülüyor. Neyse konumuza dönmek gerekirse, pandemi döneminde elektrik şirketleri için yaklaşık 3 milyar TL’lik bir yardım paketi hazırlayan iktidar, emekçilere, işsizlere, öğrencilere gelince hiç bir şey yapmıyor. Üstelik elektrik şirketlerine yapılan paketin maliyeti de tüketiciye yansıtılıyor. Yetmedi, sarayın aylık 1 milyon liralık elektrik faturasını da halkımız ödüyor. Elektrik Piyasası Kapasite Mekanizması Yönetmeliği Değişiklik Taslağı’yla destek mekanizması dışında kalan ‘yap-işlet’ santralleri ve 13 yıl önce kurulan ithal kömür ve doğalgaz kullanan santraller 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren destek mekanizmasına sokuldu... yapılan yanlışlar saymakla bitmez. Son söz; bu elektrik zamları milletin ocağını söndürürken, diğer taraftan da AKP'nin ampülünü söndüreceğe benziyor.